DOLAR 38,4292 0.2%
EURO 43,8350 -0.02%
ALTIN 4.099,20-0,71
BITCOIN 3620209-1.21994%
Elazığ
18°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

”Arıcının tam paraya ihtiyaç duyduğu dönem Şubat ayı itibarı ile başlar.Şu ana kadar devletin arıcılık sektörüne vermiş olduğu destek nakit olarak yatırılmadı. ”
  • Harput Times
  • Güncel
  • ”Arıcının tam paraya ihtiyaç duyduğu dönem Şubat ayı itibarı ile başlar.Şu ana kadar devletin arıcılık sektörüne vermiş olduğu destek nakit olarak yatırılmadı. ”

”Arıcının tam paraya ihtiyaç duyduğu dönem Şubat ayı itibarı ile başlar.Şu ana kadar devletin arıcılık sektörüne vermiş olduğu destek nakit olarak yatırılmadı. ”

ABONE OL
26 Nisan 2025 12:03
”Arıcının tam paraya ihtiyaç duyduğu dönem Şubat ayı itibarı ile başlar.Şu ana kadar devletin arıcılık sektörüne vermiş olduğu destek nakit olarak yatırılmadı. ”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fırat Canbay sektörün yaşadığı sıkıntılar üzerine bir değerlendirmede bulundu. Devletin arı yetiştiricileri için yaptığı destek ödemelerinin henüz yapılmadığını ve bu durumun üreticileri sıkıntıya soktuğunu ifade eden Canbay, Türkiye genelinde bal üretiminin düştüğünü ancak son 5 yılda Elazığ’da bal üretiminde büyük bir düşüş olduğuna dikkat çekti. Canbay devletin 2024 yılına ait olan destekleme ödemelerini henüz yapmadığını hatırlatarak .” Desteğin verildiği bu miktarların güncellenmesi lazım. Bize bu 120 liralık destek açıklandığında geçen sene bahar ayları idi. Ama geldiğimiz nokrada biz Nisan ayı içerisindeyiz.120 lira kovan başı destek verilecekti. Ama hala biz bu desteği alamamışız. O günün şartlarında 120 TL satın alma noktasında baktığımızda güzel bir rakamdı. Ama bu gün maalesef 120 lira bizim açımızdan çok da olumlu bir rakam olmaktan çıkmış. Bunun ötesinde desteklerin zamanında verilmesi çok kıymetli.” dedi.

”Elazığ’da son 10 yılı baz aldığımızda bal üretimi 12 kiloya düşmüşken son 2 yılda 5-6 kilograma kadar düştü”

Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fırat Canbay Elazığ’da kovan başı bal üretiminin 12 kilogramdan 5-6 kiloya kadar gerilediğini ve son yıllardaki iklim değişikliklerinin bu düşüşte çok etkili olduğunu söyledi. Doğa olaylarındaki ani değişimlerin üretime olumsuz etkisi olduğunu ifade eden Canbay:

”Arı, doğayla temaslı bir canlı. Netice itibarı ile arıcılık sektöründeki verimlilik doğanın verimliliği ile paraleldir. Doğayla teması yaklaşık % 75. Arıcının burada katkısı ise % 25 civarında. Dolayısıyla arıcının etkisi dörtte bir oranında. En çok etki doğaya bağlı. Doğa ne kadar verimli olursa, doğadaki olumsuz olaylar ne kadar asgari ve az olursa, arıcılık sektörü de o kadar verimli olur. ancak baktığımız zaman son 5 yıldır bölgemizde olumsuz iklime bağlı değişik durumlar yaşadık. Bu dolayısıyla verime, canlı materyal kaybına yansıyor. Bunu şöyle ifade edelim. Kovan başına rekolte son iki yıldır 5 ila 6 kilograma kadar düştü. Türkiye ortalaması kovan başı rekoltede 15 kilogram. Elazığ’ın ortalaması son 10 yılı baz aldığımızda12 kiloya düşmüşken son 2 yılda 5-6 kilograma kadar düşme seyri gösterdi. Bunun da en önemli sebeplerinden biri doğadaki olumsuz olaylar. ilkbahar ve sonbahar kavramları hemen hemen kayboldu. Yazdan kışa, kıştan yaza geçiyoruz. Dolayısı ile canlı materyal dediğimiz arı çok hassas bir varlık. Ve bu geçişlerde bir adaptasyon gerekiyor. Yüzyıllardır bu bölgede arı varlığı oluşmuş, canlı bir materyal oluşturmuş. Bu bölgeye adapte olmuş bir bitki yapısı var. Bio çeşitlilik var. Dolayısı ile küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı bu olumsuz gelişmeler sektörde maalesef verimliliğe yansıdı. Şu anda kovan başına 5-6 kilogramlık bir rekolte elde ediliyor.  Baktığınızda bu sürdürülebilir mi? Sürdürülebilir değil. Çünkü rekoltenin  12 kilogram altına düşmemesi lazım. ” dedi.

