Bedrettin Keleştimur yazdı…..Fırat Üniversitesi 50 yaşında..

FIRAT ÜNİVERSİTESİ 50 YAŞINDA…
Bedrettin KELEŞTİMUR
22 Şubat 2025 tarihinde, sabahın erken saatlerinde Manas Yayınevi’ndeyiz… 2025 Yılı, bir bakıma Elâzığ Şehrinde, “Üniversite Yılı…” olacak. Analar-Babalar, Yaşlılar-Gençler, şehrin sokakları, mahalleleri, ufuk ötesi bir güzel geleceği birlikte konuşacaklar; “Fırat Üniversitesinin 50. Kuruluş Yıldönümü…”
Fırat Üniversitesi üzerine yazılan, ‘marşlar, şarkılar, türküler söylenecek…’ İlim, hikmet, marifet ehli aksaçlılar bizlere, ‘maziden atiye uzanan yollarda…’ her sözü, her kelamıyla ışık olacaklar…
22 Şubat 2025 Cumartesi Günü, Manas Yayınevi’nde, gün boyu devam eden şehrin nezih insanlarını bir araya getiren toplantıda, inanınız, ‘Şubat Soğuğunu unuttum’” Her söz/ veya her kelâmla bahar sıcaklığını yaşadım dersem yeridir.
Bu toplantının onur konuğu şüphesiz ki, Fırat Üniversitesini Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’tı. Sn. Göktaş 1982 yıllarında öğrencisi olduğu Fırat Üniversitesi’nde, “1987 yılında Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümünde Araştırma Görevlisi, 1995 Yılında Doktor Öğretim Üyesi, 1996 yılında Doçent, 2001 yılında aynı Üniversitede Prof. Oldular…” 2011 Yılında, Yıldırım Beyazit Üniversitesine giden Sn. Göktaş, 2020 Yılında, tekrar Fırat Üniversitesine Rektör olarak geleceklerdi…
Manas Yayınevi’nde, takriben 5 saat süren bu tarihi toplantıda, Prof. Dr. Mustafa Gül, Meftune Gül,
Dr. M. Naci Onur, Doç. Dr. Hüsamettin Kaya, Prof. Dr. Yavuz Haykır, Prof. Dr. Muhammet Beşir Aşan,
Prof. Dr. Kenan Demirel, Öğr. Gör. Recep Bağcı, Gazi Özcan, Dr. Tahsin Öztürk, Nihat Oğuz,
Doğan Sever, Tuncer Sönmez, M. Faik Güngör, R. Mithat Yılmaz, Zekeriya Bican, Günerkan Aydoğmuş, İhsan Nazik, İlhami Bulut, Hadi Önal, Mahir Gürbüz, Hasan Ergün Yılmaz, İzzettin Dönmez,
Fethi Açıkgöz, Yalçın Turhan, Ziya Tunçtekin, Feti Ahmet Deniz, Alperen Kırkıl, Sümeyra Cihangiroğlu, Selim Şengül ve bu programın Koordinatörü olarak da, Şener Bulut katıldılar…
Şairimiz Tuncer Sönmez’in kalemiyle hayat bulan, “F.Ü. Marşını Doğan Sever besteleyeceklerdi. Bu güzel eseri Alperen Kırkıl ve Sümeyra Cihangiroğlu yorumlayacaklardı!”
Prof. Dr. Yasemin Açık ve Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu’nun canlı telefonla katıldıkları bu nezih toplantı bizlere her bakımdan Elâzığ Şehrinin birlik ve beraberlik yolunda nasıl kenetlendiğini ve daha neler yapabileceği heyecanı yüreklerimizde hissettik…”
F.Ü. Şehrin müstesna romanıdır… Dile kolay efendim! Geçtiğimiz elli yıl içerisinde toplamda, “190 binleri bulan Önlisans, Lisans, Lisans Üstü Mezunu, Akademik ve İdari personel… Bu müstesna romanın kahramanlarıdır…” İnanınız, bu muhteşem roman içerisinde 190 binleri bulan kahramanında unutulmaz hatıraları/ veya hikâyeleri vardır…
Fırat Üniversitesi’nin kuruluş hikâyesini bizler bazen Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisinin Kuruluş Yılına, 1967 yılına götürürüz… 1967 yılı, aynı zamanda Elazığspor’un da, kuruluş yıldönümüdür. Bir tevafuk eseridir. 1967 tarihini şöyle bir toplayalım. Sizlere, 23 rakamını/ yani Elâzığ Şehrinin plakasını verecektir. (1+9+6+7= 23) Bu bir, kimliktir. Şehrin kendi boyasını yansıtan kimliğidir… O kimliğin içerisinde neler vardır; “yiğitlik, mertlik, çalışkanlık, cömertlik, dürüstlük, misafirperverlik, alçakgönüllülük ve doğruluk…” Bütün bunlar, bizim tarihimizin, kültürümüzün, sanatımızın, edebiyatımızın, musikimizin de boyasıdır, efendim… İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Birsel Beyefendi, bu boyayı görürler. Prof. Dr. Cemil Birsel’in öncülüğünde, 1942 tarihinde, Elâzığ Şehrinde, “Üniversite Haftası…” düzenlenecektir. Elâzığ Şehri ve insanı için bu bir kıvılcım olacaktır. O kıvılcım, bir büyük gönül yangınına dönüşecektir. Şehrin aydınları ayağa kalkacaktır. Bir büyük mücadeleyi başlatacaklardır. O dönemin neşriyatı dikkatle incelensin! Şehri için müşfik olan kanaat önderleri ve onların azim ve iradeleri günümüze taşınsın… Bir büyük sevdayı, bir büyük milli şuur ve heyecan sizlere birlikte yaşatacaklardır.
F.Ü. kuruluş kararıyla birlikte, Şehir gülümsedi, sadece bir kıvılcımla bütün yorgunluğunu üzerinden attı… O kıvılcımla, gönüller ısındı… Umutlar yeşerdi… 1970’li yıllar gerçekten farklıydı… Elâzığ Şehri, Türkiye’nin sayılı metropoliten şehirleri arasında haklı olarak yerini alıyordu. O yılları bizlere, 1970’li yıllarda Devlet Planlama Teşkilatında önemli görevler icra eden, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş anlatıyorlardı. 2025 Yılında, Fırat Üniversitesi’nin 50nci yılında, ‘şehri tekrar kenetlenmiş…’ Şehrin aksaçlıları, güzel ufuklar için atlanmış! Bilirim bu şehrin vefalı dostlarını, ‘asıl onlar şehrin derdine de, çilesine de katlanmış…’ Yürekleriyle, omuzlarını taşın altına koymasını bilmişler…
Geçtiğimiz yıllar içerisinde, Fırat Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerimizin, ‘demografik yapısını çıkartmıştım… 81 İlimizden gelen öğrencilerimiz toplam öğrencilerin yüzde 66’larını oluşturuyordu!” Üniversite hayatı, ‘bilim hayatında, evrensel bir kültürü de getiriyor’ O kültürün, şehrin sosyal, kültürel, iktisadi hayatında nasıl bütünleştiğini yaşadık/ veya yaşamaktayız. Elâzığ Şehri, insanıyla birlikte, iklimiyle birlikte, ‘misafir ettiği her öğrencimize güven kaynağı, moral desteği, birlik ve beraberlik şuurunu vermiştir…’ Selam Olsun, daha nice yıllara efendim…
Benzer Videolar