SERRA TAYLAN
Medya Dayanışma Gurubu’nun düzenlediği Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar konulu konferans Ankara’da yapılan çalıştayın ardından gerçekleşti. Basın meslek örgütleri, gazeteciler, iletişim ve hukuk akademisyenleri ile basın hukukçularının bir araya geldiği konferans Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’nde düzenlendi. Basın özgürlüğü, medyada sansür,ifade özgürlüğü, dezenformasyon yasası gibi bir çok önemli konunun gündeme getirildiği konferansta önemli isimler söz alarak Türkiye’de gazetecilik mesleği ve basın özgürlüğü gibi konularda önemli açıklamalarda bulundular.20 Eylül Cuma günü gerçekleşen konferansın ardından Medya Dayanışma Gurubu paydaşları tarafından kaleme Gazetecilik Hak ve Özgürlükler başlıklı’ deklarasyon kamuoyu ile paylaşıldı.
Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar Medya Konferansı gerçekleştirildi
Gazeteciler Cemiyeti’nin 9.Köy projesi kapsamında gerçekleştirdiği Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar Medya Konferansı, Basın Konseyi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Parlamento Muhabirleri Derneği, Diploması Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Türkiye Haber Kameramanları Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Medya ve Hukuk Çalışmaları Grubu, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Sınır Tanımayan Gazeteciler, değerli iletişim ve hukuk akademisyenler, hukukçular ve gazetecilerin katılımıyla gerçekleşti. Düzenlenen konferansa Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Prof. Dr. Adem Sözüer, Dr. Sarphan Uzunoğlu, Doç. Dr. Ceren Sözeri Özdal, Gazeteci Kadri Gürsel, Av. Fikret İlkiz, Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ve Ukraynalı Gazeteci Nataliya Vasiliyeva konuşmacı olarak katıldı.
Medya Ombudsmanı Bildirici: ‘’ Gazetecilik mesleği büyük bir dönüşüm içinde’’
Gazeteciliğin pusulası olması gerektiğini ifade eden Faruk Bildirici, söz konusu deklarasyonun ortak akılla meydana geldiğini ifade etti. İnce bir çalışmanın ürünü olan gazetecilik hak ve özgürlükler adlı metinde basında sendikalaşmadan, Basın İlan Kurumu’nun çalışmalarına kadar bir çok konuda önemli çıkarımlara varıldığını ifade eden Bildirici, gazetecilik mesleğinde siyasi ve teknolojik bir dönüşüm sürecinde olunduğunun altını çizerek şunları söyledi:’’ Bizler gazeteciler olarak bu mesleğin çatısı altında olan tüm çalışma gurupları ile bir araya gelerek bir metni yazdık. Dün sabah ortaya koyduğumuz metin şu andaki metinden çok farklı. Çünkü tüm paydaşların görüş öneri ve eleştirilerinin neticesinde ortak akılla meydana getirilmiş bir deklarasyon oldu. Gazetecilik mesleğinde yeni mecralarda yeni gazeteci arkadaşlarımıza yeni yollar açmak, kendimize yeni yollar çizmemiz gerekiyor.’ dedi.
Basın Konseyi Başkanı Türenç: ‘’Dayanışma için daha da ‘ÇOK’ olmalıyız. ÇOK olunca YOK olmayız.’’
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç de konferansta gazeteci Erhan Karadağ’ın sorularını yanıtladı. Çalıştay sonucunda çok değerli fikirlerin ortaya sunulmasıyla önemli bir deklarasyonun yayımlanacağını ifade eden Türenç, Medya dayanışma gurubunun bir paydaşı olarak Türkiye’de anayasa ve yasalara dayalı olarak fikir özgürlüğü ve basın özgürlüğünün yaşama geçirilmesinin önemine vurgu yaptı. Yasalarda bu konuda çok önemli olan 26. Ve 28. maddelerinin düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü konularını net şekilde belirttiğini ifade eden Türenç, ifade ve düşünceyi yayma özgürlüğünün sadece basın değil tüm insanlar için temel hak ve özgürlükler kapsamında olduğunu söyledi. Türkiye’nin geldiği noktada ifade özgürlüğünün büyük bir kısıntıya uğradığını ifade eden Türenç:’’ Gerçeğin açığa çıkarılması gazetecilerin asli görevidir. Gazeteciler gerçeği açığa çıkaramazsa, ifade özgürlüğüne sığınarak gerçeğin üzerine gidemezlerse görevlerini yapamazlar. Gazeteciler arasında dayanışma olması gerekmektedir. Medya Dayanışma gurubunun bu anlamda çok büyük bir önemi var. Hem özgürlükler adına hem de 10 bini aşan gazetecinin işsiz kalması konusunda dayanışma içinde olmalıyız. Yasaların uygulanmaması, baskı, yıldırma, korkutma gibi engellerin ortadan kalkması için daha da ’ÇOK’ olmalıyız. Bu çok olmanın yollarını açan başlıca etken el ele olmaktır. Sen, ben deme lüksümüz yok. Bütün baskıların altında sansür, ilan, reklam kesme tehditleri adeta boğazımızı sıkan bir tehdit halinde. Bu tıkanmışlığı aşmak için hep beraber bir seferberlik başlatmalıyız. Mesleki dayanışma ve el ele vermenin özenimi vurgulamak istiyorum. Türkiye’nin dört bir yanında 81 vilayette yüzlerce kurumu olan bir mesleğin neferleri olarak bu dayanışma ve seferberliğin hayata geçmesi gerekiyor. Ayrışmanın bizlere hiçbir faydası yoktur. ÇOK olunca YOK olmayız. Çok olmak için de amaları, fakatları bir tarafa bırakıp dayanışmanın büyümesi için yola çıkmalıyız. Bunu söylemek boynumun borcudur.’’
Gazetecilik Hak ve Özgürlükleri deklarasyonu
Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü, dijitalleşme ve basında uluslararası tekellerin yarattığı etik ve hukuki sorunlar, basın özgürlüğünün hukuki boyutları gibi konuların masaya yatırıldığı konferans katılımcıların yoğun ilgisini görürken, konferans sonunda Medya Dayanışma Grubu paydaşlarının düzenlediği çalıştay sonrası yayımlanan deklarasyon da kamuoyu ile paylaşıldı.
Yoğun bir çalışmanın ardından hazırlanan ‘Gazetecilik Hak ve Özgürlükler başlıklı’ deklarasyonda medya ve ifade özgürlüğü, medyada şeffaflık, devletin medyaya karşı şeffaflığı, haberlere erişim engelleri ve getirilen yayın yasakları, medyanın kendi öz denetimi, gazetecilik ve terörle mücadele konuları, RTÜK’ün çalışmaları, Basın İlan Kurumu, telif hakları ve basın iş kanunu kapsamında gazetecilerin hak ve özgürlüklerinin korunması gibi konular ile ilgili eksikliklerin giderilmesi ve yapılması gerekenler ortak paydaşların imzası ile kamuoyuna sunuldu. Gelen görüş ve eleştiriler ışığında Deklarasyon üzerinde çalışmaya, konferansta dile getirilen fikirler doğrultusunda devam edileceği bildirildi.
,