DOLAR 41,2951 0,26%
EURO 48,3813 0,46%
ALTIN 4.842,950,31
BITCOIN 47625241.20248%
Elazığ
20°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Bahşi: ”Yabancı uyruklu öğrencilere okula başlamadan önce dil eğitimi verilmelidir”

Bahşi: ”Yabancı uyruklu öğrencilere okula başlamadan önce dil eğitimi verilmelidir”

ABONE OL
20 Ekim 2024 12:28
Bahşi: ”Yabancı uyruklu öğrencilere okula başlamadan önce dil eğitimi verilmelidir”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Eğitim Bir Sen Elazığ Şube başkanı İbrahim Bahşi Elazığ’daki bir çok okulda yabancı uyruklu öğrencilerle Türk öğrencilerin bir arada öğrenim görmesinin eğitimde  uyum sorunu yaşattığını söyledi. Eğitime adaptasyon sürecinde sıkıntı yaşanmaması için bu çocuklara okul öncesi bir dil eğitimi verilmesi gerektiğini belirten Bahşi:”Gelen öğrencilerin çoğu  Türkçe bilmiyor. Bu çocuklara hem bir taraftan Türkçe dil eğitimi verilirken bir taraftan da eğitimlerine devam ediliyor. Dolayısıyla sınıftaki mevcutlar arasında Suriyeli öğrenci sayısı artınca öğretmenin sınıfta ders işlemesi çok zorlaşıyor. Yani gerçekten bu konuda hocalarımız çok şikayetçi oluyor.” dedi.

Suriyeli öğrencilerin yoğun olduğu okullarda görev yapan öğretmenlerimizin işi kolay değil.

Elazığ’da özellikle Sanayi Mahallesi’nde bulunan okullarda Suriyeli öğrenci sayısının yoğunluğuna dikkat çeken Eğitim Bir Sen Elazığ Şube başkanı İbrahim Bahşi, sınıflarda Suriyeli öğrenci sayısı arttıkça öğretmenlerin göçrevlerini yapmalarının zorlaştığını belirtti. Bahşi şunları söyledi:

”Ülkemizde şu an özellikle Suriyelilerin belli illerde yoğunlaştığını biliyoruz. İlimiz de yoğun göç alan illerden biri. Bu kapsamda biz ülke olarak daha önce ki dönemlerde bir zulümden kaçan insanlara kapılarımızı açtık. Gerçekten bir emsal gibi. Bunlar muhacir gibi geldiler. Belirli bir süre sonra tabi bu bazı problemleri de beraberinde getirdi. Özellikle çocukların eğitimi söz konusu olunca bu bölgeden gelen ve belli bölgelerde belli noktalarda yoğunlaşan yabancı uyrukluların,  Suriyeli öğrencilerin eğitimi milli eğitim bakanlığı tarafından çeşitli çalıştaylarla değerlendirildi. Ve en son bulundukları bölgedeki okullarda kaynaştırma şeklindeki bir eğitim sistemi ile hem dil öğrenip hem de mümkün olduğu kadar eğitimlerine devam etmeleri konusunda bir karar alındı. Bu anlamda bizim de özellikle Sanayi Mahallesi ve o bölgelerdeki okullarımızda yoğunlaşan bir Suriyeli nüfus var çocuklar var. Buradaki bazı okullarımızın hemen hemen üçte biri, okul mevcudunun üçte biri Suriyeli öğrencilerden oluşuyor. Tabii burada görev yapan öğretmenlerimizin işi kolay değil. Çünkü gelen öğrencilerin çoğu bu son dönemlerde-gerçi ülkemizde kala kala Türkçeyi öğrendiler- ama Türkçe bilmeyene hem bir taraftan Türkçe dil eğitimi verilirken bir taraftan da eğitimlerine devam ediliyor. Dolayısıyla sınıftaki mevcutlar arasında Suriyeli öğrenci sayısı artınca öğretmenin sınıfta ders işlemesi çok zorlaşıyor. Yani gerçekten bu konuda hocalarımız çok şikayetçi oluyor. Yani bu öğrencilerin hem konuşma açısından, dil açısından problem yaşadığını dersi anlamadığını, dinlemediği sürecin başında bayağı bir sıkıntı yaşandı.” dedi.

”Dil problemi çözüldükten sonra eğitime adaptasyon sağlandı.”

Öğrencilerin okula uyum sürecinde sıkıntı yaşamamaları için öncesinde bir dil eğitimi verilmesi gerektiğini belirten Bahşi sözlerine şöyle devam etti:

