Elazığ’da nakliye işi yapan vatandaşlar sektörle ilgili sıkıntılarını dile getirdiler. Ekonomik krizin etkisi ile iş yapamaz hale geldiklerini belirten nakliyeciler akaryakıt zamları nedeni ile işlerinin azaldığını, geçinmekte zorluk yaşadıklarını belirterek sektörün sıkıntılarını anlattılar.

Elazığlı nakliyeciler, sektörün en büyük sıkıntısının denetimsizlik olduğunu dile getiriyorlar. Araç alan ve SRC belgesini tamamlayan herkesin nakliyecilik yapıyor olmasının mesleki dezenformasyona yol açtığını ifade eden nakliyeciler bu konuda bir kota getirilmesini talep ediyorlar.

BEN K1 BELGESİ İLE YURTDIŞINA ÇIKAMIYORSAM, C 1 BELGESİ OLAN DA YURT İÇİNDE ÇALIŞMASIN

21 yıldır Elazığ’da yurt içi nakliye işi ile uğraşan Müslüm Karınca, yakıt fiyatlarının artışı, yedek parça fiyatlarının yüksekliğinden şikayet ederken, bu işi yapabilmek için herhangi bir yeterlilik şartının olmayışına da tepki gösterdi. Karınca şunları söyledi:

‘’92 yılından beri nakliye sektöründeyim. Büyük bir sıkıntımız var. Yakıt fiyatlarının yüksek olması, sanayi yedek parçalarını yüksek olması. Ayrıca lastik fiyatlarının yüksek olması. Lastik fiyatlarındaki farklar ve mazot fiyatlarındaki farkın bütün sektörlere yansıması.

En büyük sorunumuz Türkiye genelinde önümüzün açık olması.  Bu ne demektir? Önüne gelen insan gidip tırını alabiliyor, ehliyetini, SRC’sini, psikotekniğini alıp yola çıkabiliyor. Bir ticari taksici veya bir dolmuşçu bunu yapamıyor. Çünkü gidiyorlar diyor sen taksi alabilirsin. Ama T plakan yok. Şahıs satarsa alabiliyorsun. Şahıs buna da belli bir rakam koymuş. Mesela Elazığ için bugün bir M plaka 4 milyondan aşağı değil. Kazancına baktığınız zaman tırın parasına ancak denk geliyor. Aylık kazanç olarak. Ama M plakasını 5 milyona satarken benim öyle bir hakkım yok. Her önüne gelen bu işi yapabiliyor. Bizim önümüzün kapatılmasını istiyorum. Türkiye genelinde önüne gelen bu işi yapmasın.

Diğer taraftan Ben K1 belgesi ile yurt dışına çıkamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin koymuş olduğu bir kanun. Ben çıkamıyorum ama C2 belgesi alan bir şirket arabasını yurt dışına gönderiyor, Avrupa’ya gönderiyor. Avrupa’dan geldiğinde Türkiye’de de nakliyecilik işi yapabiliyor.  Yurt dışında iş yapan kişi hem uygun mazot alabiliyor, hem de yurt içinde iş yapıyor. Benim 20 bin liraya yapacağım işi daha uygun fiyata yapıyor. Bu şekilde bizim işimize sekte vuruluyor.’’ Dedi.

4 YIL ÖNCESİNE KAZANCIMIZ YÜKSEK GÖRÜNÜYOR. AMA KAZANCIMIZ DAHA DA DÜŞÜK

Ekonomik krizden dolayı yaşam şartlarının zorlaştığını da belirten Müslüm Karınca, kazancının artmasına rağmen giderlerine yetişemediğini belirterek:’’ Kazancımız yüksek görünüyor, ama ben 3-4 yıl öncesine göre daha zor geçiniyorum’ diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Ekonomik kriz öncesinde göre kazancımız daha arttı. Ama gideri hesapladığımız zaman bugün bir yedek parça, yakıt, şoförün maliyeti. Bugün bir şoför 45-50 bin liraya mal oluyor artık. Kazanç yüksek görünüyor. Ama aslında kazancımız 4 yıl öncesine göre daha düşük. Biz o ışığı göremiyoruz. Ben 50 bin lira kazanıyor görünüyorum. Ama eve gidiyorum aybaşında cebimde 50 bin lira olmuyor. Ben 3 yıl önce daha az bir kazançla daha büyük bir güzel bir meblağla ay sonunu getirebiliyordum. Bugün lastik alamayacak duruma düştük hepimiz. Vergiler çok yüksek, sigortalar çok yüksek. Bugün bir kasko 130 bin lira. Benim arabam 2011 model buna rağmen benim kaskom 130 bin lira. Altından kalkılacak gibi değil. Muayeneye gidiyoruz bin 800 lira. Bunların önüne bir şekilde geçerek devletin bize yardımcı olması lazım. ‘’

ESNAF KEFALETTEN KREDİ ÇEKMEK DEMEK, 2 YIL SONRA ARACINI ONLARA TESLİM ETMEK DEMEKTİR

Mazot fiyatları arttı bizim müşteri yoğunluğumuz artmadı. Şimdi iş adamları, fabrikalarımız daha önce 5 arabalık stok mal alıyordu. Ama şimdi bunu bir araca düşürdü. 5 araç getirmeyin bir araç getirin diyorlar. Bu da bizim sektörün duraklamasına sebep oldu. Çünkü faizler yükseldi. Esnaf Kefalet bize kredi veriyordu. Sağ olsun devletimiz onu da kesti. Şu anda  %140’lara çıkmış bir rakamla kredi veriyor Kimsenin alması mümkün değil. Şu anki uygulanan politika gerçekte şu: Kredi çekmek demek,2 yıl sonra arabanı bana ver demek oluyor. Biz esnaf olarak nakliye sektörü olarak bizi yüceltmek değil şu anki uygulanan politika bizi şahısları bitirmek üzerine uygulanıyor.’’

