Ana Sayfa Güncel, GÜNDEM, Uncategorized 25 Temmuz 2023 355 Görüntüleme

ÇÖZÜM KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANI’NDAN KORKUTAN UYARI: ”ÇOCUK SUÇLULARDA %371 ORANINDA ARTIŞ VAR”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2021 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuklarla ilgili açıkladığı verilere göre hem suça sürüklenen hem de suç mağduru olan çocukların sayısı bir önceki yıla göre arttı. Ekonomik koşulların ağırlaşması, sosyal medyada yaşanan dezenformasyon ve dış göçte yaşanan artışla birlikte çocuk suçluların sayısı her geçen gün artıyor. Konuyla ilgili olarak ilgili yasaların caydırıcılığı da bu artışta etkili.

Çözüm Kültür Derneği Başkanı , Avukat Bülent Seçkin Düztaş HARPUTTİMES Haber’e konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada 0-18 yaş arasındaki suç işleyen vatandaşların genel olarak ‘çocuk ‘ sayıldığı ülkemizde, yasaların yeterli yaptırımı olmaması nedeni ile ile çocuk suçlularının sayısında büyük bir artış olduğunu söyledi. Eğitim sistemi ve alınan tedbirlerin yeterli derecede caydırıcı olmadığının altını çizen Düztaş: ‘Dış göçler, iç göçler. Yurt dışından gelen göçmenlerle iletişim haline geçmeleri, köyden kente göçün sonucunda doğan sıkıntılar, televizyon programları, sosyal medyanın yaygınlaşması ve orada bazı suç tiplerinin örgütlenmesi, suç oranlarının çocuklar arasında artırdığını göstermekte.  Bunun engellenmesi için birçok tedbir alındığı var sayılıyor. Ancak bu tedbirlerin çok caydırıcı olmadığı görülüyor. Bizim hukukumuzda maalesef hem yetişkinler hem çocuklar açısından cezalar, caydırıcı nitelikte değil. Cezaevlerimiz defalarca aflar çıkartılmasına rağmen, denetimli serbestliklerin artmasına rağmen aşırı derecede dolu.” dedi.

TÜRKİYE’DE YAKIN BİR ZAMANA KADAR ÇOCUKLARIN SUÇ EĞİLİMLERİNE KADAR BİR ÇALIŞMA YOKTU

Türkiye’de çocukların farklı bir suç eğilimleri olduğuna dair bir çalışmanın yakın zamana kadar yapılmadığını kaydeden Düztaş, bu konuyla ilgili düzenlemenin 2020 yılı itibarı ile Avrupa’da düzenlenen sözleşme Türk hukukuna da alındığını belirtti. DÜztaş sözlerine şöyle devam etti:

”Türkiye’de yakın bir zamana kadar suç işleme ve cezai yaptırımlar konusunda yaş mevhumunun yasalarda yer almadığını ifade eden Düztaş, çocuk suçluların  0-12 yaş, 12-15 yaş ve 15-18 yal olmak üzere 3 kategoride değerlendirildiğini söyledi.

Geçtiğimiz yüzyılda 2000 öncesi yani 1900’lerle 2000’ler arasında çocukların yetişkinlerden farklı olduğuna dair çalışmalar ortaya kondu. Ve neticede hem dünya çapında, hem Avrupa’da çocuklarla ilgili bazı düzenlemeler yapıldı. Çocuk haklarına dair sözleşme 2 Dünya Savaşı’ndan sonra insan hakları sözleşmelerine paralel olarak yapıldı. Ama Türkiye’de henüz çok yakın zamana kadar çocukların farklı bir suç eğilimleri olduğuna dair çalışmalar yoktu. 2020 yılında  18.01.2020 tarihli 4620 sayılı yasa ile Avrupa’da düzenlenen sözleşme Türk hukukuna da alındı. Ve anayasamızın 41 maddesi uyarınca da çocukların yetişkinlerden farklı suç ve cezaya müeyyidelere tabi olacağına dair düzenlemeler yapıldı.”

BİR ÇOCUĞUN İŞLEDİĞİ SUÇTAN CEZA ALMASI, O SUÇUN MAHİYETİNİ İDRAK EDEBİLME YAŞIYLA BELİRLENİYOR

Çocuk suçlarında hukuki değerlendirmenin çocuğun yaşıyla alakalı olarak üç farklı gurup içinde değerlendirildiğini belirten Bülent Seçkin Düztaş, çocuğun işlediği suçun mahiyetini bilmesinin en ayırt edici faktör olduğunu belirterek şunları söyledi:

