​Halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz demekle olmuyor. Halkın yaşamındaki gerçek enflasyonun ne olduğuna,halkın yaşam kalitesinin nasıl olduğuna bakmak gerek. Yanı lafla olmuyor gerçek geçim şartlarına bakmak gerek.

​2002 de bir asgari ücretle 10 çeyrek altın alınırken bugün asgari ücretle yaklaşık 3 çeyrek altın alınabiliyor. Hani halkın 7 çeyrek altını , bu fark kimlerin cebine girdi. Nasrettin hoca eve 1 kilo et getiriyor hanımı yemek yapsın diye, eti kedi yiyor. Hoca yemek olmayınca hanımına soruyor yemek nerede; hanımı eti kedi yedi diyor. Bunun üzerine hoca kediyi yakalayıp tartıyor, kedi 1 kilo geliyor. Bunun üzerine hoca hanımına bu kedi ise bizim et nerede,bu et ise bizim kedi nerede diyor. Şimdi sormak gerek bizim çeyrekler nerede. Ya bunları biri yürüttü yadabaşarısız bir yönetimle gelirimiz uçup gitti. Durum böyle olunca demek ki halk enflasyona ezdiriliyor.

​Eğer enflasyona göre asgari ücret belirlense şu anda yaklaşık olarak asgari ücret 11 bin TL nin üzerinde olması gerek. Nüfusun % 10 ülke gelirinin % 70 ni alıyor. Nüfusun kalan kısmı ise ülke gelirinin yaklaşık % 30 nu paylaşıyor.

Mazot fiyattı 2002 de  litresi 1.48 tl iken bugün 1 litre 25.20 tl civarında. İstikrarsızlıktan dolayı akaryakıt fiyatları artık aylık değil haftalık değişiyor. Bu belirsizlik başarısız bir yönetimin tamda resmi yansıtıyor.

​Sanayici üretmeye korkuyor, çiftçi üretecek gücü yok, dar gelirlinin alım gücü yok: ama iktidar büyümeden bahsediyor. Büyüyen bankalar ,beşli müteahhitler, iktidara yakın iş takipçileri. Türküye gıda üretiminde kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken , bugün bırakın buğdayı, eti, samanı ithal eden bir ülke haline getirildi. Üreten Türkiye ,dışa bağımlı hale getirildi.

Uluslar arası itibarımız her gün biraz daha zayıflıyor. Basın yerlerde, demokrasi hak getire, eğitim dibe vurmuş, sağlıkta vatandaş ilaç alamaz durumda. Devlet hastaneleri bile adeta paralı hale getirildi. Şimdiye kadar sağlıkta devrim yaptık diyorlardı, artık hastanelerde sıra almak bile imkansız hale gelmiş. Eğitim artık parası olanın okuyabileceği hale getirilmiş. Mezun olan gençler iş bulamaz durumda, tarikatlardan, cemaatlerden veya iktidar çevresinden torpili olmayan ve soru ve cevapları alamayanların  vay haline.

Ben “ESKİ TÜRKİYEMİ GERİ İSTİYORUM” .Herkesin kardeşçe yaşadığı, Çetelerin ve mafyanın değil, demokrasinin ve kanunların eşitçe uygulandığı, herkesinözgürce konuşabildiği günlerde buluşmak dileğiyle.