Kadın Platformu Üyelerinden Kabaiş açıklaması:”Rojin için adalet!!”

HABER-SERRA TAYLAN Elazığ Kadın Platformu üyeleri bir araya gelerek geçtiğimiz yıl Van'da kaybolduktan 18 gün sonra Van Gölü kıyısında cesedi bulunan ve intihar denildiği halde cinayet şüphesi olduğunu iddia edilen Rojin kabaiş 'in ölümünün aydınlatılması için bir basın açıklaması yaptılar. Elazığ 15 Temmuz Demokrasi Meydanında bir araya gelen platform üyeleri ellerindeki pankartlarla 'Kadın cinayetleri politiktir, susmuyoruz, korkmuyoruz,, itaat etmiyoruz, Rojin İçin Adalet, Gülistan Doku Nerede?, Koruma,aklama,yargıla'' sloganları attılar. ''Yargı, bilim, siyaset el birliği ile kadın cinayetlerin üstleri örtülmeye çalışılıyor.'' Elazığ Kadın Platformu üyeleri bir araya gelerek geçtiğimiz yıl Van'da kaybolduktan 18 gün sonra Van Gölü kıyısında cesedi bulunan ve intihar denildiği halde cinayet şüphesi olduğunu iddia edilen Rojin kabaiş 'in ölümünün aydınlatılması için bir basın açıklaması yaptılar. Platform adına konuşan sözcü Berivan Ersöz Rojin Kabaiş'in ölümünün ardından Adli Tıp Kurumu'nun delilleri gizlediğini ve Kabaiş'in cinsel saldırıya uğradığı şüphesinin kuvvetli bir ihtimal olduğunu belirterek sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini söyledi Ersöz açıklamada:'' Kız kardeşimiz Rojin'in cinsel saldırıya uğramış olduğuna dair kuvvetli bir şüphe söz konusuyken Adli Tıp Kurumu tarafından bir yıl boyunca delil saklandı. Ailenin ve baroların ısrarlı takibi olmasa bu gerçek hiçbir zaman ortaya konmayabilirdi.Acılı aileler adalet mücadelesi vermekten yas tutmaya zaman bulamıyor. Tüm bunlar cinayet şüphesinin olduğu ve toplum vicdanının böylesine derinden sarsmış hadisede bile saklayabiliyor. Yargı, bilim, siyaset el birliği ile kadın cinayetlerin üstleri örtülmeye çalışılıyor.'' dedi.  Adli Tıp Kurumu tarafından bir yıl boyunca delil saklandı. Ersöz Rojin Kabaiş'in ölümünün aydınlatılmasında Adli Tıp Kurumu'nun delilleri kamuoyu ile paylaşmadığını ve kritik bilgileri paylaşmadığını belirterek açıklamasına şöyle devam etti:

 ''Bundan tam 1 yıl önce 15 Ekim 2024 günü kaybolmasının üzerinden 18 gün geçmişken,  Rojin'in cansız bedeni kaldığı yurttan 24 kilometre uzakta Van Gölü kıyısındaki Molla Kasım Köyü'nün sahilinde bulundu. Rojin Kabaiş'in  cenazesinin bulunduğu yerle, kaybolduğu yer arasındaki 24 kilometrelik mesafeyi nasıl kat ettiği sorusu yanıtsız bırakıldı.  14 Kasım 2024'te İstanbul Adli Tıp kurumundan gelen otopsi raporunda ölüm nedeni suda boğulma olarak kayıtlara geçti. Ancak ailenin avukatları ve barolar otopsiye katılan hekimlerden gelen ve akciğerde su olmadığını, mide içeriğinin dolu olduğu yönündeki iddialarla raporun çeliştiğini ve intihar algısı oluşturulmaya çalışıldığını savundu. Bu süreçte Adli Tıp Kurumu  Rojin Kabaiş'in vücudunda tespit edilen iki ayrı DNA örneğinin vücudunun hangi bölgelerinden alındığına dair kritik bilgiyi açıklamadı. Van ve Diyarbakır baroları 25 Eylül 2025'te soruşturmada ciddi ihmaller olduğu iddiasıyla Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturma dosyasına giren 10 Ekim 2025 tarihli raporda Adli Tıp Kurumu iki farklı erkeğe ait tespit edilen DNA'nın göğüs ve iç vajina bölgesinden alındığı bilgisine yer verdi. Kız kardeşimiz Rojin'in cinsel saldırıya uğramış olduğuna dair kuvvetli bir şüphe söz konusuyken Adli Tıp Kurumu tarafından bir yıl boyunca delil saklandı. Ailenin ve baroların ısrarlı takibi olmasa bu gerçek hiçbir zaman ortaya konmayabilirdi.''

Acılı aileler adalet mücadelesi vermekten yas tutmaya zaman bulamıyor

''Van 100. Yıl Üniversitesi rektörlüğünün ise tüm bu süreçte yaptığı tek şey X  platformunda yapılan 200'den fazla paylaşım ile çok sayıda hesaba erişimin kısıtlanması kararı aldırmak oldu. Kadınlar evlerinde, kaldıkları yurtların önünde, iş yerlerinde sokakta öldürülüyor Katiller cezasızlıkla ödüllendiriliyor Tıpkı Rojin'in ve Gülistan'ın ailesinde olduğu gibi. Acılı aileler adalet mücadelesi vermekten yas tutmaya zaman bulamıyor. Tüm bunlar olurken bilimsel bir kuruluş olan Adli tıp Kurumuncinsel saldırı ve  cinayet şüphesinin olduğu ve toplum vicdanının böylesine derinden sarsmış hadisede bile delil saklayabiliyor. Yargı, bilim, siyaset el birliği ile kadın cinayetlerin üstleri örtülmeye çalışılıyor.''   Kadın cinayetlerin akıbeti dosyayı inceleyen savcının vicdanına mı bırakılacak? 5 yıl önce Tunceli'de kaybolan ve hala bulunamayan Gülistan Doku olayının da hatırlatıldığı açıklamasında sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bundan 5 yıl önce kaybedilen Gülistan Doku'dan hala bir iz yok. Dosyanın yeniden ele alındığı ve tüm çalışmanın en baştan yeniden yapıldığı, bu sefer kadın başsavcının daha titiz davrandığı ile ilgili haberler gündeme geliyor. Buradan soruyoruz:  Kadın cinayetlerin akıbeti dosyayı inceleyen savcının vicdanına mı bırakılacak? Ailelerinin binbir emekle yetiştirdiği, yetiştirirken gözünden sakındığı genç kadınların erkek şiddetine ve faili meçhul cinayetlere kurban gitmesine isyan ediyoruz. Ataerkil devlet anlayışının ve kurumlarının katilleri koruyup kollamasına isyan ediyoruz. Genç bir kadının göl kenarında tek başına oturup müzik dinlemesini bile çok gören bu zalimliğe isyan ediyoruz.

Faillerin açığa çıkmaması için gösterilen bu çaba da münferit değil, sistematik fail koruyuculuktur.

Yetkililere sesleniyoruz, soruyoruz! Rojin Kabaiş dosyasında elde edilen DNA'lar kimlere ait? Rojin'in bedeninde şiddet üzere erkek DNA'sı kalıntıları intihar olmadığını açıkça çıkartıyor.  Adli Tıp Kurumu neden bu izleri ve delilleri kamuoyuna açıklamadı? Kimi koruyorsunuz ? Kadınların ölümünün üzerini neden intihar diyerek kapatmaya çalışıyorsunuz.  Kadın örgütleri olarak diyoruz ki; kadına yönelik her türlü şiddet politiktir. Rojin Kabaiş dosyasında faillerin açığa çıkmaması için gösterilen bu çaba da münferit değil, sistematik fail koruyuculuktur. Gülistan Doku nerede diyenler olarak, Rojin için adalet arıyoruz. Katiller açığa çıkarılıp cezalandırılıncaya kadar susmayacağız.''

Benzer Videolar