Av. Dr. İrfan Sönmez’in kaleminden…

Toplum aynı şeyleri dinlemekten bıktığı, reytingleri düştüğü için, Erdoğan’ın Kızılcahamam’da yapacağı konuşma ile ilgili merakları kışkırtan yayınlar yapıldı. Amaç ‘ silah yakma” görüntülerinden bir zafer çıkarmaktı. Erdoğan yıllardır konuştuğu şeyleri tekrar etti, Kürt, Türk ve Arap kardeşliğinden, kullana kullana içini boşalttıkları ümmetin birliğinden bahsetti. Kimse ile soy kökünden veya farkından dolayı düşman olmamız zaten beklenemez. Sn. Erdoğan ve Bahçeli ile de soy ortaklığımız yok. Erdoğan bir Gürcistan ziyaretinde “ben de Gürcüyüm “ demişti. Bahçeli’nin ise Soner Yalçın’“ Galat-ı Meşhur” isimli kitabında bazı atalarının Ermeni olduğunu iddia ediyor. Ama esas olan geçmiş değil, haldir. Gökalp’in ifadesiyle Türklük bir terbiye ve kültürdür. Bu terbiye ve kültürle yetişen Türk’tür. Etnik kökenler üzerinden yürümek bir toplumu paramparça etmektir. Bir grubun etnikçiliği diğerlerinin de etnik duyarlılıklarını harekete geçirir. PKK ve bileşenlerinin etnikçi söylemlerinde de öyle oldu, diğer etnik grupların etnik aidiyetlerini de harekete geçirdi. Birçok insan “ ben neyim” sorusunun cevabını aramaya başladı. İnsanlar birbirlerine milletdaş olarak bakarken birdenbire etnik referanslarla bakmaya başladılar. DEM parti ve PKK çizgisi, bu amaca yönelik bir kabileleşme çağrısıdır. Bu çağrıya uymak ortada merkezi bir devlet ve bir üst kimlik bırakmamak demektir. Hiç kimse, silah bırakıp legal alana dönmek isteyen bir örgüte “hayır teröre devam edin” demez, diyemez . Bu ülkede terör her şekli ile elbette bitmelidir. Ancak bunun bedeli Apo’yu devletin kurucu önderi yapmak değildir. Silah bırakma karşılığı PKK’ya terörle alamadığını masada vermek hiç değildir. Elli yıl sizi böleceğiz diyen, on binlerce insanın kanına giren bir örgüte “ silahı bırakırsan böleriz ”denilmez. Bunun adı mağlubiyet ve ülkeyi paramparça etmek olur. Bunun adı binlerce şehidin kanları üzerinden bölücülerin saltanat arabalarını geçirmek olur. Erdoğan da, Bahçeli de silah bırakmamın - şartsız- olduğunu söylüyorlar. Ama diğer tarafta Pervin Buldan 20 maddelik bir liste verdik diyor, kime inanacağız? Daha önce sn Cumhurbaşkanının şiddetle reddettiği birçok şeyin tam tersi çıktı. “Biz asla teröristlerle görüşmeyiz, görüştüğümüzü söyleyip ispat etmeyen şerefsizdir,” demedi mi? Sonra da “görüşme emrini ben verdim” dedi. Onca zikzaktan sonra ortada inanılacak bir şey kaldı mı? 23 yıldır emsali görülmemiş bir ‘yalan rüzgârı’ ile yönetiliyoruz. Kimse bu sürecin şartsız olduğuna inanmıyor, inanmadığı için de toplumda bir heyecan dalgası yaratamadı. Nitekim Öcalan’la görüşen kardeşi, Apo’nun” YPG silah bırakmayacak” dediğini söyledi. Yandaş medyada bilinçli bir karartma yapıldı. DEM parti bile bunu yalanlamadı, sadece metin tahrif edilmiş dedi. Peki tahrif edilmeyen kısım ne, niçin açıklayamıyorsunuz. Arap, Kürt, Türk kardeşliğini tarihi çarpıtmalar üzerinden okumak ise son derece yanlıştır. Türk milletinin zaferlerinde Arap’ın bir dahli yok. Din kardeşiyiz evet burdan hareketle APO’nun önerdiği bir Ortadoğu Kürt, Türk, Arap federasyonunu çağrıştıracak bir dil kullanmak sadece Öcalan mitine hizmet eder. Bizi birbirimize bağlayan bağı zedeler. PKK Marksist/ Leninist/ ateist/ komünist bir örgüt. Müslüman olmayanlar ne zamandan beri ümmete dahil oluyor? Biz Kürtlerle hep kardeştik, PKK’ya rağmen kardeştik, bizi Erdoğan değil inançlarımız, tarihimiz, ortak acılarımız, kültürümüz kardeş yaptı. Öyle kalmaya da devam edeceğiz.
Benzer Videolar