DOLAR 42,6248 0.04%
EURO 50,1184 -0.09%
ALTIN 5.863,420,13
BITCOIN 39436430.70945%
Elazığ

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Bir Garip Bedo Yazdı.. Öğretmen kutsaldır…

Bir Garip Bedo Yazdı.. Öğretmen kutsaldır…

ABONE OL
9 Aralık 2025 14:39
Bir Garip Bedo Yazdı.. Öğretmen kutsaldır…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ÖĞRETMEN KUTSALDIR

Öğretmenlere yapılan saygısızlıkları görünce, artık bu konuya benim de değinmem farz oldu. Öğretmenin itibarını ve saygınlığını yitirmesi yanlış eğitim politikaları yüzündendir. Bu politikaları filan inceleyip anlatmaya kalksak yer kalmaz. Zaten işin o tarafı bu işin uzmanlarını bağlar. Benim görevim, geçmişten örnekler vererek öğretmenlerden nasıl çekinip korktuğumuzu, onlara hem korkudan hem de sevgiden nasıl saygı duyduğumuzu anlatmaktır.

Şöyle bir geçmişe uzanalım. En başta disipline değineceğim. Disiplin kuruluna düşmek en büyük korkumuzdu. Hele bir de öğretmene karşı yapılan bir hareketten dolayı düştün mü, bitmiştin. Kendini okulun kapısının önünde bulurdun. Acıma, torpil filan işlemezdi.

Gelelim devamsızlığa… Bir dönemde mazeretsiz, raporsuz 10 gün okula gitmediysen yallah kapıya! Öğretmene okul içinde değil, okul dışında bile saygısızlık etmişsen; yolda gördüğünde önünü iliklemeyip başınla selam vermemişsen yandın. Hemen velin okula davet edilip ikaz edilirdi. Sonunda da evde anan, baban cezayı keserdi.

Tembelsin, derslerinle ilgilenmisin… Anında veli okula! İlla o notlar düzelecek. Eğitimin kalitesi, hocaların yeterliliği de ayrı bir konu. Biz sadece okullardaki eğitimimizle, özel dershanelere gitmeden üniversite sınavlarını kazanmış şanslı nesilleriz. Şimdiki gibi dershanelere çuvalla paraları velilerimiz vermediler.

Saçını atkuyruğu yaptın, poriğini yana taradın… Geçeceksin o mevzuları. Her şeyin bir usulü, yöntemi vardı. Okula on metre kala o kravat boynuna takılacaktı. “Yok ben takmam, beni sıki…” geçeceksin bu bahaneleri. Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin.

Tüm bunlar aklımda kalan birkaç ayrıntı. Öğretmene saygı, sevgi okul içinde bitmez; dışarıda da devam ederdi. Biraz daha çıtayı yükselteyim: Okul bitse de ölene kadar artık senin en önemli vazifen öğretmenine saygı ve sevgi göstermekti.

Okuduğum okulları bitirmişim, hayat mücadelesinin sonuna gelmişim ama bugün bile öğretmenlerime saygı ve sevgiyi elden bırakmamışımdır. Canlı şahitlerim var. İlk aklıma gelen kişi, Ticaret Lisesi’nden hocam; eski Belediye Başkanımız Sn. Süleyman Selmanoğlu’dur. Gidin sorun, yanlış söylemişsem gelin yüzüme tükürün. Bugün bile gördüğümde eline eğilip, önümü iliklerim; yanında sigara dahi içmem.

Bizim hocalara duyduğumuz saygı ve sevgi bizde nasıl oluştu? Hemen onun da cevabını yazayım: Anamız, babamız, büyüklerimiz bize böyle öğretti. Bizim için öğretmen nasıl saygı duyulacak bir insansa, büyüklerimiz için de aynıydı. Bizi ilkokul birde onlara teslim ederlerdi; lise bitince geri alırlardı. Üniversiteyi kazanırsan da artık yetişkin, aklı başında bir birey olduğun için kendi başına gider, yüksek tahsilini yapar ve okuma dönemin sona ererdi.

Günümüz şartlarında öğretmenlerin karşılaştığı terbiyesizce muameleleri görünce, artık bu sorunların önüne geçilmesi için gerekli adımların atılmasının farz olduğu kanaatine vardım. Ailelere büyük görev düşi. Bir an önce evlatlarınıza gerekli terbiyeyi verin. En önemli görev size düşi. “Benim evladım yapmaz, akıllıdır, terbiyelidir.” demeyin. Görisiz işte… Şahsen ben bile evladım olmadığı halde şu yapılan terbiyesizlikleri izleyince utancımdan yerin dibine girim.

Tüm şartlarım tuttuğu halde öğretmenlik yapmayan biri olduğum için şanslıyım. Zira bende çok büyük bir sabır yok. Kesin zıvanadan çıkardım. Allah görevleri başındaki öğretmenlerimizin yardımcısı olsun.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP