Cezmi Orkun yazdı..Geçmişe Özlem…
Geçmişe Özlem…
Değerli okurlar, “Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın” sözünü sıklıkla kullanır olduk. Cumhuriyet çocuğu olarak AKP öncesi Türkiye’de toplumsal ve siyasal ahlakın, mevcut kanunlar ve kurumlar ekseninde içte ve dışta toplumsal huzurun sağlanmasında ki etkisini günümüz değerleri karşısında arar olduk. Hemen hemen her alanda yaşatılan olumsuzluklar geçmişin özlemini açığa çıkarmakta ve toplumda bir anda veya zaman içinde, bireylerin sahip olduğu şeylerde azalma hatta yok olma, eski imkanların tüketilmesi karşısında yaşatılan çaresizliğin vatandaşın içini acıttığını görüyoruz. Bu duygudur önceki dönemlere duyulan özlem. Uzun zamandır ülkemiz üzerinde oynanan oyunları, yıpratılmaya çalışılması sonucu özlenen, Cumhuriyetin kurucu değerleri ekseninde gözden geçirerek bugünlere birlikte baktığımızda gördüklerimizden ne kadar geri kaldığımızı göreceksiniz.
- Cumhuriyet döneminde saraydan alınıp millete verilen egemenlik, AKP tek adam rejiminde milletten alınıp saraya iade edilmiştir.
- Kurucu irade kul ve tebaa olmak yerine millet olmayı seçerek ulusal devlet ve üniter yapı gereği ırk, din, dil, mezhep ayrımı yapmadan her vatandaşını eşit kabul etmiştir. Bugün ise, Kürt-Türk ayrımı çerçevesinde ayrımcı politikalarla üniter yapının bozularak federatif yapının taşları döşeniyor.
- Ulaşım, Sanayi, savunma ve tarımsal faaliyetlerinin tamamının milli olması temelinde, bir milleti ayakta tutan unsurlar kullanılarak güçlü bir ekonomi yaratılmıştır. Günümüzde cumhuriyetin üretim ve istihdama dayalı tüm kazanımları saray ve eşrafına peşkeş çekilerek elden çıkarılmış ve yeni bir değer yaratılamamıştır.
- AKP öncesi, ülke içinde ve dışında etkili, güven verici politikalar izlenmiştir. Ayrıca “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi hayata geçirilerek, komşu ülkeler ve dünya devletleriyle kazan-kazan anlayışı doğrultusunda ve eşit şartlarda düzgün, barışçıl ilişkiler kurulmuştur. Peki bugün, tamamen dışlanmış bir Türkiye…
- Geçmişte ve günümüzde ayrımcılığın temelinde etnik ve dini hassasiyetlerin sürekli kaşındığı ve siyasi çıkarlara alet edildiğini görüyor ve yaşıyoruz. İşte bunu önlemek için kurucu ilkelerde; Kışlaya, Camiye ve Okula siyasetin sokulmaması en önemli prensip olarak kabul edilerek Laik, Demokrat ve Hukukun üstünlüğünü esas alan bir Cumhuriyet kurulmuştur. Günümüzde ise camiye, kışlaya ve okula siyaset sokularak vatandaşların milli ve dini duyguları siyasete alet edilmiştir, edilmeye de devam edilmektedir.