İyi Parti Milletvekili Aday Adayı Kerim Eflatun, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Elazığ’ın 24 Ocak 2020 depreminden sonra, 6 şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremlerinden sonra Elazığ’ın görünenin ötesinde büyük bir yıkımla sarsıldığını ifade eden Eflatun, şehrin psikolojik ve fiziki olarak ciddi bir yıkımla karşı karşıya kaldığına dikkat çekti. Eflatun hükümetin deprem öncesi ve sonrasında Elazığ’a sunulan hizmetler anlamında yetersiz kaldığını söyledi.
Eflatun: ” 6 Şubat tarihinde 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde meydana gelen deprem ile 10 ilde büyük bir yıkıma sebebiyet verilse de Elazığ da bu depremden ciddi olarak etkilenmiştir. Tek farkı 24 Ocak depreminde hasar alan binaların zaman içerisinde yıkılmasından sonra bu depremde, özellikle deprem anında fazla yıkım yaşanmaması. Ve şükürler olsun ki ölüm sayısı da diğer iller gibi olmadı. Ancak bu durum şehrimizin depremlerden aldığı yarayı hafifletmiyor. Çünkü zaman geçtikçe, hasar tespitleri tamamlandıkça felaketin Elazığ’a yansımasının gerçek boyutu ortaya çıktı. Bu gün 8 bine yakın binada ciddi bir hasar var. Ve bu binaların yerine yenilerinin yapılması gerekiyor.
Sorun sadece bina yapılması değil. Ki hala 2020 depreminde yıkılmış ancak hala yapılamayan binaların da olduğunu düşünürsek bu rakamların çok daha fazla olduğunu görürüz. Ancak toplumun psikolojisi ciddi manada bozulmuş, özellikle çocuklarımız üzerinde hasar bırakmıştır.
ELAZIĞ SAHİPSİZSE BUNA SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VARDIR!!
Elazığ mahalle ve sokakları harap ve virane durumda, esnaf ve vatandaş sıkıntı içerisinde, şehir merkezi denilince akla gelen Gazi Caddesi’nde birçok bina ve dolayısıyla iş yerleri yıkıldı. Sorunu sadece bina yıkımı ve yeniden yapılması olarak algılamak büyük bir hata olur. Sorunun ekonomik boyutu zaman geçtikçe daha fazla gün yüzüne çıkacaktır. Ve gördüğümüz şu: Şehri yönetenler, ülkeyi yönetenler sadece seyirci kalmıştır. Sunulan çözümler de yaraları sarmaktan uzak kalmıştır. Bir Elazığlı, bir depremzede ve İYİ Partili bir siyasetçi olarak YETER!! diyorum. Artık gücü elinde bulunduranlar fark etmelidirler. Elazığ kimsenin çantada keklik göreceği bir şehir değildir. 2020 yılında ve sonraki depremlerde yara almış olan bu şehre en büyük darbeyi sorumsuz siyasi erk vermiştir. ”
İYİ Parti olarak elbette buna söyleyecek sözümüz vardır. Ve elbette şehrimizi kalkındıracak, yaralarını saracak merhemlerimiz de…Her şeyden önce şehirde yapılacak olan yeni binalar için ihalelerin doğru bir şekilde adrese teslim olmamasını sağlayacağız. İhaleleri alanların şehrimizin müteahhitleri olmasını istiyoruz. Bu konunun takipçisi olacağıma söz veriyorum.
DEPREM GİBİ BÜYÜK BİR FELAKETİ KONUŞURKEN, ELAZIĞDA BİRŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANMAK SİYASİ ACZİYETLERİNİN GÖSTERGESİDİR
Elazığ’ı yaşanan göçlerden dolayı büyük bir konut krizine girdiğini de ifade eden Eflatun, bir an önce bu sorunlara yönelik tedbirler alınması gerektiğini ifade etti. Konut inşaasıyla ilgili ihalelerin usule uygun yapılması gerektiğini ve adrese teslim ihaleyi kabul edemeyeceklerini ifade eden Kerim Eflatun, konuyu takip edeceğini belirterek şunları söyledi:
”Çevrelerimizde yaşanan depremden dolayı ilimize göç hız kazanmış başta barınma olmak üzere olumlu olumsuz birçok yansıması olacaktır. Deprem konuşurken, Elazığ’da hiçbir şey olmamış gibi davranmak, siyasilerin acziyetini milletvekillerini olaya bakış açısını göstermektedir. Depremden dolayı ilimize olan göçün boyutları ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacaktır. Depremzede vatandaşlarımızın bir kısmı misafirhanelerde, yurtlarda ya da konteynerlerde misafir edilmektedir. Bu vatandaşlarımızı da konut ihtiyaçları olacaktır. Ve ön görülen şu ki sadece Elazığ’da değil, ülkemizde de ciddi bir konut krizi ortaya çıkmıştır. Bu krizin neticesinde evlerin fiyatları hem satılık, hem de kiralık olarak tavan yapmıştır. Devletin bu konudaki denetimsizliği de ayrı bir acziyettir. ”
YAPMASI GEREKENİN ONDA BİRİNİ BİLE YAPAMAMIŞ İKTİDAR ERKİ’, YAPILANI LÜTUFMUŞ GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR
Tüm siyasi parti ve STK’lar bir araya gelerek, tek vücut olmanın tam zamanıdır. İYİ Parti teşkilatı olarak depremin ilk gününden itibaren deprem koordine merkezimizi oluşturarak, başta Malatya, Adıyaman, Elbistan olmak üzere yardımlarımıza ulaştırdık. Koordinasyon merkezimize intikal eden yardımları ekiplerimiz aracılığıyla talep edilen yerlere ulaştırmaya devam ettik. Depremin ilk gününden itibaren başarısız bir sınav veren iktidar, enkaz altında kalmıştır. Olayın vahameti elbette büyük, geniş bir alanda yaşanmıştır. Ancak felaketin büyüklüğü, tedbirsizliği örtemez. İktidar mensupları bunun arkasına sığınamaz. Sosyal devlet kavramında uzak bir anlayış görüyoruz. Ancak devletin ilgili kuruluşları böyle bir afette ne yapılması gerektiğini bilmiyor, bilmesi gerekmez miydi? Anlaşılan Bir öngörüleri olmamış. Deprem öncesinde bilimin ışığında tedbirleri alması gereken yöneticiler, bunu yapmadıkları gibi deprem zamanı ve sonrasında da büyük bir beceri yoksunluğu göstermişlerdir. Üstüne üstlük, kamu yardım kuruluşları ticari pazarlık iddiaları ile gündeme gelerek halk nezdinde güvenilirliklerini yitirmişlerdir. Bu kadar köklü kuruluşlara güven kalmamışsa bu siyasi iktidarın yönetim zaafiyetindendir. Liyakatsiz kadroları iş başına getirmelerindendir. Buna karşı da söyleyecek sözümüz var elbet. Seçimler sonrası iktidara geldiğimizde yönetimsel tüm zaafiyetleri ortadan kaldıracağız.
Ve son olarak şunu söylemek istiyorum. Büyük acılarla sınandık. Ama buna kader demek gibi bir komediyi kabul etmeyeceğiz. Bizler unutmadık yapılanları. Ve unutturmayacağız….
