ÇİFTÇİLERİN SORUNLARINI DİLE GETİREN ELAZIĞLI ÇİFTÇİ “DEVLETİMİZİN POLİTİKASI YANLIŞ”
Çiftçilerin yükü her geçen gün daha da ağırlaşırken Elazığlı çiftçiler bu sorunların son bulması gerektiğini vurgulayarak uygulanan sistemlere tepki gösterdi. Elazığ'da baba mesleği olarak işini sürdürdüğünü ifade eden Genç Osman adlı çiftçi sıkıntıların bir türlü bitmediğini, devletin birçok konuda değişikliğe gitmesi gerektiğini vurguladı. İlimizde yaşayan çiftçilerin en büyük sorununun Uluova projesinin kapsadığı köylerde ki kuyulara ruhsat verilmemesinin sulu tarım yapmak isteyen çiftçileri zor durumda bırakması olduğunu belirten Genç Osman, "Biz artezyen kuyu yani yer altı kuyusu vuruyoruz 100-150 metre buralarda hayvanlarımızın bitki ihtiyacını, şeker pancarı ihtiyacımızı yani sulu tarım yapabilmemiz için bizim bu kuyudan su çekmemiz şart." dedi.
SULU TARIM YAPABİLMEMİZ İÇİN KUYUDAN SU ÇEKMEMİZ ŞART
Elazığlı çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları dile getiren Genç Osman, Uluova projesi ile büyük bir mağduriyet yaşadığını dile getirerek;
"Bizim Elazığ’da en büyük sorunumuz Uluova var. Uluova’da 1978 yılında devletimiz sağolsun getirdi bir Uluova sulama projesi kurdu ve bu kanallar bir mühlet DSİ kontrolünde çalıştı. Sonra bunu devlet kooperatifleştirdi falan devlet ne yaptı bir türlü çiftçiler parasını ödediği halde yönetim parayı yedi. Bu kanal iptal oldu. Yani şimdi Türkiye’nin bütçesinin %5’ini %2’sini buraya bağlasalar bu projeyi yapamazlar. Hep kanallar, asma kanallar sularımız oldu Keban barajından suyumuzu alıyorduk. Şimdi bu kanal bizim Elazığ’da Uluova ve Kovancılar bölgesinde kapalı alan ilan etmişler. Şimdi kanalda su yok kanal diye bir şey kalmadı bu toplaşmadan dolayı arazide ki bütün kanalları devlet geldi kaldırdı götürdü, kırıldı yani kanalda çalışmıyor. Şuanda Uluova kanalı diye bir kanal yok ama biz çiftçi olarak çok mağduruz. Neden? Bizim burda çiftçilerimize devlet getirmiş bir kapalı sistem kurmuş. Biz artezyen kuyu yani yer altı kuyusu vuruyoruz 100-150 metre buralarda hayvanlarımızın bitki ihtiyacını, şeker pancarı ihtiyacımızı yani sulu tarım yapabilmemiz için bizim bu kuyudan su çekmemiz şart." dedi.
DEVLETİN ACİLEN BU KURALI KAPALI ALANDAN ÇIKARMASI GEREKİYOR
Uluova'da binlerce kaçak kuyu olduğunu belirten Elazığlı Çiftçi Genç Osman, bazı kişilerin tanıdık vasıtasıyla tarım abonesi alabildiğini ancak bunların dışında ki çiftçilerin ticari abone kullanmak zorunda kaldığını belirtti. "Neden faydalanamıyoruz? Çünkü bizim kuyularımız ruhsatsız devletimizden acilen bu kuralın kapalı alandan çıkartılmasını ve buraya bize kuyularımıza ruhsat verilmesini ve biz devletin verdiği imkanlardan faydalanmak istiyoruz." ifadelerinde bulunan OSMAN;
"Biz bunları devlet buraya kapalı alan kurduğu için, yasak getirdiği için bunları kuramıyoruz. Uluova’da binlerce kaçak kuyu var bunların bir kısmı elektriği şantiye, bir kısmı ticari bir kısmı da adamını bulmuş gitmiş devletten Tarımdan, DSİ’den müdürü bulmuş şefini bulmuş tarım abonesi almışlar ama aslında yasaktır. Yasak olmasına rağmen bazıları bundan faydalanıyor %90’ı faydalanamıyor. Biz kaçak elektrik çekiyoruz işte elektriğin maliyeti çok pahalı tarımla ilgili abone olursa elektriğin fiyatı çok düşer. Ve kuyularımızı da biz devletin verdiği basınçlı sulama sistemlerinden faydalanamıyoruz. Neden faydalanamıyoruz? Çünkü bizim kuyularımız ruhsatsız devletimizden acilen bu kuralın kapalı alandan çıkartılmasını ve buraya bize kuyularımıza ruhsat verilmesini ve biz devletin verdiği imkanlardan faydalanmak istiyoruz.
