Elazığlı iş insanı Zafer Ayaz, memur ve emekliye yapılan zamları değerlendirdi. Yaptığı asgari ücrete yapılan % 54.6 oranındaki zamdan sonra ülkedeki tüm çalışan kesimin asgari ücrete bağımlı hale getirildiğini ifade eden Ayaz memur maaşlarında iyileştirme yapılması gerektiğini söyleyerek:”. Şimdi bakıyorsunuz bir memur TÜİK tarafından açıklanan açlık ücretini seviyesinin altında kalmış. Şimdi kalkıp da dünyayı veya globalleşmeyi international düşünecek değil. Evdeki tenceresine bakar. Kaynıyorsa oy verir; kaynamıyorsa oy vermez. ” dedi.
ÜLKEDE TÜM ÇALIŞAN KESİMİ ASGARİ ÜCRETE BAĞIMLI HALE GETİRDİNİZ
Ayaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ”Dünya bir pandemi dönemi atlattı. Bu pandemi bütün dünyayı etkiledi, ancak ekonomisi güçlü devletler bu tür olaylarda pek yara almadan, çok küçük, çok cüzi bir enflasyonla kurtardılar. Bizim gibi orta halli ülkelerde ise darbenin büyüklüğü ortaya çıktı. Ancak 3. dünya ülkelerinde ve gelişmemiş ülkelerde daha beter olaylar çıktı. Ancak bir ülkenin yönetim şekli veya oturmuş olan kalıplaşmış sistemi eğer dengeli ve düzenli adalet üzerine kurulmuşsa, zaten düzenin pandemi değil, ne olursa olsun kurtarır. Asgari ücrete %54 zam yapıldı. Biz de sendikacıyız ve siyasetçi gözüyle baktığımızda şöyle dedik.Günümüz konjonktüründe çok mu verildi? Hayır.Yaralara bir merhem oldu mu? Evet. Ama bunun asgari ücreti %54.6 gibi bir zam yaptınız. Asgari ücrete %54.6 gibi bir zam verdikten sonra, 8 bin 506 lira olunca buradan artık ülkedeki tüm çalışan kesimi asgari ücrete bağlı hale getirdiniz. Gelişmekte olan ülkelerde bu hiç hoş karşılanmaz.
Bir memur alamazsa, bir esnaf kazanamaz. Bir esnaf kazanamazsa bunlar bir döngüdür. Ve bu döngü birbirini destekler. Ben çok alırsam, çok harcarım. Diğeri çok alırsa çok harcama yapar. Çok harcama yaptığında esnaf kazanır; esnaf kazandı mı çiftçi kalkınır. Çiftçi kalkındı mı, bilişim kalkınır. Neden bilişim kalkınır? Traktörü, elektronik eşyaları vs. bunlar, hep çiftçi üzerinde kullanılmaktadır. Bunlar örümcek ağı gibi ise işlenmiş bir sirkülasyondur.”
BİR MEMUR TENCERESİNE AŞINA BAKAR.TENCERESİ KAYNIYORSA OY VERİR, KAYNAMIYORSA OY VERMEZ
Asgari ücret ve memur maaşlarının siyasete alet edilmemesi gerektiğini de söyleyen Zafer Ayaz, memurun, ücretlinin ve emeklinin siyasi düşüncesini evinde kaynayan tenceresinin belirleyeceğini vurguladı.Ayaz:
”Memur maaşlarının, asgari ücretin ve buna benzer ekonomik sistem siyaset üzerinden konuşulmaması siyasete alet edilmemesini arzu etsem de bu siyaseti alet edilmiş bir durumdur. Bir yerde aşın kaynamadı mı,tenceren kaynamadı mı ister istemez Demirel’in bir lafı vardı ‘boş tencere hükümet devirir.’ Bu da böyledir. Bunu göz ardı etmemek lazım. Şimdi bakıyorsunuz bir memur TÜİK tarafından açıklanan açlık ücretini seviyesinin altında kalmış. Şimdi kalkıp da dünyayı veya globalleşmeyi international düşünecek değil. Evdeki tenceresine bakar. Kaynıyorsa oy verir; kaynamıyorsa oy vermez. Yani burada aslında hükümetin biraz daha özverili ve geniş düşünmesi gerekir. ”
ÜLKEMİZDE HAVUZU BİR ÇEŞME DOLDURUYOR, AMA ALTTAN BİR SÜRÜ ÇEŞME BOŞALTIYOR
Sistemin getirdiği ve artık sistemden kaynaklı hatalar ve buna benzer yanlışlıkları, hükümetin burada düzeltmesi gerekir. Biraz daha elini taşın altına koyacaktır. Başka çaresi yok. Ülkemiz zengin bir ülke midir? Evet. Ama havuzu bir çeşme dolduruyor,bizim para havuzumuz olduğunu farz edelim. Havuzumuzu bir çeşme dolduruyor, ama bir sürü çeşme alttan boşaltıyor. Yani önce o boşlukları kapatmamız lazım ki, başta havuzu dolduran Çeşmenin havuzu doldurmasını bekleyelim. Yoksa alttan bir sürü çeşme de boşaltıyor. Bunun yapılmaması lazım.
