SERRA TAYLAN
Elazığ’da emekliler yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve maaşlarının yaşamalarına yetmediğini söylediler.ELazığ’a gelen Diyarbakırlı emekli aktivist Erol Peçenek emeklilerin aldıkları maaşla geçinemediklerini, maaşlarının kiraya bile yetmediğini söyledi. Emeklilere maaşlarının bir lütuf olarak verildiğini söyleyen Peçenek yaşamanın karın doyurmaktan ibaret olmadığını söylerek: ”En kötü yerde bile en kötü ev bile 25 binden aşağı değil. Siz aldığınız emekli maaşıyla daha kirayı karşılayamıyorsunuz. Peki aradaki? bunun yemesi, içmesi diğer sosyal giderleri olmayacak mı? Ki bize şeyi unutturdular. Yaşamanın yalnız karın doyurmak olduğunu söylüyorlar. Hayır değil. ” dedi.
”Yaşamak dediğimiz yalnız karın doyurmak mı? Kendileri de acaba yalnız karın mı doyuruyor?”
Elazığ’da emekliler yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve maaşlarının yaşamalarına yetmediğini söylediler.ELazığ’a gelen Diyarbakırlı emekli aktivist Erol Peçenek emeklilerin aldıkları maaşla geçinemediklerini, maaşlarının kiraya bile yetmediğini söyledi. Emeklilere maaşlarının bir lütuf olarak verildiğini söyleyen Peçenek:
”Aldığım en düşük emekli maaşı. şimdiki rakama göre söyleyeyim. 14 bin 500 lira. Nasıl harcayacağımı düşünüyorum. Diyorum ki; acaba hangi tatil köyüne gideyim de artan parayı orada harcayayım. Tersinden soralım. Bize o maaşı lütuf olarak gören kişiler çok değil bizim paranın aynısı da değil iki katıyla gelsinler bir ay kendileri geçinsinler. başka sorum yok. şu an metropollerde, büyük kentlerde 20 ila 30 bin lira arasında kiralar. En kötü yerde bile en kötü ev bile 25 binden aşağı değil. Siz aldığınız emekli maaşıyla daha kirayı karşılayamıyorsunuz. Peki aradaki? bunun yemesi, içmesi diğer sosyal giderleri olmayacak mı? Ki bize şeyi unutturdular. Yaşamanın yalnız karın doyurmak olduğunu söylüyorlar. Hayır değil. Bu adamların sinema, tiyatro, torunlarını çocuklarını alıp bir yerde etkinliğe katılması gerekmiyor mu? bize unutturdular. Yaşamak dediğimiz yalnız karın doyurmak mı? Kendileri de acaba yalnız karın mı doyuruyor kuru ekmeğe mi talim ediyorlar.? Hani meşhur simit hesabı var ya.”
”Emekli huzurevine gitmek istiyor ama alınmıyor. Çünkü maaşının iki katı”
Emeklilerin ev alacak durumlarının olmadığını, kiraya dahi maaşları yetmediğini belirten Peçenek bu gün bir emeklinin huzurevine gitmek istese dahi buna gücünün yetmeyeceğini söyledi. Peçenek sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye’de huzurevi dediğimiz bir olay var. Ki yetersiz Türkiye’de. Farz edin ki emeklisiniz. Huzurevine gitmek istiyorsunuz. Almıyorlar. Niye? Çünkü sizin aldığınız maaşın 2 katı gibi bir parayla alıyorlar. Burada bir sıkıntı var. Resmi kurum kendi kurumuna, ihtiyacı olan vatandaşını bile almıyor. İki katına veriyor. Maaş artış oranları % 15.75, memurlarda 11 küsur değil mi? Zam oranı % 30 gibi bir rakam çıktı. Ama onun dışında rakamlara bakıyorsunuz kira oranı % 60,diğer otoyol, köprü, araç bakım vs. ise % 34 gibi bir rakam .burada bir çelişki yok mu* bizim aklımızla mı dalga geçiyorlar? Yoksa bizler mi kafayı yedik? Orayı bilemiyorum. Burada bir hesap hatası var. Herhalde bizim şimdiye kadar gördüğümüz matematikte bir yanlış var. Bize diyorlar ya bütçede para kalmadı. Alakası yok . çünkü emekli olan kişi primini peşin olarak ödüyor. Farklı açıdan bakalım. Yine geçen seneki rakama göre söyleyeyim. 6 bin 500 lira gibi bir rakam ödeniyordu. SSK’ya peşin kesilen. Çarpın 12 ay ile. Bunu tekrar çarpın 25 yıllık emeklilik süresiyle. 2 bin gibi artık bilmiyoruz milyar mı milyon mu onu bilmiyorum siz anladınız. ortaya çıkan meblağ ile sıradan bir bankaya sorun: ‘Ben bunu size versem aylık ne verirsiniz?’ diye. En kötü bankada bile 50 bin lira ile 80 bin lira arasında bir getirisi olur. ine 2. soru: Bu aradaki para nerede? O parayı kişiler kendisi işletseydi bu kadar büyük sorun olmazdı. arada eksiklik varsa devletin temel görevi sosyal devlet olarak o farkı devlet ödemeli. Devlet vatandaşına bakmak zorunda. Bu bir lütuf değil bize. Bizi sadaka kültürüne alıştırdılar. Bu yanlış. Bunlar devletin yapması gerekenler.
Emekli Gürgöze: ” Emeklinin bir ekmeği vardı. TÜİK yoluyla ikiye böldüler”
Yaşadığı sıkıntıları ”izahı olmayan şeylerin mizahı olur” cümlesi ile ifade eden emekli Ali Fuat Gürgöze de aldığı maaş yetmediği için ek iş yaparak yaşamını idame ettiriyor. Emekliliğinin üzerinden bir kaç ay geçmiş olmasına rağmen geçinmekte zorluk yaşadıklarını ifade eden Gürgöze şunlartı dile getirdi:
”Çiçeği burnunda bir emekliyim. Türkiye2de bir söz var. ‘İzahı olmayan şeyin mizahı olur’ diye. artık mizah da yapamayacak durumdayız. 15 bin lirayı bile emekliye çok gören bu hükümeti sadece tebrik ediyorum. Bu tebrik bir eleştiri olarak alınmalı. Emeklinin bir ekmeği vardı. TÜİK yoluyla ikiye böldüler. Yarısı devletin kasasına geri alındı. Yarısı bize geldi. Ama yarım ekmekle karnımızı doyurmak istiyorlar. Doymuyoruz. Açız. Emekliler aç. Yardımlaşma, sosyal yardımlaşmaya bütün emekliler muhtaç. Devletin bundan bilgisi var. Çünkü bütün kayıtlar elinde. Emekli vatandaş kahvehanelere bile gidemiyor. Bir çay 15 lira. içemiyor. Minibüse, otobüse binemiyor 65 yaşından küçükse. Bir minibüs 15 lira git-gel 30 lira aylık 900 lira para yapar. bunların hiçbirini yapamıyor emekli. ”
Şimdiki emekli olana Allah mı yardım eder, bir vahiy mi gelir bilemem. Tek bildiğim şey emekli olmak çok zor.
Emekli vatandaş Fahri katılmış da 25 bin lira maaş aldığını ifade ederek kendisini nispeten diğer emeklilere göre şanslı gördüğünü söyledi. Daha önce emekli olanların ev alabilecek durumda olduğunu ifade eden Katılmış, bu koşullarda emeklinin ne ev alabildiğini ne de kredi çekebildiğini söyledi. Katılmış:
”4 yıl önce emekli oldum.4 yıl önce emekli olan şanslı insanlardan birisiyim. Neden? Dört yıl önce burada bir ev 300 bin lira idi. Şu anda bir ev 3 milyon liraya çıktı. bir evi alabilecek emekli yok. Başka bir birikimi yoksa ben bilemiyorum. Veya gidip bir kredi almak isterse yok emekliye. çünkü bir milyon 2 milyon kredi vermezler. Dolayısı ile emeklinin bir birikimi yoksa ev de yok. Bu ayrı bir konu. Bunun dışında evi de alamayınca o insanın Elazığ’da bir ev kirası 15 bin lira. Bu insan, bu emekli aldığı ile ev alamaz. ki ben yüksek okul mezunu olarak emekli olmuşum.38 sene 9 ay hizmetim var. Dicle üniversitesinden emekliyim. Dolayısı ile şimdiki emekli olana Allah mı yardım eder, bir vahiy mi gelir bilemem. Tek bildiğim şey emekli olmak çok zor. Şu anda emekliler çok çok çok acı şartlarda yaşadığını ve çocuğuna, torununa komşusuna bile gidemeyen emekliler var. Şöyle bir şey var. Hani birine borcun vardır mecbursundur vermeye. Ama gücün de kalmamış. Devletin öyle bir durumu var. Çünkü savruldu gitti. Şimdi ne yapılıyor? Yapılan şey .”şu harçlığı al idare et. Seyyanen zam dedikleri şey o. Bir dahaki sefer 6 ay sonra diyor ki sana daha ne vereyim. Seyyanen zam dedikleri şey bu.Refah payı dedikleri şeyi ben zaten hiç görmedim. ”
News