NAKLİYATÇI MUSTAFA KAHVECİOĞLU: EN ÇOK İŞ YAPMAMIZ GEREKEN DÖNEMDE BEN EVDE YATIYORUM

19 yıldır nakliyecilik yapan Mustafa Kahvecioğlu ise, artan faiz oranlarından dolayı fabrikatör ve iş adamlarının yatırımlarını faize yönlendirdiğini iddia etti. Kahvecioğlu, nakliye sektörünün durmasının tüm ekonomiyi altüst edeceğini söyleyerek birçok insanın nakliye giderinden dolayı iş yapamadığını belirtti. Kahvecioğlu:’’ Faizlerin yükselmesinin sebebi bizim işlerimizin durması. Şu anda garaja baktığımız zaman tam takır. Buğday, arpa, pancar yerde. Şu an bizim en mükemmel para kazanmamız gereken dönemde araçlar komple yerde bir haftadır Evde yatıyorum’’ Dedi.

Fabrikatörlerin faizlerin yükselmesi ile yatırımlarını faize yönelttiğini de ifade eden Kahvecioğlu,

‘’Bizim en büyük sıkıntımız faizlerin yükselmesi. Faizler yükseldiği zaman fabrikatör arkadaşlarımız bizim arkadaşlarımız 10 tırlık mala paralarını bağlarken, şimdi paralarını faize bağlamaya başladılar. Hani bu ülkede faiz haramdı? Faiz haramsa, faizler niye yükseldi? ’Adam ‘b en 1 milyonda aylık 200 bin lira aylık para kazanıyorum. Ben bununla mal getireceğime, işçi ile tırcı ile uğraşacağıma, sıcak para kazanayım.’’ Diyor. Biz hepimiz bunu biliyoruz. Biz bunları yaptığımız müddetçe tükeneceğiz’’ dedi.

BENİM YANIMDAKİ ŞOFÖRÜN PRİMİNİ YATIRIYORUM.O 5 BİN GÜNDE EMEKLİ OLURKEN, BEN 9 BİN GÜNDE EMEKLİ OLUYORUM

Yurt içi nakliyecilik yaptığını ifade eden Kahvecioğlu, yanında çalıştırdığı şoför 5 bin günde emekli olurken, kendisinin 9 bin gün BAĞ-KUR primiyle emekli olacak olmasına da isyan etti. ‘Geçinmekte zorlanıyorum’ diyen Kahvecioğlu, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Ben Yurtiçi çalışıyorum. Nereye gidiyorum? En fazla ya İstanbul, ya Bursa, ya da Kütahya’ya gidiyorum. Ya da Afyon’a gitmem gerek. Gidip gelmem de bir hafta sürüyor. Ben bir hafta yatarsam, ayda 4 sefer yapıyorum. Benim aylığım en az 40 milyar. Bunu yıla çarparsak, ben bunun 10 milyarını kazandığım zaman, benim burada 5 bin lira BAĞ-KUR’um var. 5 bin lira kaskom var. 5 bin lira sigortam var. Benim bir oğlumun okula gitme servisi ücreti bin 800 lira. Benim iki çocuğum var. Aylık hesaplıyorum bir tek bir markete gidiyorum, bir poşeti dolduruyorum. Bin liranın üzerinde tutuyor. Bakıyorum elimde hiçbir şey yok. Ben evimi zaruri ihtiyaçlarını temin edemiyorum. Ben şimdi düşünüyorum. 2 ay kaskoma sigortama bak, muayeneme bakıldığı zaman bu adamın tırı var deniliyor. Yaşım 43 sanki 50 yaşındayım. Yıpranmam çok fazla. Hayatımı çocuklarıma adamışım. Kimseye muhtaç olmayayım istiyorum. Sosyal hayatım zaten sıfır. Ben eşimle çocuklarımla kalkıp bir hafta ilden ile gidip tatil yapamıyorum.

Kriz öncesine göre daha çok kazanç görünmesine rağmen daha çok kısıntılarla yaşadıklarını ifade eden Kahvecioğlu:’’ Yine en büyük sıkıntılarımızdan birisi C1 ve K1 belgeleri Ben K1 belgesi ile iş yapıyorum K1 belgesi ile Ben yurt dışına gidemiyorsam Gürcistan’a gidemiyorsam O adam çıkıyorsa C1 belgesine sahip olan adam çıkıyorsa En azından benim ekmeğimi el uzatmasın. Ben de bu ülkede vergi veriyorum. Bir fabrikatör kadar vergi ödüyorum. Ben nasıl yurt dışında çalışamıyorsam, onlar da yurt içinde çalışmasın istiyoruz.’’ Dedi.’

Nakliyatçılık yapan Vahdettin Çalışkan ise, mazot giderlerinde büyük bir dengesizlik olduğunu söyledi. Mazota bir gün zam, bir gün indirim yapıldığını da ifade eden Çalışkan, ‘’ mazot arttığında herşeyin fiyatı artıyor. Ama mazot düştüğünde lastik fiyatları düşüyor mu?’’ diyerek tepkisini dile getirdi.