BU ÜLKE BATARSA HÜKÜMET DE BATACAK, BİZ DE BATACAĞIZ, EDİRNE’DEKİ , HAKKARİ’DEKİ KİŞİ DE BATACAK.
Bugün devletin kamu kurum ve kuruluşlarında her türlü israf yapılmakta. Bunu herkes biliyor.Her şekilde ve her platformda sendika olarak söyledik bunu. Bunların durdurulması lazım. Evet bir kişinin aldığı 3-4 maaştan bahsediliyor. Bunun durdurulması lazım, bu ülke ekonomisidir. Bu ülke batarsa hükümet de batacak. Ben de batacağım. Edirne’deki de batacak, Hakkari’deki de batacak. Onun için devletimizin en iyi yere götürebilmek için öncelikle bu ekonomi sistemini düzeltmemiz gerekiyor. İşin gerçeği kendi alanında yetişmiş, koltuklarını hak eden, nitelikli ve ilkeli insanlarımızın olmasını gerektiriyor.Bu olmadığı sürece, koltuğu hak edene vermediği sürece o koltuğu boşaltacaktır. Bizim yapmamız gereken ilkeli ve vatansal milliyetini seven gerçekten devletini seven insanların bir yerde oturması lazım ki bazı şeylerin önüne geçebilelim. Yoksa yapabileceğimiz bir şey yok.Hükümet bugün %40 verir yarın %70’lik muhtaçlığımız olur.
Bakın asgari ücret açıklandı,8 bin 506 TL denildi. Bir gün sonra %84 doğal gaz hizmet bedeline zam geldi Güçlü bir devlet olsak 8 bin 500 bizi yormayacağı gibi, doğalgaza da bu zammı yapılmayacaktı. Ama dediğim gibi gelişmekte olan ülke olduğumuzu kabul ediyoruz ve pandeminin de olduğu bir durum var. Ülkemiz çok güzel bir coğrafya aslında. Çok bereketli ve verimli bir coğrafya, biz bunu da kullanamıyoruz.
GABAR’DA PETROL, KARADENİZ’DE DOĞALGAZ’DAN BAHSEDİLİYOR.20 YILDIR HÜKÜMETTESİNİZ,20 YIL BOYUNCA BULAMAZ MIYDIK?
Cumhurbaşkanımız Gabar Dağı’nda çıkan petrolden çıkan petrolden bahsediliyor. E 20 senedir hükümettesiniz, 20 sene boyunca biz bulamaz mıydık? Veya 30 sene önce biz bunu çıkartamaz mıydık? Burada eleştirel konuşuyorum ister istemez. Gabar’da bugün petrol çıkartacağımıza biz bunu 5 sene önce yapsaydık, bugün bu rahatlığı yaşıyor olsaydık. Veya Karadeniz’de, Akdeniz’de Piri Reislerimiz, Oruç Reislerimiz gidip o gazı bulacağına, bu sene değil ,geçen sene bile bulmuş olsaydı belki bu sene biz kullanıyorduk. O 84’lük zam olmayacaktı. Belki Avrupa bizden gaz alacaktı. 1 trilyon dolardan bahsediliyor kar marjını söylüyorum ve 750 milyon metreküpten bahsediliyor. E şimdi biz bunu geçen sene bulmuş olsaydık, belki bir Avrupa’ya fahiş fiyata verecektik, çok pahalı verecektik. Çünkü Rusya kesmiş, bu bizim elimizde büyük bir altın olacaktı. Biz de zamanında hareket etmediğimiz için bunun cezasını da ister istemez bizler çekiyoruz, halk olarak bizler çekiyoruz.
