Elazığ’ın Sivrice İlçesi Kültür Mahallesi sakinleri, kentsel dönüşüm dolayısı ile evlerini boşaltmalarını isteyen yetkililere tepki gösterdiler. Evlerini boşaltmaları için bir hafta süre istenen mahalle sakinleri:’’ Evleri boşalttıktan sonra nereye gideceğiz?  Bize birkaç ay süre versinler. Biz gitsek de hayvanlarımız var. Onları ne yapacağız?  Köylerinize gidin diyorlar, köyler de kar var, yollar kapalı köyümüze de gidemeyiz.  Gidecek başka yerimiz yok.’’ Diyerek tepkilerini dile getirdiler.

Elazığ’ın Sivrice İlçesi’nde Kültür Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, mahallenin kentsel dönüşüm alanına girmesi nedeni ile boşaltılmak istendiğini söyleyerek,  evlerini boşaltmalarını isteyen yetkililere tepki gösterdiler. Mahalle sakinleri evlerini boşaltmaları için bir hafta süre verildiğini ifade ederek, bir hafta içinde evlerini tahliye etmemeleri halinde elektrik ve sularının kesileceğini dile getirerek isyan ettiler.

Sivrice İlçesinin Kültür Mahallesinde kentsel dönüşüm sebebiyle evler yıkılacağı belirtildi. Mahallede oturan vatandaşlar evlerinin sağlam oldukları için yıkılmasını istemezken bazı mahalle sakinleri ise bu kış günü kendileri birkaç ay bir zaman verilmesini istediler.

MAHALLE SAKİNİ MEVLÜT TÜRKİŞ: ‘’KAYMAKAMLIK, BELEDİYE, BİZE DERMAN OLMASI GEREKİRKEN GELİP EVDEN ÇIKIN DİYORLAR’’

Mahalle sakinlerinden Mevlüt Türkiş:  ‘’Şu anda bizim Cumhurbaşkanı emretti. Hem belediye başkanı olsun, hem valiliğin, kaymakamlığın sahada olması gerekirken, bizim evlerimiz hasarlı değil. Sağlamdır. Şu anda gelip bizim sorunlarımızı sorması lazımken, tutup zorla evim sağlam olduğu halde gelip diyor ki; ‘evinizden çıkın.’  Benim evim sağlamdır. Şu anda 3 deprem yaşandı. Deprem nedeniyle evimde hiç hasar yok. Benim çocuğum epilepsi hastasıdır. Deprem olduğu zaman bana sarılıyordu. Bugün eğer kaymakam gelip de; ‘sizin evlerinizde bir hasar var mı? Evlerinizde bir durum var mı?’ diye derman olması lazımken, gelip ‘evinizden çıkın’ deniyor. Polis getiriyor, kaymakam gönderiyor. Bu işin içinde bir rant var diye durmadan bize baskı yapıyorlar. Bizim evlerimiz tapulu. Tapulu olduğu halde kentsel dönüşüme vermişler. Riskli alan yapmışlar zorla.  Zorluk gösteriyorlar bize. Şu anda Sivrice’nin sahibi yok. Kendi kafalarına göre evden çıkın diyorlar. Mağduriyetimiz var. Ben 5 yıldır ev yapmışım. Zor Bela bir ev yaptım, durumum iyi değil. Ben el âlemden borç alarak,  şundan bundan borç alarak, zor bela bir ev yapmışım. Gelmişler,  evimden çıkın diyorlar. Bu kış günü nereye gideyim?  Maddi durumum iyi değil. Benim çocuğum epilepsi hastası.  Bir yerde çalışmıyorum. Durumum iyi değil.  Ben bu burada nereden çıkayım? Evinizden çıkın diyorlar. Niye evimden çıkayım? Şu anda belediye başkanıyla, kaymakamla, Elazığ’ın Çevre Şehirciliği ile anlaşmaları var. Durmadan bize baskı üstüne baskı yapıyorlar. Polis gönderiyor,’ elektriğinizi keseceğim, suyunuzu keseceğim, şunu yapacağız.’ Diyorlar. Zorluk çekiyoruz,  bu nedir?  Bize devlet sahip çıksın. Bugün Cumhurbaşkanı açıklıyor ki; ‘sağlam evler duracak’. Burada şu anda sağlam olan evlerde, sağlamları da yıkacaklar. Şu anda Belediye Başkanı herkese söz vermiş; ‘evinizden çıkın, size bir kat olan evler yerine, iki kat yapacağız. Öyle bir şey var mı? Yolsuzluk resmen. Bizi de orada evden çıkaracaklar.’’

TAMER AK: ‘’155 METREKARE ARSAMA 27 BİN LİRA DEĞER BİÇMİŞLER. BİLEZİK PARASI BİLE DEĞİL’’

Mahalle sakinlerinden Tamer Ak da kendilerinin görüşü alınmadan böyle bir karar alındığını ifade ederek, evin yeniden yapılsa bile aynı yerinde kendilerine teslim edilmesini istediklerini söyledi. Ak:

‘’Benim buradan isteğim şu;  kamuoyunun görüşleri alınmadan, toplumun görüşleri alınmada, kendi kafalarına göre yıkıp ev yapacaklar. Biz kendi yerimizde, kendi evimizin bulunduğu yerde müstakil ev istiyoruz. Şunu kabul ederdim.  Burası komple taşınıp başka bir yere götürülseydi, ben bunu kabul ederdim. Derdim ki; ‘adam 4 katlı yerine 5 katlı yapmış.’  Sen mademki bizim evin yerine ev yapacaksan, niye kurayla bana ev veriyorsun? Veyahut da benim evin yerinde sen niye 4 katlı ev yapıyorsun? Kimin görüşünü aldın?  Evi yeniden yapacaksan, geleceksin bunu valinle, kaymakamınla, yetkili birisiyle mahalle mahalle konuşacaksın. Bizim isteğimiz budur. Benim evim şurada. Kendi kafalarına göre bir değer biçmişler. Ona da bir şey demedik. Devletimizdir dedik. Devletimizi seviyoruz, bir şey demedik. Paraya da bakmadık, ama maddiyatımız da o kadar güçlü değil. Çok zengin de değiliz.  Biz diyoruz ki;  kendi evimizin yerinde, kendi arsamızın yerinde, bize iki katlı müstakil bodrumu olan bir ev yapılsın.  Bir fikir alınmadı kimseden.  Hemen gel buraya, olağanüstü hal bölgesi gibi 4 katlı ev yapılacak. Bir de şu anda bizim köyümüz var.  Şu anda onu istiyoruz. ‘Bize bir süre verin’ diyoruz. Bir ay. Çıkalım o 4 katlıyı da yapın.

Benim 155 metrekare arsama 27 bin lira değer biçildi. Benim görüşüm alınmadan,  155 metrekare evime, 227 bin, 230 bin lira değer biçildi. Ben eve bir şey demiyorum. 155 metrekare arsaya 27 bin  lira değer biçilmiş. Ben de diyorum ki; ‘ gelin o parayı ben size vereyim, tekrar arsamı bana geri verin’ Bir bilezik parası bile değil 27 bin lira.  Ben zamanında burayı 200 bin liraya almışım eski değerle. Şu an diyor ki; ‘Burayı boşaltın’ Boşaltacağız,  sonra bir ev yapılacak, kurayla bize bir ev verilecek. Keşke herkesin görüşleri alınsaydı. Biz hepimiz burada kalıyoruz. Hepimiz akrabayız burada. İç içeyiz. Etle tırnak gibiyiz biz burada. Keşke herkesin görüşü alınsaydı, ona göre ev yapılsaydı.’’

Rıza Yetik isimli vatandaş da evlerinden çıkmaları halinde kiralık ev bulamayacaklarını, çünkü Maraş Depreminden dolayı Elazığ’da kiralık ev kalmadığını söyledi. Yetik:’’ Bu sorun bir tek benim sorunum değildir.  Bu mahallede 40-50 evin sorunudur.  Ben kendi sorunumu söyleyeyim. Benim oğlanın evi Urfa’da yıkılmış. Benim buradaki ev sıfır. İlla da; ‘bu evi boşalt, yıkacağız’ deniliyor. Ha çıkmazsanız; elektriğiniz kesilecek, suyunuz kesilecek, zorla yıkılacak deniyor.  Kentsel dönüşüme girmiş, yıkılıp yerine yenisi yapılacak. Sen benim başıma bu evi yıkacaksın.  Sen daha yapılacak evi kime yapıyorsun? Yardım yok Sadece kira bedeli var.  Taşıma da yok. Sadece kira bedeli veriyorlar. Şimdi dışarıda Elazığ’a 40 bin göç var. Elazığ’da boş olan evler de %80’i hasarlı. Ev de yok. Bu karda kışta biz nereye gideceğiz? İlla da boşaltın diyorlar. Bir hafta mühlet diyorlar. Yani böyle bir şey olmasın. Türkiye Cumhuriyeti’nde ben ilk olarak böyle bir şey görüyorum.’’

‘’KÖPEĞİM, İNEĞİM, KOYUNLARIM VAR. BEN NEREYE GİDEYİM?’’

Beslediği inekleri, koyunları olduğunu dile getiren mahalle sakini Güllü Özmen de apartman istemediklerini belirterek şunları söyledi: ‘’Biz köylüyüz. Biz blok istemiyoruz. Aynı yerinde istiyoruz evlerimizi. İki tane köpeğim var, ineğim var, koyunlarım var. Ben nereye gideyim? Şikâyetimiz budur. Biz yerinde istiyoruz.  Biz istemiyoruz ki evlerimiz daha güzel olsun istemiyor muyuz? Güzel şartlarda yaşayalım. Ama bu kışın ortasında bize diyorlar, ‘çıkın sularınızı keseceğiz, elektriğinizi keseceğiz’.  Biz geceleri uyuyamıyoruz.’’

