Elazığ CHP Milletvekili Gürsel Erol son günlerde gündemden düşmeyen Elazığ’ın Maden ilçesinde bulunan maden rezervleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. TBMM görüşmeleri esnasında söz alarak açıklamalarda bulunan Milletvekili Erol;

“Elazığ’ımızın Maden ilçesinde cumhuriyet tarihimizin en zengin maden yataklarımızın bulunduğu ve bu maden yataklarının özelleştirilmesi ile ilgili ihale süreci ile ilgili bilgilendirmek isterim. 2019 yılından bugüne kadar Elazığ’ın maden bölgesinde MTA Genel Müdürlüğünün sondajları ile başlayan bir maden arama çalışması vardı. Ve bu sonuçlandı. Türkiye Cumhuriyet tarihimizin en zengin maden yatağımızın olduğu bir bölge tespit edildi. Burada altın, bakır, kurşun, çinko, demir ve kobat madenleri var. Yalnızca bir madende değil birden fazla birkaç niteliği taşıyan çok zengin maden yatakları var. Elazığ Maden ilçemiz bakır işletmeleri ile ünlüdür. Osmanlıdan günümüze kadar bakır işletmelerinin olduğu bir bölge. Bu konu ile ilgili Elazığ’da yoğun bir siyasi birliktelik oluştu. Özellikle ben buradan AK parti Elazığ Milletvekilleri ile bu şartnameye göre bu ihalenin yapılmasını son derece sakıncalı olduğunu basına açıkladılar. Kamuoyunu bilgilendirdiler. Bütün siyasi parti il başkanları AK Partinin, MHP’nin, CHP’nin, İYİ Partinin, DEVA Partisinin il başkanları aynı şekilde bu ihale şartnamesi ile bu ihalenin yapılmasının doğru olmadığını açıkladılar. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası, Elazığ belediye başkanı, sivil toplum örgütleri, herkes bu ihalenin bu şartname ile yapılmasına tepki verdi. Doğru değil dediler” ifadelerine yer verdi.

CUMHURİYET TARİHİMİZİN EN ZENGİN MADENİ 

Rezervlerin yapılan sondaj çalışmaları sonucu 30 milyar doların üzerinde parasal değerinin tespit edildiğini ifade eden Erol;

“Bu maden alanındaki maden rezerv alanlarının parasal anlamındaki değeri ne kadar. Yine Cumhuriyet tarihimizin en zengin madeni. Şuana kadar maden bölgesinde yüzde 100 alanlık bölgenin, yüzde 30’unda sondaj çalışması yapıldı. Yüzde 70’inde hala sondaj çalışması yapılmadan yüzde 30’luk bölümden çıkan madenin parasal değeri 15 milyar dolar. Yüzde yüzü değerlendirildiğinde ise bu 30 milyar doların üzerinde bir para bedel rezervinin olduğu tespit edildi. Bu bilgiyi daha önceden maden bakır işletmelerinden çalışan jeoloji mühendislerinden, maden mühendislerinden o bölgeyi bilen bazı teknik arkadaşlarımızdan bu bilgiyi aldım. Yaklaşık 30 milyar dolarlık bir alan. Tabi ki bu ülkenin yer altı zenginlikleri çıkarılmalı ekonomiye kazandırılmalı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne madenlerin çıkarılmasına karşıyız ne de servet düşmanlığımız var. Ama madenlerimiz bir ülkenin milli kaynağı ise milli değeri ise bu madenler özel kişilere, teşebbüssülere peşkeş çekilmeden milli değerlerimiz ile ve milli kasamıza, hazinemize devletimizin kasasına bunu bizim sokmamız lazım. Bir tarafta ekonomik kriz var diyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Birleşik Arap Emirliklerinde görüşmeler yapıyor. Anlaşmalar yapıyor. 5 – 10 milyar için uluslararası görüşmeler yapılırken kendi 30 milyar dolarlık kaynağımız ile ilgili bu teknik şartnameye göre alan kişi şimdiden belli. İhalenin idari şartnamesi var ama ihalenin teknik şartnamesi yok. Rezerv alanlarındaki çıkabilecek şartnameleri çıkacak miktarı, teknik vasıfları nelerdir hiçbir şey yok.” dedi.

İHALEYİ ADIYAMAN BÖLGESİ İLE BİRLEŞTİRMİŞLER

Açıklamalarının devamında ihalenin Adıyaman ile birleştirildiği konusuna dikkat çeken CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol;

“Şimdi bakın bu yalnızca Elazığ genelinde yapılan bir ihale değil. İhaleyi Adıyaman’da bir maden bölgesi ile birleştirmişler. Yani bu ihale hem Elazığ’da bir maden bölgesini hem de Adıyaman bölgesindeki maden bölgesini birleştirmişler. Burası neresi burası Elazığ Maden burası neresi Adıyaman maden sahası peki sınır komşumuz mu? Hayır. Sınır komşumuz Malatya Diyarbakır peki bu ihaleyi neden birleştiriyorsun? İki farklı il yani sınır il olsa oradaki maden yatağının damarı diğer ilde de olmuş olsa desen ki proje bütünlüğü var iki ihaleyi birleştiriyorum.” ifadelerine yer verdi.

BİR PEŞKEŞ MANTIĞIDIR

“Bizim isteğimiz ve beklentimiz şu. Ülkenin milli serveti olan ve ülke bu kadar büyük bir ekonomik krizdeyken kaynaklarımızı doğru kullanmak varken bunu yalnızca özel bir teşebbüse, bir şirkete ihale ettirmek doğru değil. Amacımız şu devlet kamu ortaklığı olmalı ya yüzde 51 hisse devletin olmalı yüzde 49 özel teşebbüsün olmalı parası olan herkes hisse almalı.  Maliye bakanımız neyi açıklıyor. Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandıralım. Getir faiz vereyim. Hani faize karşıyız ya. Halbuki onu yapacağınıza burada yüzde 51’ini devlet işlesin yüzde 49’unu açın borsada teşebbüscülere adam altınını bozdursun Elazığlı vatandaş, yurttaş, şirket sahibi gelsin buradan hisse alsın ve kar etsin kar ortağı olsun. Veya yüzde 51’ini özel şirkete versin yüzde 49’u devletin olsun. Devletin işin içinde olmadığı, devletin kazanç elde etmediği bir özelleştirme mantığı bir peşkeş mantığıdır. Bu alanın kesinlikle kamu adına çalıştırılması lazım” ifadelerine yer verdi.