Cezmi Orkun yazdı…Sis dağılınca…

SİS DAĞILINCA… Değerli okurlar, “oğul annesinin yanında, baba 40 yıldır birliktesiniz nasıl anlaşıyorsunuz? diye sorar.” Baba, “oğlum annen hep konuşur ben dinlemem” diye cevap verir. Kıssadan hisse, Türk milletinin durumunu anlatması açısından ele alındığında; emekli, asgari ücretli, memur ve işçisi, subay ve astsubayı, şehit aileleri, dul ve yetimler yoksullukları giderilsin diye hep konuşuyor ancak çözüm getirmesi gereken iktidar hiç ama hiç bu söylemleri dinlemiyor. Devlet baba değil “AKP devleti” olunca vatandaş güven duygusunu kaybetti ancak kendisini bekleme moduna aldı. Tüm bu siyasi yapının oluşmasında geçmişte AP, ANAP ve DYP de siyaset yapanların suçu ve sorumluluğu olduğunu unutmayalım. Bu siyasiler mevcut yapının karşısına dikilerek mücadele eden bizlere destek olmak yerine köstek olmak için (ki isimleri ve ne yapmak istedikleri bizler tarafından bilinen) ellerinden geleni yapıyorlar. Yani, AKP iktidarının varlığında suçu olan bu siyasiler de konuşulanları asla dinlemiyor, dinleme zahmetine dahi katılmıyorlar. Umarım egolarını bir kenara atıp kurucu Genel Başkan Rifat Serdaroğlu önderliğinde merkezde konumlanan ve aydınlık Türkiye mücadelesinde tüm insanlarımızı kucaklayan DOĞRU PARTİ çatısı altında yer alırlar… AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin dinlemediği talep ve istekler eşit vatandaşlık ilkesi ekseninde hak edilen konuşmalardır. Yoksa İktidarların; vatandaşların dertlerine derman, sevinçlerine ortak olduğu bir yönetim anlayışının hakim olmasını kim istemez ki. Böyle bir yönetime sahip ülkeyi tutmak mümkün olur mu? hayal etmesi dahi oldukça güzel. Mensubu olduğum DOĞRU PARTİ geleneğinde millete öncülük etme, rehber olma özelliği var. Atatürk ilke ve devrimlerinin esaretten kurtardığı ülkemizin geleceğine ayna tutmakta ve milletin refah ve huzurunu sağlamayı hedef alan DOĞRU PARTİ, sağlam irade ve güzel ahlakın hakim olduğu bu yapının hizmetleri de oluşan yaraların tedavisinde kullanılacak merhem olacaktır. Çünkü, koltuklarını korumak uğruna siyasiler üzerinde uygulanan baskı ve iftiraların yer aldığı oyunlar günümüzde varlığını sürdürmeye devam ediyor. Millet meydanlarda yeter artık diye haykırıyor, ancak dinlemesi gerekenler bu yakarışları asla dinlemiyor. Hal böyle olunca Mevlana’ya atfedilen “Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, Nice elbiseler gördüm içinde insan yok.” sözü akıllara geliyor. Bu sözde “ÜZERİNDE ELBİSE OLMAYAN İNSANLAR” ile siyasi görüşü ne olursa olsun insani vasıflara sahip namuslu, haysiyetli, dürüst ve vatansever insanlar kastedilirken “İÇİNDE İNSAN OLMAYAN ELBİSE” ile de gücünü para ve makamından alan ama insani vasıflar ve liyakat yoksunu insanlar kastediliyor tabi. Günümüz siyasi aktörleri ve onları ayakta tutan yalaka iş dünyası ile “karanlık aydınlar” güruhu bu sözü doğrulayan örnekler değil mi? Ancak ne yazık ki, toplumun büyük bir kesiminde, iktidarların değerini genellikle elde etmeye çalıştıkları para ve yandaşlık ile kazanılan lüks ve şatafatlı bir yaşamı ölçme eğilimi vardır. Tıpkı günümüz iktidarının itibarını korumada bunları parametre kabul ettiği gibi. Bakınız; Bir yanda madenlerimiz yabancılara peşkeş çekiliyor, bebek katili terör örgütü başı cani APO affedilmek isteniyor, teröristler vatansever, vatanseverler terörist muamelesi görüyor, millet sefalet içinde bir yaşam sürdürürken açlıkla mücadele ediyor, gençlerimiz istikbalini yabancı ülkelerde arıyor, yabancı şirketlere garanti verilen bedellerin ödenmesi için milletin sırtına yeni vergiler yükleniyor, emekli ve asgari ücretli vatandaşlar evlatlarının avucuna bakıyor, evine et ve tavuk alamayıp makarnaya talim edenlerin sayısı artıyor, aç yatan çocuklar devletin bir öğün yemeğinden dahi mahrum bırakılıyor, pazarda dahi sebze ve meyvelerin el yakıyor olması vatandaşı pazar atıklarına yönlendiriyor, kiralar almış başını gidiyor, emekli olunca ev sahibi olamamanın ezikliği yaşanıyor, Emeklilerin ömür süreleri çok uzun deniliyor ve daha neler neler… tüm bunlar kalıcı olsun diye iktidarın koltuğundan aldığı güçle alternatif siyasi aktörler çeşitli oyunlarla siyaset dışına itiliyor… Değerli okurlar, bildiğiniz ve bizzat yaşadığınız bu olumsuzluklar nedeniyle ortalık toz, duman ve ülkemiz yoğun bir sis bulutu içinde. Elbiseler var ve bu elbiselerin kime ait olduğu biliniyor. ancak elbiselerin içinde adam var mı, yok mu sisten ötürü göremiyoruz. Fakat emin olunuz ki, bu sisler dağılınca, içinde toplu iğnenin de olduğu görüntü daha net hale gelecek ve iğnenin hangi elbisenin içinde kime ya da kimlere battığı anlaşılacaktır. Gelin birlikte ülkemizi kaplayan bu sisleri birlikte dağıtalım
Benzer Videolar