SERR TAYLAN/ HARPUTTİMES
Elazığ 2. derecede deprem kuşağında. 2020 depreminden sonra şehire yeniden yapılaşma konusunda büyük adımlar atılıyor. Ancak kentsel dönüşüm konusu hala tam anlamıyla tamamlanmış değil. Alanında uzman deprem bilimcileri ve jeoloji mühendisleri Bingöl’de büyük bir deprem beklendiğini belirtiyorlar.
ELAZIĞ’DA DEPREME EN DAYANIKLI ALANLARDAN OLAN HARPUT İMARA AÇILMALIDIR
İMKON (İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu) Yönetim Kurulu Üyesi Av. Osman Avcıl Elazığ’daki yapılaşmanın kentin konumlandığı düz arazi yerine yüksek ve zemini sağlam yerlere taşınması gerektiğini söyledi. Deprem riskinin Elazığ’da her zaman var olduğunu ifade eden Avcıl, şehirin en sağlam zemine sahip olan mahallesi Harpu’un yapılaşmaya açılması gerektiğini belirtti. Avcıl:
” Geçtiğimiz 24 Ocak’ta Elazığ Depremi’nin yıl dönümünde Elazığ’a gelen Değerli Hocamız Övgün Ahmet Ercan da Elazığ’daki yapılaşma alanı tercihinin çok yanlış olduğunu vurgulayarak Harput’u işaret etmişti. Ancak Harput’ta imar problemi var.Ve bu imarlaşmaya mani olunuyor” dedi.
HARPUT’TA İMARLAŞMAYA MANİ OLAN BİR LOBİ VAR
Harput’ta imarlaşmanın gerekli olduğunun bilinmesine rağmen bunu çeşitli gerekçelerle engelleyen gurupların olduğuna vurgu yapan Avcıl,imarlaşmaya mani olmak için sürekli davalar açıldığını, Harput’taki mülk sahiplerinin bile arsalarında ev yaptıramadıklarını belirtti. Avcıl: ”Harput Elazığ’ın ilk yerleşim yerlerinden birisi. Tarihi bir mahallemiz. Yeri itibarı ile depremlere en dirençli noktalardan birisidir. Bizler de bu konuyu defalarca gündeme getiriyoruz. İmarın önünde , imara açılmasına mani olan bir lobi var. Ne yazık ki bu lobilerle hareket eden Elazığ’da da bazı etkin isimler olduğu kulağımıza geldi. Bu konuda imar projeleri yapıldıktan sonra çeşitli aşamalardan geçiyor. Belediyeden onaylansa bile bir askı süreci var. Harput’un sit alanı olan bölgeleri bahane edilerek imarlaşmaya mani olunuyor. konuda bir çok dava açılarak imarlaşmanın önüne geçilmek isteniyor. Ardı ardına o kadar dava açılıyor ki, imar projesi bu nedenle bir türlü hayata geçirilemiyor. Ne yazık ki depreme karşı yapılaşmaya bu kadar uygun olan Harput, mezarlıklar şehri olmanın ötesine geçemiyor. Canlıların yaşaması gereken bir alan olan Harput mezarlıktan ibaret bir alan oldu.
TARİHİ DOKUSU ZEDELENMEDEN YAPILAŞMA OLURSA, İNSANLARIMIZ DAHA DA GÜVENDE OLACAK
Harput tarihi öneme sahip bir mahallemiz. Elbette tarihi dokusu zedelenmeden, yapılaşmaya izi verilirse bu gün deprem riski ile yşayan şehrimize büyük bir kazanımları olacaktır. Harput tarihi dokusunun dışında havası da çok iyi bir yer. Orada insanlarımız evlerine bir çivi bile çakamıyor. Orayı tabi ki koruyacağız. Tabi tarihi dokuyu korumaı bahane ederek yapılaşmanın önüne geçmek de Elazığlılar’a bir haksızlıktır. Bizler oraya yüksek katlı, dokuya zarar verecek alelade bir yapılaşma gerçekleşsin demiyoruz. Ne yazık ki bu tarihi özelliği suistimal ediliyor. Orada arsası olan ve değerlendirmek isteyen insanlarımız var. Hükümet yetkilileri, bakanlık, belediye bu konuda gerekeni bir an önce yapmalıdır.
Harput’u kaderine terk etmek Harput’a yapılacak en büyük haksızlıktır. Bu gün Elazığ’ın kültür turizmi açısından en gözde yerlerinden birisi olan Harput’ta gelen ziyaretçileri ağırlayabilecek bir konaklama yeri bile yok. Harput’un zemini kayalık. Oldukça sağlam.Ama ne yazık ki bazı güçler burada yapılaşmanın olmasını istemiyorlar. Ve bunu tarihi dokuyla maskeleyerek yapıyorlar. Hrput’taki tarihi mekanlar, evler aslına uygun olarak restore edilsin. Ama Harput’un yamaçlarında da yapılaşma olsun istiyoruz. Bunun acısını bu şehir çok yaşadı. Tekrar bir felaket yaşanmadan Harput’un olduğu bölgede yeni ve sağlam yapılar inşa edilmelidir.”
PROF. DR. ÖVGÜN AHMET ERCAN: ELAZIĞLILAR ÖLÜLERİNİ DEPREM GÜVENLİ HARPUT’A GÖMÜYORLAR…
24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da düzenlenen Deprem konulu panele katılan Ünlü Yerbilimci ve Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ercan da konuşmasında Harput’a dikkat çekerek: ”3000 yıl önce Elazığ’da Urartular evlerini tarım alanlarına değil, Elazığ’ın doğusundaki, kayalık Harput tepesinde kurdukları kale ile çevresine yerleşmişlerdi. Yine Doğu Anadolu Kırığında bugün ki gibi büyük depremler olmuş, ancak onların Harput’taki hiçbir evi yıkılmamış, kimse de ölmemişti.