MİKAİL YILMAZ: ‘’ZOR BELA BİR EV YAPMIŞIZ, SORGUSUZ SUALSİZ ÇIKARTIYORLAR’’

‘’75 yaşındayım.  Şimdi bizi çıkartıyorlar evden. Zor bela bir ev yapmışız. Bizi sorgusuz sualsiz çıkartıyorlar.  Bir de şu var;  ne kaymakam bu kapıya geldi, ne belediye başkanı bu kapıya geldi. Hiç kimse gelmedi. Ben Sivrice’de, AK Parti’nin kurucularındanım istifa ettim tabi. Bunlar bizi sormaya layık görmüyorlar mı? İstiyorlarsa Rusya’ya gidelim,  istiyorlarsa dağa çıkalım. Fakir fukaraya kim bakacak? Ben şimdi 20 milyara araba tutmuşum. Antalya’ya gideceğim cuma günü. Ne yapacağım orada? Ben orada ne yapacağım? Orası sağlam diye gidiyorum. Çocukların evleri var. Benim evim yok. Ne olacak bu işin sonu? Ne olacak? Ben bunu devlete sesleniyorum. Bizzat bunu Türkiye Cumhuriyeti devletine sesleniyorum. Ne olacak benim sonum?’’

Mahalle sakinlerinden 78 yaşındaki Musa Başbay evinin 2009 yılında AFAD tarafından deprem evi olarak yapıldığını ve 2011 yılından beri evinde oturduğunu söyledi. Başbay: ‘’Ben AK Parti’nin üyesiyim. Bu bir. İkincisi belediye başkanı benim öz akrabam. Şimdi hiç kimseyle benim işim yok.  Ne belediye başkanıyla, ne kaymakamıyla, ne muhtarıyla.  Ben kendi hakkımı savunuyorum. Burada su çıkmış. Herkes bilsin bu bina benimdir. Bu bina 2009’da bana teslim edildi. AFAD yaptı burayı.  2009’da ev yapıldı. 2011’de ben buraya oturdum. Bu AFAD evidir. Şimdi çevre şehircilikleri adamlar geldi, dedi ki; ‘burası sağlamdır, sıfırdır, bu evde hiçbir hasar yoktur.’  Şimdi gelip benim bu evimi yıkarlarsa, ben evimi yıktırmam. Herkes böyle bilsin. Kimse benim evimin lafını da edemez.  Devlet, hükümet gelir, benim elimi kolumu bağlar, beni içeri atarsa, gitsinler evimi yıksınlar.  Ben kimsenin ne vekiliyim, avukatıyım. Herkes kendini savunacak. Herkes kendi hakkını savunacak. Altta bir dairem var. Şimdi geldiler ağır hasar verdiler, o yıkılacak. Fakat benim bu evimi kimse yıkamaz. Devlet gelir yıkar, beni cezaevine atarlar, beni evimi yıkarlar. Ben 78 yaşındayım. ’dedi.

MUSTAFA AKARSU: ‘’EVİM, AHIRIM BAHÇEM VAR. BU ARSAYA KARŞILIK TEK DAİRE VERİYORLAR.’’

Evinin yıkılmasını istemediğini söyleyen Mustafa Akarsu da arsasının büyük olmasına rağmen kendilerine küçük bir daire verileceğini ve üzerine de borçlanacağını söyleyerek bunun haksızlık olduğunu dile getirdi. Akarsu şunları söyledi:

‘’75- 80 metrekareden bir ahırımız var, evimiz var. 80 metrekare galiba. Daha önceden deprem evi yapılmış. Şimdi bunlara karşılık, ağaçlarımız içerisinde görünüyor. Bunlara karşılık sadece 90 metrekare- 75 metrekare bir ev teklif ediliyor. Bu kadar yere 75 metre bir ev veriyorlar. Artı bir de borçlandırıyorlar bizi. O borcu nasıl ödeyeceğiz? Bu kadar arsa, bu eve bir daire az değil mi? Emsallerimiz burada. Bu ev, bitişikteki arsa. Aynen bizim arsa ile emsaldir. Orada 4 daire yapılmış. 4 ev yapılmış. Onlara verecekler 4 ev, bize verecekler tek bir ev. Bu haksızlık olmuyor mu? Benim burada ahırım var.  Ev değil ama, ahır olarak, depo olarak kullanıyorum. Ayrıca evim var. Bunlardan gayri arsamız var. Bize en az iki tane versinler. Burada çok büyük bir rant var, haksızlık var.