Fetih Ahmet Biçer: “Başbağlar’da Yalnızca İnsanlar Değil, Ortak İnsanlık Değerleri Katledildi”
DEVA Partisi Elazığ İl Başkanı Fetih Ahmet Biçer, 5 Temmuz 1993’te Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde gerçekleştirilen ve 33 sivil vatandaşın hunharca katledildiği katliamın yıl dönümünde bir anma mesajı yayımladı. Biçer, “Bu katliamda sadece canlar değil; insanlık, adalet ve vicdan da hedef alınmıştır” ifadelerini kullandı.
Fetih Ahmet Biçer yaptığı açıklamada, olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen toplumun vicdanında derin izler bıraktığını belirterek şunları söyledi:
“Bir köyün yakılması, 33 masum insanın kurşuna dizilmesi; asla unutulacak bir vaka değildir. Başbağlar, yalnızca Erzincan’ın bir köyü değil; bu ülkenin hafızasında kapanmamış bir dosya, vicdanlarda hâlâ açık duran bir yaradır. Bu acı, hâlâ aydınlatılamamış karanlıklarıyla toplumsal adalet arayışımızın sembolüdür.”
“Şiddetin Gerekçesi Olmaz, Hesabı Olur”
Biçer açıklamasının devamında, şiddeti meşrulaştırmaya çalışan her türlü anlayışı reddettiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Kimden gelirse gelsin, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın; sivil canlara yönelmiş her saldırı, doğrudan insanlığa yönelmiştir. Başbağlar’da yaşananlar ideolojik değil, ahlaki bir çöküştür. Terörün dili, adı, amacı olamaz; yalnızca hesabı olur. Bu hesabın ise adaletle, hukukla, cesaretle sorulması gerekir.”
“Hakikat ve Hesaplaşma Olmadan Gelecek İnşa Edilemez”
DEVA Partisi olarak geçmişin acılarını inkâr ederek değil, onlarla yüzleşerek gerçek barışı inşa edeceklerini vurgulayan Fetih Ahmet Biçer, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bir milletin geleceği, geçmişiyle kurduğu samimi bağ kadar güçlü olur. Başbağlar Katliamı'nın failleri ve ardındaki karanlık yapıların tam olarak aydınlatılamamış olması, adalete olan inancı sarsmaktadır. Hakikatin üzeri örtüldükçe, benzer acıların zemini güçlenir. Oysa bizim mücadelemiz; suskunlukla değil, açıklıkla, inkarla değil, yüzleşmeyle olacaktır.”
Fetih Ahmet Biçer, açıklamasını şu cümlelerle tamamladı:
“Başbağlar’da hunharca katledilen 33 sivil vatandaşımızı rahmetle, saygıyla anıyorum. Bu acı olayın unutulmaması ve benzerlerinin bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı diri tutmak zorundayız. Başbağlar’ın acısı, bir öfke değil; bir bilinç, bir adalet çağrısıdır. Hepimizin görevi; bu çağrıyı duymak ve insan onurunu esas alan bir gelecek için mücadele etmektir.”