EN KÖTÜSÜ…
Değerli okurlar, kamuoyunda güvenilirliğini kaybeden TÜİK; ekim ayı enflasyonunu yüzde 2,55 yıllık enflasyonu ise yüzde 32,87 olarak açıkladı. Böylelikle 2026 yılında vergi, harç ve cezalardaki artışı belirleyecek YDO (Yeniden Değerleme Oranı) yüzde 25,49 olarak kesinleşti. 12 aylık ortalamaya göre kasım ayı kira artış oranı ise yüzde 37,15 oldu. Bu enflasyon belirleme yöntemi emekçilerin hakkını gasp edip, nüfusun yüzde 25’ini muhtaç, yüzde 90’nını yoksulluk sınırının altında inim inim inletirken, karar verici AKP iktidarı TÜİK üzerinden enflasyon verilerini düşürme derdinde.
YDO verisi oranında zamlanan kalemler için 2026 yılında; Yurtdışı çıkış harcı 1.255 TL, IMEI ücreti 57.241 TL, pasaport defter bedeli 1.424 TL, pasaport sürelerine göre harç bedeli 6 aylık süre için 2.956 TL ile 3 yıldan fazla süreler için 14.146 TL, en düşük trafik cezası 1.246 TL ile en yüksek 58.212 TL zamlanmış olarak uygulanacak.
Maliye Bakanı Şimşek ise yüksek enflasyon karşısında ezilen milyonlarca vatandaş ile tıpkı Aralık 2016, Mart 2017, Nisan 2018, Haziran 2024, Ekim 2024, Haziran 2025, Ekim 2025 tarihlerinde “En kötüsü geride kaldı” nakaratını tekrarlayan Mehmet şimşek Son olarak 3 gün önce katıldığı bir toplantıda da ” Reel ekonomi için en kötüsü geride kaldı” diyerek adeta alay ediyor. Önümüzdeki yıl da aynı nakaratın söyleneceğinden emin olabilirsiniz. Sonuçta bu iktidar devam ettikçe “en kötüsünün hep ileride” olacağı aşikardır.
Ayrıca, TÜRK-İŞ Ekim 2025 raporunda dört kişilik bir ailenin gelirini;
⦁ Açlık sınırını(dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması): 28.412 TL,
⦁ Yoksulluk sınırını(gıda + diğer tüm temel harcamalar için toplam gelir tutarı): 92.547 TL
Olarak açıkladı. Bu veriler toplumun neredeyse tamamının muhtaç hale geldiğini göstermiyor mu? Gelir adaletsizliğinin sebep olduğu bu durumun, Avrupa ülkeleri raporlarında yer alıyor olması da ülkemizde gelir eşitsizliğini açıkça göstermektedir. Öyle ki, günümüzde milyonlarca vatandaş çalışmasına rağmen kendisini ve ailesini geçindirebilecek bir ücrete ve insanca yaşam koşullarına sahip olamıyor. Sonuçta asgari ücretin düşüklüğü, ağır vergiler ve gelir dağılımındaki adaletsizlik nedenleriyle çalışan yoksulların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor.
Değerli okurlar, 2024 yılı sefalet endeksi verilerine göre (HAMI: Hanke’s Annual Misery Index), dünyanın 10 en sefil ülkesinden biri olan ülkemiz 5. sırada yer almaktadır. ((Enflasyon + İşsizlik + Faiz) – Büyüme oranı) yöntemi ile hesaplanan sefalet endeksine göre bu 10 ülke sırasıyla; 1. Sudan: 414,2 – 2. Arjantin: 392,7 – 3. Suriye: 348,1 – 4. Yemen: 328,5 – 5. Türkiye: 327,6 – 6. Venezuela: 317,1 7. Zimbabve: 305,4 – 8. Lübnan: 288,3 – 9. Malavi: 270,9 – 10. Eswatini: 259,4
Ülkelerinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere ülkemiz, sefaletle kıvranan Afrika ülkelerine göre daha vahim bir durumda. Kim sayesinde? Elbette 23 yıldır iktidarda olan AKP sayesinde. Bu yaşanmışlığı saraydan bakan gözlerin görmemesi ya da görmek istememesi orta iken, “Türkiye eski Türkiye değil” diyen AKP yöneticileri haklı galiba! Çünkü; AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılına kadar;
⦁ Tarımda kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biri iken AKP iktidarı sayesinde saman dahi ithal eder olduk,
⦁ Tarım ürünleri karşılığında kurulan ve kalkınmada lokomotif olan tüm sanayi kuruluşlarını AKP iktidarınca elden çıkardık.
⦁ 1951 yılından beri iğne üreten, 1965 yılında çelik döken, 1985 yılında petrokimya kuran, 1993 yılında F-16 montajı yapan, kendi otomobilini ve uçağını yapan ve ihraç eden
Türkiye’den, günümüz Türkiye’sine baktığınızda görünen tek şey şahsi çıkarlar uğruna feda edilen değerler kümesi… 23 yıldır iktidarda olan AKP yönetimi bu değerlerimizi koruyamadığı gibi yenilerini yapma becerisini de gösterememesi gerçekten “Ah Eski Türkiye” özlemini yaratıyor.
Değerli okurlar, AKP Genel Başkanı’nın “İğne bile yapamıyorduk”! demesi bana göre, vatandaşları ve sayesinde elde ettiği makamını borçlu olduğu Cumhuriyet’i küçük düşürme çabasından ve eski Türkiye özlemini yansıtmasından başka bir şey ifade etmiyor.. Oysa Altın’ı çamura atsanız dahi altın yine altındır değerinde asla azalma olmaz… Biliniz ki, AKP ve koşulsuz destekçilerinin yer aldığı bu iktidarın devamı halinde En kötüsü mü? “en kötüsü hep ileride” olmaya devam edecektir. Tabi AKP’nin sefalete mahkum ettiği milletimiz evet derse…