TARİHİ DEĞİŞİM

Değişmeyen tek şey DEĞİŞİM ‘in kendisidir.  Tarih ülkelerin her türlü  rejimlerde; baskı ile üzün süre yöneticilerin kendi iktidarlarını sürdürmelerine izin vermemiştir. Dünyadaki tüm ülkelerinde rejimleri mutlaka değişime uğramıştır ve uğrayacaktır.

Evrimsel zorunluluk olan DEĞİŞİM ülkemiz için de  geçerlidir. Baskı ve sansürle  süren iktidarlar belki bu süreyi biraz uzatabilirler fakat değişim kaçınılmazdır. Değişimi engellemeye çalışmak sadece halkın refah düzeyini düşürmek ve daha fazla acı çekmesine neden olur. Rejimin adı ister sosyalizm, ister şeriat, istese kapitalizm olsun bu rejimler parti yönetiminin keyfi uygulamalarına başlayınca burada değişimin doğal olarak başlaması demektir. Bu rejimler önce basın özgürlüğü, konuşma özgürlüğü, hukukun üstünlüğü gibi  evrensel değerleri askıya alır. Ardından ülkenin kaynakları azınlığın emrine girer, halk fakirleşir, hızlı bir Enflasyon ve devalüasyon başlar. Ülke yabancı ülkelerin boyunduruğu altına girer. Yıllar insanın inancında, düşüncesinde değişim ve yeniliği beraberinde getirir. Her değişim yeni bir sistemi, yeni bir bakış açısını beraberinde getirir. Değişime karşı olan yeniliğe karşı olan yıkılmaya yok olmaya mahkumdur. Yakın çağımızda tv ye karşı olanlar bugün kendi televizyonlarını kurmuşlar. Yani en gerici kesim bile bu değişime ayak uydurmak zorunda kalmış aksi halde yok olur.

İşte önemli olan bu değişimi pozitif ivmeye çevirmek, bu değişimi yenilikçi bir bakışla daha çağdaş bir yapıya kavuşturmak. Yeni bir Ekonomik modelle halkın refah seviyesini yükseltmek, ulusların sömürü düzenini ortadan kaldırmak. Bu değişim ancak iyi bir eğitim ve işbirliği ile olumlu bir değişim olur. Aksi halde her değişim toplumları ileriye götürmez, tam aksine toplumları köleliğe ve fakirliğe götürür.

Ülkemizde de değişim artık kaçınılmaz bir gereksinim olmuştur. Bu değişimin kalıcı , ilerici ve olumlu olması içinde güç birliği ile birlikte doğru temellere oturtulması gerekir. Aksi halde eskiyi arar bir duruma düşülür. Bunun yolu da bu birlikteliğin mutlaka şeffaf bir zeminde ve geniş katılım ile olması gerekir. Değişimin kalıcı ve olumlu olmasının en önemli unsuru Üretim hızlı ve bölüşümün adil olması gerekir. Üretimin olmadığı yerde hiçbir rejim ayakta kalamaz. Adaletin ve paylaşımın adil olmadığı hiçbir rejim de ayakta kalamaz.

DEĞİŞİM kaçınılmaz ise bize düşen görev; bu değişimi pozitif bir ivmeye çevirmek, bu değişimin temellerini sağlam bir zemine oturtmak. Şeffaf bir ortamda tüm güçlerin ortak çıkarlar doğrultusunda birleşerek. Karar vermek olmalı.