Son zamanlarda sürekli olarak karşılaştığımız sağlık çalışanlarına şiddet haberleri sendikalar ve çalışanlar tarafından büyük tepkilere neden olmuştu. Sürekli hastaların haksız olduğu , çalışanların korunması gerektiği yerde şiddete maruz kalındığı dile getiriliyor olsa da kimse ihmalkar doktorlar yüzünden hayatını kaybeden hastalardan, sürekli olarak hasta olduğu için tahammülü olmayan hastaları azarlayan hastane personelinden, doktordan hatta ve hatta doktorun önünde oturup herkese ters davranan sekreterden bahsetmiyor. Sağlık çalışanlarının şiddete uğrayınca işi bırakması görevini canı pahasına yapan eşini, arkadaşını, ağabeyini, kaybeden Türk askerini hatırlatmaktadır.

Siz hiç şehit verdiği için görevi bırakan ordu gördünüz mü?

Siz hiç kolunu bacağını kaybeden gazimizin askerlerin sesi olun grev yapın dediğini duydunuz mu?

Ne yazık ki son zamanlarda başta yaşadığım şehir olmak üzere sosyal medyalar üzerinden sağlık çalışanlarının ihmalkarlığı, üslubu vb. konular nedeniyle kavga çıktığı ve şiddete maruz kaldığı haberlerini çokça alıyoruz.

Dün akşam yaşamış olduğum şehrin en büyük hastanelerinden birinde bebeğini doğum öncesi kaybeden bir kadının, anne karnında ölen bebeğine müdahale edilmesi gerekirken  nöbetçi doktorun “kimsenin nazını çekemem istersem sabaha alırım beklesin“ sözleri ile karşılaşmış olması beni hiç olmadığı kadar üzdü. Daha önce çocuğu havale geçiren babaya ölürse ölsün diyen sağlıkçıya, yanlış ameliyatla bağırsaklarını kaybetmiş bayana, sosyal medya üzerinden köy hastanesine gelen hastalarla kokuyordunuz diye alay eden doktora ve daha binlerce örnek verebileceğim durumlarla karşılaşmıştık ancak yavrusunu kaybeden bir annenin birde böyle ihmalkarlıkla karşılaşmış olması doktorların göreve başlamadan ettikleri yeminlerin ne kadar geçerli olduğunu birkez daha düşündürüyor.

Sağlık çalışanlarının maaşlarının yükseltilmemesinin faturası vatandaşa kesiliyor ancak ihmal edilen can ağrısı yaşayan vatandaşlar şiddet yanlısı oluyor şimdi soruyorum “ADALET BU MU? Sağlıkçının hiç mi suçu yok?”