Av. Dr. İrfan Sönmez’in kaleminden….Terörsüz Türkiye neyin bahanesi?
Türkiye terörden kurtulmalı, buna kimse itiraz edemez. İtiraz edemeyeceği için de, bu sürecin kargosuna uzun zamandır yapmayı planladıkları bazı anayasal düzenlemeleri sokmak istiyorlar. Tıpkı 15 Temmuz darbesini bahane ederek başkanlık sistemine geçtikleri gibi. Bu el çabukluğu yüzünden, darbe mi bu düzenlemelerin bahanesiydi, yoksa bu düzenlemeler mi darbenin bahanesi oldu? Gibi sorular darbenin sahipleri ilgili tereddütlerin doğmasına neden oldu.
Yeni süreçle ilgili de benzer kaygılar var, amaç gerçekten terörsüz Türkiye mi yoksa terör istismarı ile milli devleti dağıtmak mı, belli değil.
Demokratik düzenlemeler, örgütün silah bırakmasının mütemmim cüzü gibi sunuluyor. Bu paketin içinde neler var kimse bilmiyor, bilenler de toplumu ürütmemek için şimdilik terörsüz Türkiye sloganının cazibesiyle işi götürmeye çalışıyorlar.
Bahsettikleri demokratik düzenlemelerin PKK’yı tatmine yönelik düzenlemeler olduğuna şüphe yok.
PKK ve bileşenleri iki uluslu bir anayasa ve buna göre teşkilatlanmış bir devlet istiyorlar. Bu işin pazarlamasını yapanlar ise bu talebe bağlı olarak - yeni bir ulus- tanımından söz ediyorlar. Bir millet/ulus zaten var, yeni bir ulus tanımına ihtiyaç duyulması, var olanın tasfiyesi anlamına geliyor. Bu beyler, Apo ve teröristleri mutlu olsun diye ikiz bir ulus yaratmaya çalışıyorlar. Her ne kadar tek ulus diyorlarsa da, bu belli çevrelerin hassasiyetlerini yatıştırmaya, gardlarını düşürmeye matuf bir hamle.
Etnik asabiyelerin boğuştuğu, çatıştığı toplumlarda demokrasiyi yaşatmak zordur. Demokrasi milli devletle birlikte var olan, kabileleşme ile sahneden çekilen bir yönetim biçimi. Hem parçalanıp hem de demokrasiyi yaşatmak veya tek ulus olmak ham hayaldir.
Dava, gerçekten demokrasi ise bunun için herhangi bir engel yok. Ülkenin bütünlüğüne zarar vermeyecek her düzenleme yapılabilir. Mesela yargı bağımsızlığı sağlanabilir, merkez bankası özerkleştirilebilir, CB’nin keyfi tasarruflarına mâni olmak için yetkileri kısıtlanabilir, partili cumhurbaşkanlığından vazgeçilebilir… Bunlar için İmralı veya Kandil’i beklemeye gerek yok.
Ama belli ki kafalarındaki demokratik düzenlemeler bunlarla ilgili değil, nelerle karşılaşacağımızı önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Benim merakım, bu düzenlemelerin içinde, millî reisi ebedi reis yapmanın da olup olmayacağıdır.