Av. Dr. İrfan Sönmez’in kaleminden..Denetimsiz güç ve yozlaşma

Gücün, ahlaki değerleri çürüten, yozlaştıran bir etkisi vardır. Lord Acton’un bu gerçeği ifade eden “Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır,” sözü neredeyse ezberlenmiştir. Güç arttıkça yozlaşma ihtimali de artar. Bir makama geldikten sonra tutum değiştiren nice insan görmüşsünüzdür, Zayıf kişilikler için bu daha kolay işleyen bir kanundur. Güç tutkusu, insanı alır yerine bir canavar bırakır. “Adam olamazsın” diyen babasını vali olduktan sonra ayağına çağıran evladın hikayesini bilirsiniz. Gücünü babasına gösterirken aslında babasına “adam olamamışlığını” gösterir. Bir insanın kalitesi güç karşısında duruşundan belli olur. Hem ona sahip olmak hem ona maruz olmak bakımından… Lord Acton’un yaptığı tespitin bir benzerini ondan tam on üç asır önce Hz. Peygamber yapmıştır: şanlı Peygamber, Ebu Ma’bed isimli sahabiyi askeri bir birliğe komutan tayin eder. Dönüşte sorar: Ey Ebu Mab’ed yöneticiliği nasıl buldun? Ebu Mab’ed cevap verir: “sefere çıkarken emrimdekilere bir üstünlüğüm olduğunu hiç düşünmedim. Fakat dönerken onları kölelerim gibi görmeye başladım." Çünkü başarı ile dönmüş olmak, onun gururunu beslemiş, yanındakilere bakışını değiştirmiştir. Bunun üzerine hz. Peygamber; ”işte yöneticilik böyledir. Bu makamın şerrinden Allah’ın korudukları müstesna” diye buyurur. O günün şartlarında yegâne frenleyici ahlak ve din duygusudur. Hz. Peygamber’in bu uyarısı üzerine fıkıhçılar güç sahiplerini dengeleyecek bir hukuk inşa edememişlerdir. Gücü elinde bulunduranlar da buna fırsat vermemişler, hiçbir kısıtlamaya yanaşmamışlardır. Emevi halifelerinin ‘halifetullah’ ( Allah’ın halifesi) unvanını kullanmaları bundandır. Saraydan beslenen alimler de bu anlayışın yerleşmesine ön ayak olmuşlardır. Bizde güç sarhoşluğu nasihatnamelerle frenlenmeye çalışılırken, Batı’da bu iş yasalarla kontrol altına alınmış, hiçbir şey kimsenin keyfine bırakılmamıştır. Onlar gücü dağıtır, çeşitli erkler arasında paylaştırırken, İslam dünyasında gücü tek elde toplamayı meşrulaştıran bir süreç işlemiştir. Bu gelenek ve anakronik zihniyet yüzündendir ki İslam dünyası bir türlü despot yönetimlerin pençesinden kurtulamamıştır. Öncelikle bu anlayışın aşılması gerekir. Otokratlardan kurtulmanın yolu gücü kişiye değil yasalara vermek, yani hukuku hâkim kılmaktır. Aksi takdirde devlet hukukun üzerinde olanların oyuncağı olur.  
Benzer Videolar