”Elazığ’da çocuk mahkumlar konteynerde .Yeri ayrı dert, içerdeki çocuklar ayrı dert…

SERRA TAYLAN/ÖZEL HABER Elazığ’da 1963 yılından bu yana çocuk mahkûmlara yönelik hizmet veren Çocuk Islah Evi’nin yıkılmasıyla birlikte, bölgede yeni bir çocuk cezaevi inşa edilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Islahevinde kalan çocuklar geçici olarak konteynerlere taşındığını söyleyen Avukat Bülent Seçkin Düztaş, yeni ıslahevi binası tamamlanana kadar çocuk mahkûmların kurulan konteynerlerde kalmasının sağlıklı olmayacağını belirti. Mevcut alanın ıslahevi için kullanılmasının doğru olmadığını ifade eden Düztaş, konteynerlerde kalan çocukların bir takım olanaklardan da yoksun kaldığını ifade ederek: ’’ Islahevi olarak kullanılan binalar yıkılınca şu anda bir konteyner kent gibi bir şey kurulmuş çocuklar orada hala ikamet etmek durumundalar. Ama burada herhangi bir sosyal tesis, herhangi bir spor alanı, herhangi bir çalışma alanı yok. Sadece burada bir iki tane spor alanı olduğunu biz duyduk. Ama bunların artık ıslah ve özelliği de eğitime ve özelliği de kaybolmuş durumda.’’ Dedi. ‘’Çocuk Islahevinin arazisi ıslahevi statüsünden çıkartılarak devletin kullanabileceği başka bir alana çevrilebilir’’ Elazığ çözüm Kültür Derneği Başkanı Avukat Bülent Seçkin Düztaş kurulduğu yollarda şehir merkezinden uzakta olmasına rağmen zamanla şehirleşme ile birlikte artık şehir merkezinde kalan Elazığ çocuk ıslah Evi’nin bulunduğu araziyi bağışlayan aileden de izin alınarak başka alana taşınması gerektiğini söyledi. 1963 yılında kurulan Çocuk Islahevi’nin inşaat sektörünün gelişmesiyle birlikte şehir merkezinde kaldığını ifade eden Düztaş şunları söyledi: ‘’Elazığ'daki çocuk ıslah evin yeri 1963 yılında Saim Hazardağlı isimli bir iş adamı sadece ıslahevi olarak bağışladığı bir araziye kuruldu. 40 dönüm civarında çok geniş ve değerli bir arazi.Sadece ıslahevi olmak şartıyla bağışlanmıştı. O zaman oralar biz de internette belgesellerde veya büyüklerimizin anlattıklarından duyuyoruz, oralar bağ bahçe tarzında, şehrin dışında bir bölgeydi. O zaman için kendisinin bağış yapması çok güzel bir düşünce. Devletin de orada bu ıslah evini yapması çok iyi bir durumdu. Ancak aradan geçen yıllarda inşaat sektörünün gelişmesi şehirlerin dışarıya doğru genişlemesi ile burası maalesef şu anda şehrin göbeği denebilecek en işlek ticari alanların bulunduğu evlerin bulunduğu bir yer olarak kaldı. Şimdi burada hukuki bir sıkıntı var. Bağış yapılırken burası ıslahevi yapılacak diye belirtildiği için sadece cezaevi genel müdürlüğü Elazığlı hemşerimiz onun da anlatımları doğrultusunda buraları kaybetmek onlar için bir sıkıntı olacak. Ama burada şunu düşünmek lazım. Öncelikle insanların sağlığı, devlet kurumlarının doğru yürümesi açısından diyelim ki ıslahevi statüsünden özel bir kanunla çıkartılıp yine devletin kullanabileceği bir alan olarak yapılabilir. İmkânsız da bir şey yok. Ailenin bu burada rızası da alınabilir. Yani bu ıslah evinin orada olması genel anlamda bir sorun.’’ Mevcut alanın çevresinde binalar, AVM’ler, çocuk parkları gibi alanların bulunduğuna dikkat çeken Düztaş, Sorun şu ki,  2012 yılında çocuk ıslahevi kapatılıyor. Ancak kapatıldıktan sonra binalar yıkılınca burada şu anda bir konteyner kent gibi bir şey kuruldu. Çocuklar orada hala ikamet etmek durumundalar. Temel itibariyle cezaevlerinin, tutukevlerinin, ıslah evlerinin amacı insanların, suç işlemiş kişilerin toplumda izole şartlar altında topluma kazandırılmasıdır. Ancak burada toplumda izole etme durumu artık ortadan kalkmış. Dediğimiz gibi yanında 26 -27 katlı gökdelenvari binalar var,AVM'ler var ,dershaneler, çocukların, gençlerin çok yoğun bir şekilde bulunduğu yerler var. Çocuk parkları var. Buradaki insanların, gençlerin, bu çocukları karşılıklı olarak tel örgüler arkasında görmeleri sorunlardan bir kısmı.’’ ‘AVM'ye gelenlerin parka gelen bu insanların görmesi bu şekilde tel örgüler arkasında görmesi bir toplumsal sağlık sorunudur.’ Konteynerlerde kalan çocukların koşullarında da iyileştirilme yapılması gerektiğini ifade eden Düztaş, konteyner ortamında çocukların ıslah edilmesi ya da eğitilmesinin zor olduğunu söyledi. Düztaş sözlerine şöyle devam etti: ‘’ Diğer bir kısmı da bu çocukların ıslah edilmesi. Adı üstünde ıslah kurumu. Islah edilmesi için burada bulunması lazım. Islah evleri de sonradan isim değiştirdi. Artık ıslah evi değil de sanki eğitim evi isimlendirilmiş.. Bizim cezaevleri genel müdürümüz ‘eğitim evi’ diyor. Eğitim evi ama burada herhangi bir sosyal tesis, herhangi bir spor alanı, herhangi bir çalışma alanı yok. Sadece burada bir iki tane spor alanı olduğunu biz duyduk. Tabii bunların araştırılması lazım. Ama bunların artık ıslahevi özelliği de, eğitime evi özelliği de kaybolmuş durumda. Bir kere çocukların ıslah olabilmesi için barınma alanlarının sıcak temiz hijyenik topluma kazandırmaya uygun olması lazım. Ama bu alanlar zaten çevreden görüldüğü kadarıyla çok problemli. Çocukların yatma alanları bile yetersiz. Çok geniş bir alan ama kamu alanları yetersiz. Oranın ısınma, barınma alanları problemli. Dediğimiz gibi bu çocukların burada ıslah olması mümkün olmadığı, gibi çevredeki insanların mahalleri sakinlerinin bu AVM'ye gelenlerin parka gelen bu insanların görmesi bu şekilde tel örgüler arkasında görmesi bir toplumsal sağlık sorunudur. Aynı zamanda bu açıdan bu sorun belki iyi niyetle çözülmeye çalışılıyor. Ama bir şekilde Saim Hazardağlı’nın çocuklarının onayı alınarak başka bir şekilde çözülmesi lazım. Bu bir takas şeklinde devlete bırakılabilir, bir kısım bir aileye iade edilebilir. Ama bir şekilde cezaevi, ıslah evinin şehir merkezinde olması günümüz şartlarında büyük bir problemdir. Bu ıslah evinin uzun yıllardır yaklaşık 60 yıldır Elazığ'da olduğu düşünülürse çevre illerden de geliyor çocuklar.’’        
Benzer Videolar