”Dil problemi çözüldükten sonra öğrencilerin eğitimine adaptasyon sağlandığı görmekteyiz genel anlamda. Sadece eğitim açısından değil, genel anlamda bir problem bir sorun yaşanıyor. Şu an bununla ilgili devletimizin bir politika geliştirmesi gerekiyor. Bunlar geri mi gidecekler? Ülkemizde  Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak mı devam edecekler? Misafir olarak böyle mi devam edecekler ? O yüzden bizim devletimizin çizeceği politikaya göre bunlarla ilgili mutlaka  öncesinde bir dil eğitimi almaları ve daha sonra bizim çocuklarımızın bizim öğrencilerimizin eğitimine engel olmayacak şekilde bir mutlaka bir çözüm üretilmesi gerekiyor. Yani düşünün; birinci sınıfta belki doğu ve güneydoğu Anadolu’da benzer tablolar var. Ana dili Kürtçe olan çocuklarımız okula geldiği zaman Türkçe öğrenerek ama çok kısa sürede adaptasyonu sağlıyor ve eğitime devam ediyor. Buradaki çocuklarımız da  gelen misafir öğrencilerle Suriyelilerle sınıf ortamında onlara uyum sağlamaları açısından birlikte hareket edilmesi, bizim öğrencilerimizin derslerinde geri kalmasına eğitimlerinin daha ağır işlemesine neden olacaktır. Dolayısıyla burada çözüm noktasında da bir politika üretilmesi gerekiyor.”

”Yabancı uyruklu öğrencilerin sınıf mevcudunun yarısı kadar olması uyum noktasında sıkıntılar ortaya çıkarıyor”

Eğitimci Mehmet Yeni de yabancı uyruklu öğrencilerin ailelerinin çocuklarının kendi dillerini unutmasını istemediklerini belirterek bu durumdaki öğrenciye bir öğretmenin hem bdil öğretmesi hem de eğitim vermesinin yarattığı sorunlara değindi. Yeni okullarda yaşanan uyum problemlerini şöyle ifade etti:

”Yabancı uyruklu öğrencilerle Türk öğrencilerin aynı anda eğitim görmesinden dolayı uyum problemi olmaktadır. özellikle yabancı uyruklu öğrencilerin sınıf mevcudunu yarısına kadar olması hem yabancı uyruklu öğrencilerin adaptasyonu hem de Türk öğrencilerin sınıfa uyum noktasında sıkıntılar yaşanmaktadır özellikle yabancı uyruklu öğrencilerin sınıf içerisinde fazla olması Türkçe okuma ve yazma öğrenmesinde sıkıntı olmaktadır. Çünkü sınıf içerisinde Türkçe’ye gerek duymamaktadırlar. Elazığ’da doğup büyüyen ilkokul çağına gelmiş bir öğrencinin herhangi bir şekilde bir kelime Türkçe öğrenmemesi, kendilerinin asimile olmak istememesi nedeninden kaynaklanıyor. Aileleriyle de konuştuğumuz zaman kendi dillerini unutmalarını istemediklerini söylüyorlar.
Yabancı uyruklu öğrenciler ile Türk öğrencilerin bir arada eğitim görmesi uyum noktasında görünürde iyi olacağı kanaatine varılabilir. Ancak yabancı uyruklu öğrencilerin sınıf mevcudunun yarısı kadar olması uyum noktasında sıkıntılar ortaya çıkarıyor.”

”Yabancı uyruklu öğrencilerin fazla olduğu okullarda öğretmen, veli, idareciler ve hatta öğrenciler sıkıntı yaşamaktadır.”

Yabancı uyruklu öğrencilerin bazı okullarda çok fazla olduğunu da belirten Mehmet Yeni, yaşanan sorunlara karşı en önemli çözümün, öğrenci okula başlamadan önce Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal politikalar bakanlığı’nın çalışması ile hem çocuklara hem ailelere dil eğitimi verilmesi olduğunu belirtti. yeni açıklamasını şöyle sürdürdü:

”Yabancı uyruklu öğrencilerin bir sınıfta toplanması ve onlara Türkçe öğretilmesi de uyum noktasında problem olur. İçişleri bakanlığı son aldığı kararla yabancı uyruklu kişilerin bazı mahallelere ikametgah noktasında yasak getirmiştir. Bu çok olumlu bir karar olmuştur. Ancak bunu zamanında alması gerekti. 4 sınıfa gelmiş yabancı uyruklu öğrenci eğer ailesi bu konuda duyarlı ise gelişim göstermektedir. Nitekim LGS sınavında Türkiye birincisi Kilis’te yabancı uyruklu bir öğrenci olmuştu. Ancak sınıf ortalamasında fazla olduğu takdirde adaptasyon noktasında sıkıntı yaşanıyor. Yabancı uyruklu öğrencilerin fazla olduğu okullarda öğretmen, veli, idareciler ve hatta öğrenciler sıkıntı yaşamaktadır. Yabancı uyruklu öğrencilerin okula gelmeden önce gerekli destek verilmesi gerekiyor. Özellikle ailelerinden başlayıp dil desteği verilebilir, kurslara gönderilebilir ,kültürel farklılıklarımızı giderecek etkinlikler düzenlenebilir.  Hem Milli Eğitim bakanlığı hem de Aile ve Sosyal politikalar bakanlığı olarak bir çalışma düzenlenebilir. Aksi takdirde okul çağına gelmiş yabancı öğrenciler okula gelene kadar hiçbir şekilde Türkçe öğrenmemekte ve öğrenmek istememektedir. O yüzden okul çağına gelmeden bu tür destekleyici programlarla desteklenebilir.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP