Eski ve Yeni Türkiye
Değerli okurlar, AKP yönetimi ne zaman eleştirel bir olay olsa hemen durun bakalım artık “eski Türkiye değil Yeni Türkiye” var diyerek olayı geçiştirmeye çalışıyor. En az 50 yıl öncesini günümüz gençleri hatırlayamaz ve eğer araştırma da yapmazlarsa mukayese etme imkanından yoksun kalacağı düşüncesiyle bazı başlıklar ile eski ve yeni Türkiye kıyaslaması yaparak değerli gençlerimizi bilgilendirme görevini yerine getirmek isterim. Özetle;
Eski Türkiye’de Anayasa ve yasalar baş tacı iken, Yeni Türkiye denilen günümüzde Anayasa ve yasalar ayaklar altında.
Eski Türkiye’de aksamalar olsa bile kuvvetler ayrılığı vardı ve bağımsızdı. Yani, yasama TBMM, yürütme Başbakan başkanlığındaki hükümette, yargı ise vicdan ile cüzdan arasında sıkışmamış hakim ve savcılar tarafından yürütülmekteydi. Yeni Türkiye denilen günümüzde ise; Yasama, Yürütme ve Yargı tek adamın iradesine teslim olmuş durumda,
Eski Türkiye’de Başbakanlar ve Bakanlar seçilmiş olmalarına rağmen hesap vermeleri yanında denetlenmesi, sorgulanması ve hatta yargılanması mümkün iken yeni Türkiye denilen günümüzde tümü atanmış olmasına rağmen hesap verme sorumluluğu olmadığı gibi denetlenmesi, sorgulanması ve yargılanması kesinlikle mümkün değil,
Eski Türkiye’de emekli olan bir vatandaş, emekli ikramiyesi ile ev, araba ve hatta yazlık alabiliyor iken yeni Türkiye denilen günümüzde bırakın ev araba almayı sadece bir arabanın tekerini dahi satın alamıyor. Yani, emekçiler, emekliler tümüyle yoksullaşmıştır,
Eski Türkiye’de eğitim ve sağlık hizmetleri, sorunlar olmasına rağmen ücretsiz olarak verilirken günümüzde paranız yoksa çocuğunuzu imam hatip okullarında ya da borç-harç içerisine girerek parası olanlar gibi özel bir okulda okutmaya, sağlıkta ise paranız varsa yaşama şansınızın olduğu yeni Türkiye!. Yani, parası olanın sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlandığı yeni Türkiye,
Eski Türkiye’de birçok sanayi yatırımlarına kaynaklık eden tarım sektörü sayesinde tarımda kendi kendine yeten yedi ülkeden biri iken, yeni Türkiye denilen günümüzde samanın dahi ithal edildiği, buğdayın askıya alındığı, çiftçilerin icra kıskacında kıvrandığı bir ortam,
Eski Türkiye’de yeraltı ve yerüstü madenlerimiz kamunun kontrolünde Türk şirketleri tarafından işletilmekte, elektrik-doğalgaz üretim, iletim ve dağıtım hizmetleri kamu eliyle verildiğinden tüketicilerin ödemeleri devletin kasasına girerken, yeni Türkiye denilen günümüzde tüm bu hizmetler yabancı ortaklığı ve/veya yandaş/paydaş şirketler üzerinden verildiğinden çok azı devlete aktarılan fatura bedellerinin büyük bir kısmı bu firmaların kasalarını dolduruyor. Yani, milletimiz devleti değil, bu şirketleri zenginleştiriyor,
Eski Türkiye’de gençlerimiz geleceklerini kendi ülkelerinde teminat altına alırken, yeni Türkiye denilen günümüzde gençlerimiz, ülkesinden umudunu kesmiş ve geleceklerini dış ülkelerde arar durumdadır,
Eski Türkiye’de siyasette, ticarette, sosyal ve ekonomik alanda AHLAK bir meziyet iken, Yeni Türkiye denilen günümüzde AHLAK bir eziyet oldu. Yani, eski Türkiye’de hırsız, arsız birisi parmakla gösterilirken günümüzde ahlak sahibi insanlar parmakla gösterilir haldedir,
Eski Türkiye’de hükümetler toplumun refah ve huzuru için uğraş verirken, yeni Türkiye denilen günümüz tek adam yönetimi saray ve eşrafının refah ve huzurunu devam ettirmenin uğraşını veriyor. Özetle eski Türkiye’de zengin, orta sınıf ve yoksullar varken, günümüzde orta sınıf tümüyle yok edildiğinden sadece zenginler ve açlıkla mücadele eden yoksullar var.
Değerli okurlar, karşılaştırılacak daha çok şey var ama hepsini yazmaya kalksam bir cilt oluşturur. Sizlerden ricam gençlerimizi en azından bu konularda bilgilendirmenizdir. Öyle yeni Türkiye demekle yenilikler olmuyor. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasakların hüküm sürdüğü ülkemizden yeni Türkiye’den bahsetmek akıl tutulmasından başka bir şey değildir.
Bir arkadaşım sohbetimiz esnasında bana “Cezmi bey ben dedelerimizden aldığımız Türkiye’yi evlatlarımıza teslim edememenin üzüntüsünü yaşıyorum” dedi. Gerçekten de söylediği doğru ancak, bunu kabullenmek yerine evlatlarımıza teslim edeceğimiz aydınlık Türkiye için sorumluluk üstlenip gece gündüz demeden çalışmak zorundayız. Ülkemiz sahipsiz değildir. Ülkemizin asıl sahibi milletimiz elbette gereğini yapacaktır.