Onların en büyük korkuları evlatlarından önce ölmek

Haber/Serra Taylan

Engelli bireylerin yaşam mücadelesindeki en büyük dayanakları ebeveynleri. Hayatlarını çocuklarına adayan bu anne babalar bir yandan çocuklarının ihtiyaçlarını gidermek için çabalarken, diğer yandan da çocuklarının önüne çıkartılan sosyal engellerle de mücadele ediyorlar.

  Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) Elazığ şubesi engelli evladına ömrünü adayan bir baba tarafından kurulmuş. İş insanı Mehmet Güleç, evli ve iki çocuk babası. Bir kızı ve bir oğlu olan Güleç’in kızı 44 yaşında ve doğuştan zihinsel engelli. 44 yıldır kızlarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan Güleç, ailesi bu çabalarını bir müddet sonra çevrelerindeki tüm zihinsel engelli çocuklar için de harcamaya başlamış. Böylelikle uzun çalışmalar neticesinde ZİÇEV Elazığ Şubesi’nin kurulmasına öncülük etmişler. Güleç’in girişimi ile kurulan ZİÇEV Elazığ şubesinde onlarca çocuk eğitim alıyor ve eğlenceli vakit geçiriyorlar. Bunun yanı sıra, terapi eğitimleri ile sosyal yaşama bir adım daha yaklaşabilmeleri için çalışmalar yapılıyor.  

Kızı engelli bir babanın diğer çocuklar için de mücadelesi

Mehmet Güleç’in engelli çocuklara vakfettiği ömrü sadece ZİÇEV çalışmalarıyla sınırlı değil. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın sahibi olan Güleç, atölyesinde zihinsel ya da bedensel engeli dolayısı ile hareket yetisi kısıtlı olan, yatağa bağımlı hastaların hayatlarını kolaylaştırabilecek aletler üretiyor. Kar amacı gütmeden çalışmalar yapan Güleç, bugüne kadar engelli bireylerin yaşamını kolaylaştıracak 100’den fazla icada imza atmış. Engelli bireyin yatağından özel ihtiyaçlarını giderebilmek için kaldırılmasında yardımcı olacak aparat ile birçok engelli ebeveyninin yüzünü güldüren Güleç, bu konudaki çalışmalarına devam edeceğini belirtiyor. 9. Köy’e konuşan Güleç, engelli bireylere yönelik toplumda pozitif bir ayrımcılık beklentisini dile getirerek, şunları belirtiyor: “Çocuklarımız büyüdükçe, ihtiyaçları da büyüyor, kiloları da artıyor ve ebeveynler bunları kaldırıp indirmekte zorluk çekiyor. Engelli bireyi evde yatağından tekerlekli sandalyeye, yatağından klozete veya sokağa taşımak üzere yaptığımız bir aparat var. Çok çeşitli ürünler yaptık. Elazığ’da bütün engel gruplarının özel sandalyelerini, tekerlekli sandalyelerini, evde kullandıkları malzemelerinin tamir ve bakımını da yapıyoruz. Epey de yol aldık.