HERŞEYE BİR KARŞILIK VAR DA MEMUR VE EMEKLİYE YAPILACAK ZAMMA MI KARŞILIK YOK?
Memur sendikalarının durumunu da eleştiren Zafer Ayaz, sendikaların bir yere bağlı hareket ettiği sürece memura bir katkı sağlayamayacaını dile getirerek, yapılan zamlardan memnuniyetsizliğini dile getirdi. Memur ve emekliye % 55-60 oranında bir zam yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Ayaz, hükümetteki görevli kişilerin bu zamların karşılayacak kaynakları bulabileceklerini de söyledi.Ayaz, şunları söyledi:
MEVCUT İRADENİN GETİRDİĞİ SİSTEMİN EKSİKLERİNİ MEVCUT İRADE KARŞILAMALIDIR
”Artık memur sendikaları biraz da bir yerlere bağlı hareket ettiği müddetçe, ister istemez ne memura, ne esnafa ne de gelişmişliğe bir adım katkıda bulunmamış olacak. Şunu söyleyebilirim. Memurlarımızın maaşı, günümüzde yani şu an emekli de dahil olmak üzere %50 -55 -60 gibi bir zam yapılması şarttır. Diğer yandan seyyanen 3 bin 500’ü hala alamayan memurlarımıza, bunlara bin 500- 2 bin liralık bir seyyanen zam vermek zorundasınız. Bunun karşılığını nereden vereceksiniz? Her şeye bir karşılık var da buna mı zam yok? Karşılık Yok? Burada düşünmesi gereken kişiler hükümette şu anda bu işle görevli kişilerdir. Mevcut iradenin sistemin eksiklerini, yine mevcut irade karşılasın. 20 senedir bu ülkeyi yönetiyorsun. Ama hala bir memur üzerinden veya asgari ücret üzerinden ülkenin sistemini konuşuyorsak henüz yanlış yerdeyiz. Henüz biz ülkemiz ile ilgili bir şey yapabilecek durumda değiliz demektir.
MEVCUT İRADENİN ÖYLE YEKİLİ AĞIZLARI VAR Kİ; SURİYELİLER OLMASA BU ÜLKE BATACAKTI DİYECEK KADAR AYMAZLAŞIYOR
Diğer taraftan elbette ki vatandaş olarak, insan olarak biz elimizi taşın altına koyacağız. Kabul edelim, bugün ülkemiz bugün savaşsın ilk şehit olacak, ilk koşacak yine bizleriz. Siz kayıt dışı insanları çalıştırdığınız müddetçe, Suriye’den üç beş milyon, 8 milyon gibi insanlardan bahsediliyor. Sadece Suriyeli diyoruz ama bunun içinde Afganistanlı var, Hindistanlı var .Birçok ülkeden gelen insanlar var. Şimdi ülkemizi mülteci cenneti etmişsiniz. Benim kendi vatandaşım burada perişan haldeyken, mevcut iradein öyle yetkili ağızları var ki Suriyeliler olmasa bu ülke batacaktı diyecek kadar da aymazlaşıyorlar. E kusura bakmasınlar .Benim ülkemde dün Suriyeliler yoktu; yine benim insanım çalıştı, yine benim Seyit Onbaşılarım savaştan sonra gitti, odunculuk yaptı,geçimini sağladı. Yani biz eğer milli irade üzerinden konuşacaksak, kusura bakmasınlar ben Suriyelilere veya Afganistanlara, Hindistanlılara karşı değilim. Irkçı değilim. Ama ben milliyetçi bir insanım. Önce benim insanım, diyorum. Çünkü dünyanın zor bir geçim sürecinde, dünyanın bu zor günlerinde kendi işsizimi, kendi güçsüzümü korumak zorundayım. Bugün bir savaş olsa ne Suriyeli gidecek, ne Afganistanlı gidecek. Bizim gariban Mehmet’imiz, Ahmet’imiz gidecek. Biz yine vatanımız, için ezanımız için, bayrağımız için şehadet şerbeti içmek için yarışırız da. Ama bu şehadet şerbetini içemeyecek olanlar, benden daha fazla yararlanmasın.