”Şimdi bizim hukukumuzda çocuklarla ilgili üç türlü yaş düzenlemesi var. Bizim yasalarımıza göre 12 yaşın altındakiler çocuk olarak nitelendirilirler. Ve bu çocukların herhangi bir suçla ilgili bir eyleme karışmaları durumunda soruşturulamaz, kovuşturulamaz veya ceza verilemez. İkinci yaş grubu ise 12 yaşını tamamlayıp 15 yaşından gün almamış olanlar. Bunlar kanuni tabirle ‘küçük’ olarak adlandırılır. Küçük yaştaki bu çocuklar aslında genel anlamda bunlar çocuktur. Ama yasamızın nitelemesi küçüktür. Küçüklerin cezalandırmasında işlediği suçu idrak edebilme kabiliyetinin olup olmamasına göre değişiklik gösterir. Eğer 12-15 yaşındaki bir küçük işlediği fiilin neticelerinin ne olduğunu biliyorsa bazı yaptırımlara uğrar. Ama yaptığı şeyin suç olduğunu bilmiyor veya nasıl bir anlama geldiğini idrak edecek kapasitesi yoksa o da çocuklar gibi değerlendirilir ve ceza alamaz.  İşlenen suçlarla ilgili çocuk mahkemeleri yasalarımıza getirildi. Bu çocuklar çocuk mahkemelerinde yargılanıyorlar.

Üçüncü grup 15-18 yaş grubudur. Normal şartlar altında bu gruptakilerin yaptığı eylemin suç olduğunu bile bilecek kapasitede olduğu kabul edilir. Çok istisnai durumlar dışında bu yaştaki çocuklar genç diye yasa tarafından nitelendirilir. Cezaya tabi tutulurlar. Sadece burada yetişkinlere göre cezalara göre bir nevi daha düşüktür.”

TÜRKİYE’DE   ÇOCUK NÜFUSUNUN % 15’İ ÇEŞİTLİ  SUÇLAMALARLA ADLİ KURUMLARA GÖTÜRÜLMÜŞTÜR

Ülkede genel olarak suç işleme oranında bir artış olduğunu hatırlatan Av. Bülent Seçkin Düztaş, çocuk nüfusunun % 15’inin çeşitli suçlarla adli kurumlara götürüldüğünü ve bu rakamın çok yüksek olduğunu söyledi. Düztaş:

”Çocukların son yıllarda gerek TUİK raporlarına göre, gerek kendimizin gördüğü, gerek sosyal medyaya yansıyan veya basına yansıdığı kadarıyla çok yüksek oranda bir suç oranlarında artış var. Türkiye’de genel olarak suçlarda artış var, ama çocukların işlediği suçlarda daha büyük bir artış var. Örneğin TUİK  raporlarına göre 2017-2022 yılı arasında tam 2 milyon 393 bin Çocuk çeşitli suçlamalarla adli kuruma götürülmüşler. Bunu Türkiye’ye oranladığımız zaman neredeyse %5 gibi bir orana geliyor. Çocuk nüfusuna oranladığınız zaman %15 gibi bir orana geliyor. Bu çok yüksek bir rakamdır. Bu çocukların büyük bir kısmı, bir sefer adli kurula gidenlerin, maalesef daha sonra bir daha gittiği görülüyor.”

EKONOMİK SIKINTILAR, SOSYAL MEDYADA YAUYIMLANAN BAZI VİDEOLAR, DIŞ GÖÇÜN ARTMASI OCUKLARIN SUÇ İŞLEMEYE MEYİLİNİ ARTTIRIYOR

Bunun için öncelikle bunların bir şekilde hafif veya ağır çok ayrım gözetmeden adli kurula gidecek bir suça karışmamalarını sağlamak lazım. Bu çocukların adli kurula gidecek şekilde suçlara karışmalarının ve genellikle son yıllarda çok artış göstermesinin sebepleri arasında temelde şöyle bir değerlendirme var. Sanayileşme ile birlikte kentsel nüfustaki artış ve ailelerin şehirlere göç etmesi ile birlikte şehirlerdeki ekonomik düzeyin değişmesi, gelir düzeyleri arasındaki farklılıkların artması, köydeki ataerkil toplumun şehirlere ayak uydurmada sıkıntı yaşaması. Dış göçler, iç göçler. Yurt dışından gelen göçmenlerle iletişim haline geçmeleri, köyden kente göçün sonucunda doğan sıkıntılar, televizyon programları, sosyal medyanın yaygınlaşması ve orada bazı suç tiplerinin örgütlenmesi, suç oranlarının çocuklar arasında artırdığını göstermekte.  Bunun engellenmesi için birçok tedbir alındığı var sayılıyor. Ancak bu tedbirlerin çok caydırıcı olmadığı görülüyor. Bizim hukukumuzda maalesef hem yetişkinler hem çocuklar açısından cezalar, caydırıcı nitelikte değil. Cezaevlerimiz defalarca aflar çıkartılmasına rağmen, denetimli serbestliklerin artmasına rağmen aşırı derecede dolu.

CEZAEVİ KONTENJANIMIZ 250 BİN İKEN, PANDEMİ İLE DIŞARI ÇIKANLARLA BİRLİKTE 500 BİNE YAKIN HÜKÜMLÜMÜZ VAR

Bizim cezaevlerimizde 250 bin kontenjan varken, daha doğrusu 250 bin kalabilecek hükümlü ve tutukluğu için yer varken; şu anda 390 bin kişi cezaevinde. 125 bin cezaevinde bulunması gereken kişi de pandemi dolayısıyla dışarıya çıkartıldığı için dışarıdalar. Yani 500 bin civarında kişinin şu anda cezaevinde olması lazım. Neredeyse cezaevi kapasitesinin iki misli.