O kızının kahramanı… Engelli ve yürekli bir baba…

Zihinsel engelli çocuğu için ZiÇEV Elazığ şubesinin kuruluşundan bu yana çalışan bir başka baba da Ürfi Atalay. Çocukların ihtiyaçlarını belirlemek, onların zihinsel ve fiziksel gelişimlerine ışık tutacak çalışmalar ve projeler üreten Atalay, 2017 yılında geçirdiği bir kazadan dolayı kendisi de engelli olarak yaşamını sürdürüyor. Geçirdiği kazadan sonra boyundan aşağısı felçli kalan Atalay bu durumda bile mücadeleden vazgeçmeyerek hem kızı hem de kızı gibi engelli olan birçok çocuk için çalışmaya devam ediyor. Atalay ZİÇEV’İN kuruluş sürecini şöyle anlatıyor: “Engelli bir bireyle yaşamak kolay değil. Bütün yaşamınızı ona göre düzenliyorsunuz. Hele bu birey kendi evladınızsa kolay olmuyor. Çevre şartları, diğer insanların acıma dolu bakışları, zaman zaman küçümsemeleri… Bunlar bizlere destek değil köstek oluyor. Benim kızım 45 yaşında ileri otizmli. İki yaşında iken teşhis koyuldu. O zamanlar engelli bireyler izole bir hayat yaşıyordu. Toplum içine çıkarılmıyorlardı. Çok üzüldük, yıprandık. Ama bunun çocuğumuza bir faydası olmayacağını gördük. Sonra Mehmet Güleç Bey ile harekete geçtik ZİÇEV’i kurmak için.” Atalay, engelli çocuğu olan ailelerin zamanla bilinçlendiğini söyleyerek, şöyle konuşuyor: “Her engelli anne babası gibi bizim de kaygımız bizden sonra çocuğumuzun ne olacağı konusu. Ailemizdeki başka bireylere bu yükü yüklemek ne kadar doğru? Çünkü herkesin kendine ait bir hayatı var. Çocuğumu severler ama ne kadar sevilseler de, ne kadar ilgi gösterilse de çocuk ailesinin yanında olmalı. Ben 2017 yılında bir kaza geçirdim. Ne yazık ki fiziksel olarak hareket yetim çok kısıtlandı. Ama bu çaba göstermemin önünde bir engel değil.”

“Oğlum benim canım, insan üzülse de alışıyor”

Bir başka engelli çocuğun annesi Fatma Öztürk, 20 yaşında olan evladının yaşamına ışık tutmak için çabalıyor. Kalıtsal bir rahatsızlık nedeni ile doğuştan engelli olan oğlu Muhammed için günlerinin büyük bir kısmını ZİÇEV’de onunla oynayarak ya da onun atak geçirmesini önlemek için geçiren Öztürk şunları söylüyor: “Engelini ilk öğrendiğimizde dünya başımıza yıkıldı. Çok üzüldük. 5 çocuğum var. Emre doğduğunda sürekli huzursuzluğu vardı. Hareketlerini kontrol edemiyorduk. Doktora götürdük. Tahliller yapıldı ve zihinsel olarak gelişiminin sıkıntılı olduğunu ve bunun zamanla bedensel hareketlerine de yansıyacağını öğrendik. İlk yıllar çok üzüldük, kahrolduk. Kabul etmekte zorlandık. Neden biz diye sorguladık. Ama zamanla insan üzülse de alışıyor. En çok zor gelen şeylerden birisi de eş dostun acıyarak bakması. Çocuğumun tepkilerinden korkuyorlar bazen. O benim çocuğum. Canımdan kanımdan. Belki de Allah’ın bize verdiği bir imtihan.” Öztürk, Muhammed’in bakımının kolay olmadığını, çünkü en kişisel ihtiyaçlarını bile kendi başına gideremeyecek durumda olduğunu belirterek, onu ZİÇEV’e okula getirdiğini ve hem oğlunun hem de kendisinin sosyalleştiğini aktarıyor. “Benim gibi olan annelerle dertleşiyorum. Sorunları paylaşıp küçük de olsa günü kurtaracak çareler üretiyoruz” diyen Öztürk, “En büyük sıkıntım sürekli bakıma muhtaç olması. Maddi olarak da zorlanıyorum. Çünkü eşim de sara hastası. 5 çocuğum var. Çok şükür diğerleri sağlıklı. Ben de ömrümü Küçük Muhammed’ime vakfettim. En büyük mutluluğum onun yüzünün gülmesi. En büyük korkum ondan önce hayata veda etmek” diyor.

“Mustafa büyük adam olacak”

Zihinsel engelli bir birey Mustafa Ö. de anne babasının ilk çocuğu. Yıllardır zihinsel gelişimi üzerine eğitim alıyor. Kendi deyimi ile ilk başlarda okulu hiç sevmemiş. Ama şimdi okul dediği vakıfta çok iyi vakit geçiriyor. 26 yaşında bir genç çocuk olan Mustafa okulda eğitim almaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyerek, okulu bitireceğini ve büyük adam olacağını anlatıyor. Onun heyecanı ve coşkusu hem çevresindekilere hem de bize umut oluyor.
Benzer Videolar