Bu dediğimiz köyler bu Uluova Kanalı’nın aldığı bütün köyleri kapsıyor. Örneğin Koçkale diyorlar ordan başlıyor bu şekilde tahminime göre 50-60-70 tane köy var. Toplam tahminime göre 50 bin dönüm arazi var bu 50 bin dönüm arazi şu anda hepsi kaçak kuyu vuruyor, kaçak elektrik kullanıyor, bununda bize maliyeti çok yüksek. Kaçak elektrik derken şu şekilde bizler devlete parasını ödüyoruz, tarımla ilgili kaçak oluyor yoksa ticari abonemiz var. Yoksa yanlış anlaşılma olmasın devletimize elektrik faturasını ödüyoruz. Yani tarım abonesiyle ilgili kaçak demek istedim. Tarım abonesi de alamıyoruz ve bu devletin bize verdiği %50 hibenin basınçlı su sistemleri varya borular falan biz ondan ruhsatımız olmadığı için faydalanamıyoruz. Acilen buna bir çözüm gelmesi lazım." dedi.
KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN NE FAYDASI VAR?
Çiftçilerin sürekli olarak birlik ve kooperatiflere yönlendirilmesinin bir zaman kaybı olduğunu bildiren OSMAN, çiftçilerin devlet desteği alırken yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Harputimes.com'a özel açıklamalarda bulunan Osman;
"Artı ikinci devletin bu kooperatifleşmesi bu işte SSK size bir örnek vereyim Ziraat Odasına üyeyim ben , ben şimdi üretici miyim, devletten ÇKS’mi alıyor muyum, sen beni neden mecburi olarak Ziraat Odasına yönlendiriyorsun ben neden oraya mecburi para ödüyorum. Yani Ziraat Odası’nın çiftçiye faydası ne sadece yılda bir sefer çıkar derki işte buğday 10 bin lira devlet derki yav kardeşim işte 5 bin lira yılda bir sefer bu boğuşmayı yapar.
Şimdi bizim bir şeyimiz var Damızlık Birliği var. Şimdi ben aynı zamanda besiciyimdir buzağı desteği alıyoruz işte illaha damızlık birliğine üye olacaksın ki atıyorum devlet buzağıya 500 lira veriyorsa oraya gittiğinde sana 300 lira veriyor. 800 lira veriyor 300’de fark veriyor o farkıda direkmen birlik alıyor. Birliğin bize faydası ne ? Hiçbir faydası yok. Şimdi biz tarım krediye ben bir çiftçi olarak , bir besici olarak nerelere aidat ödüyoruz?
- Tarım krediye ödüyoruz
- Pancar Kooperatifine ödüyoruz pancar ektiğimiz için
- Buzağı desteği almak için Damızlık Birliği’ne ödüyoruz
- Bize devlet burada hayvan başı 250 lira falan para veriyor, biz Kırmızı Et’ e üye olmasak onu da alamıyoruz.
- Biz Tarım Kooperatifine gübre alıyoruz biz oraya üye olmasak aidat ödemesek ordan destek alamıyoruz.