Bunların arasında büyük bir oranda çocuklar da yer alıyor. Yetişkinlerde artarken, çocuklarda suçun artmaması mümkün değil. Cezaevlerinden sürekli şartlı tahliyeler, aflar, benzer nitelikte kanunu düzenlemeler yapılarak insanlar dışarı çıkarıldığında; ister istemez cezaların caydırıcı olmadığı yönünde kanaat oluşuyor.

ÇOCUK SUÇLARINDA ARTIŞ ORANI % 370 ORANINDA

Çocuk yaşta suç işleyenlerin oranında çok büyük bir artış olduğunu da söyleyen Düztaş, çocukların en fazla işlediği suçların başında ‘yaralama’ olduğunu ve bunda özellikle TV ve sosyal medya gibi mecralarda şiddet içerikli görsellerin yaygınlaşması ile orantılı olarak arttığını vurgulayarak:

”Çocuklar sosyal medyadan, televizyon programlarında gördükleri bazı şiddet olaylarını kendilerinin de yapabileceğini, yaptıkları takdir takdirde cezasız kalabileceğini düşündüklerinden maalesef bu suç oranını çok arttırıyor. Çocuklar arasındaki en fazla işlenen suçun özellikle yaralama olduğu görülmekte. Yaralama suçları neredeyse tüm suçların yarısından daha fazla olarak görülüyor. Bu da dediğimiz gibi sosyal medyadaki televizyon programlarındaki şiddet içerikli programların veya videoların olmasından kaynaklı olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun yanında özellikle Suriye’den Afganistan’dan gelen kişilerle iletişime geçilmesinin bir neticesinde de bu suç oranının çok arttığı görülüyor. Yüzdelik olarak bakıldığında çocuklar arasındaki bu suç artışının %371 gibi muazzam yüksek bir rakama çıktığı görülüyor.  Bunun aslında önlenmesi için rehabilitasyon programlarının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bazı televizyon programlarının hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz. Belki de en önemlisi şu anda sosyal medya üzerinde gençlerin yoğunluklu bulundukları, etkileşim sağlayacak, bazı çocukların suça sürüklenmesini önleyici programların yapılmasını düşünüyoruz.

SOSYAL MEDYADA EĞLENCELİ GÖRÜLEN BAZI PAYLAŞIMLAR, SUÇ EĞİLİMLERİNDE ARTIŞA NEDEN OLMUŞTUR

Sosyal medyada son dönemde her şey çok hızlı tüketiliyor. Özellikle TikTok diye bir mecra var. Şu anda en popüler sosyal medya mecrası. Çok kısa, uzun uzadıya anlatılan programlar yok. Her şey üç beş saniyede, 10-15 saniyede olup bitiyor. Bu, çocukların algılarının zayıflamasına çok hızlı olarak her şeyi tüketmelerine sebep oluyor. Belki eğlenceli olarak görülebilir. Ama bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucunda suç eğilimlerinde artışlar olduğu görülüyor. Çünkü bazı şiddet sahnelerinin çok hızlı bir şekilde insanların beyinlerine işlediği görülüyor. Bu doğrultuda özellikle en önemlisi sosyal medya üzerinden bazı çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yanında olayın sosyal medya, televizyon programları ve eğitim boyutunun dışında cezaların da caydırıcı olması gerekiyor.” dedi.

CEZA ALMAZ DÜŞÜNCESİ İLE SUÇ İŞLEYEN ÇOCUKLAR, İLERİKİ YAŞLARDA DA SUÇ İŞLİYORLAR

Cezaların caydırıcılıktan uzak olmasının çocuklarda suç işlemeyi fikri olarak daha kolay hale getirdiğini de ifade eden Düztaş, bu konuda en büyük engelleyici faktörün yasal düzenlemelerin caydırıcı hale getirilmesi olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

”Genç çocuk ve küçük olarak kabul edilen çocukların cezasızlık veya cezalarının az olması dolayısıyla, bazı aile bireylerinin işlediği veya işlemesi muhtemel suçları çocuklar üzerinden onlara yaptırdıkları da maalesef hayatın bir gerçeği. Onun için bu ayrımların çok net bir şekilde ortaya konması gerekir. Çocukların işledikleri fiiliyatın suç olduğunun çok açık bir şekilde anlayabilmeleri lazım. Bunu anlayabildikten sonra da neticede yaptıkları eylemin cezasını çekebilmeleri lazım. Tabi çocuklar cezaevine koyulsun demiyoruz. Ama yaptığı fiilin bir karşılığının olduğunu bu yaşta görmesi lazım. Bu yaşta görmezse zaten ‘ileriki yaşlarda da ceza almıyoruz’ düşüncesiyle çocuk yaşta suç işleyenlerin, yetişkinlik dönemlerinde de suç işledikleri açıkça ortaya konmuştur. Bu tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz.

 

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com