”Arıcının tam paraya ihtiyaç duyduğu dönem Şubat ayı itibarı ile başlar.Şu ana kadar devletin arıcılık sektörüne vermiş olduğu destek nakit olarak yatırılmadı. ”

Arı yetiştiricilerinin girdi maliyetlerinin arttığına değinen Canbay, devlet tarafından üreticilere verilecek olan  2024 yılına ait destek ödemelerinin henüz yatmadığını söyledi. artan girdi maliyetlerine karşılık destek ödemelerini alamayan üreticilerin sıkıntı yaşayacağını ifade eden Canbay konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

”Devletin vermiş olduğu devletlere baktığımız zaman geçen yıl kovan başına 60 TL doğrudan destek veriyordu. Bu sene bu doğrudan desteği 120 TL’ye çıkardı. Aslında artış güzel. Beklediğimizin üstünde bir artış oldu. Bir önceki yılda bu kadar artış gösterilmedi. Ama ne yazık ki, şunu hep ifade ediyoruz. Desteğin verildiği bu miktarların güncellenmesi lazım. Bize bu 120 liralık destek açıklandığında geçen sene bahar ayları idi. Ama geldiğimiz nokrada biz Nisan ayı içerisindeyiz.120 lira kovan başı destek verilecekti. Ama hala biz bu desteği alamamışız. O günün şartlarında 120 TL satın alma noktasında baktığımızda güzel bir rakamdı. Ama bu gün maalesef 120 lira bizim açımızdan çok da olumlu bir rakam olmaktan çıkmış. Bunun ötesinde desteklerin zamanında verilmesi çok kıymetli. Bizim sektörde arıcılar Şubat ayında aktif olarak saha inerler, çalışmaya başlarlar. En önemli çalışma olarak  kolonilerini güçlendirerek mevsime yetiştirmek. Bundan dolayı nektar ve polen akışlarına doğru seyir yapar, arıları oraya taşırlar. Bu da bir girdi kalemidir. Nakliye yapacaktır bunun için bir takım nakit  ihtiyaçları oluşur veya arısı kıştan çıkmıştır ve bunlara bir takım parazit aşılaması veya oluşan olumsuz hastalıklardan kaynaklı bir süreç başlıyor. Ve bundan dolayı bir girdi kalemi oluşuyor. Veya bunun gibi arısını geliştirmek için bir takım çalışmalar yapacaktır besleme desteğine tabi tutacaktır. Yine bunun için bir girdi ihtiyacı oluyor. İşte arıcının tam paraya ihtiyaç duyduğu dönem Şubat ayı itibarı ile başlar. Özellikle martın sonuna kadar devam eder. Ancak ne yazık ki şu ana kadar devletin arıcılık sektörüne vermiş olduğu destek nakit olarak yatırılmadı. Mayıs ayı içinde yatırılacağı ifade ediliyor. Bu da sektöre verimsizlik olarak yansıyacaktır. Çünkü arıcı cebinde para varsa nakliye yapacak, arısına bakım yapacak. Eğer yoksa bunları öteleyecek.  Ötelediği zaman da sezonu kaçırmış olacak. Biz burada bahsettik. Verim düşüyor ama, bundan dolayı da başka düşüşlerle de karşı karşıya kalabilir.”

”Gıda güvenliğinin oluşturulmasında denetimlerin sıklaştırılması,cezaların da caydırıcı olması gerekiyor”

Piyasada bulunan sahte ürünlere de dikkat çeken Canbay 2024 yılı itibarı ile açıklanan rakamlar doğrultusunda bir kilogram balın üretim maliyetinin 261 lira olduğunu söyledi. Piyasada satılan sahte ürünlere karşı yetersiz denetimler olduğunu ifade eden Canbay bu ürünlerin gerçek balların pazarda yer bulmasının önünde büyük bir engel teşkil ettiğini belirtti. Canbay sahte ürünlere karşı verilen cezaların da catdırıcı oloması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

”Sahte bal konusunda devreye gıda güvenliği giriyor. Bizlerin de en muzdarip olduğumuz konulardan bir tanesi. Eğer sahada gıda güvensizliği var ise sektörümüz de nasibini alır. Çünkü gıda güvenliğinde eksiklik varsa arıcılarımızın üretmiş olduğu raf ürünlerinde yer alan ürünlerimiz değerini göremez. Maliyetler ortada. Geçen yıl  genel merkezimizin yaptığı açıklamaya göre bir kilo balın maliyeti 261 TL. Dolayısı ile 261 TL’nin altında satılmaması gerekiyor. Ancak piyasada düşük rakamlı ürünler görüyoruz. Biz bunlara sahte bal demiyoruz. Balın sahtesi olmaz. Sahte ürünlerdir. Bunlar glikoz içerikli ürünler. Tamamen  gıda terörü olarak tanımladığımız tüketici için ciddi tehdit olan ürünlerdir. Bu noktada gıda güvenliğinin oluşması lazım. Gıda güvenliğinin oluşması için paydaş kurumların gıda denetimlerini sıkılaştırması gerekiyor. Dolayısı ile denetim ne kadar sıkılaştırılırsa gıda güvenliği de o kadar oluşacaktır. Sadece gıda güvenliğinin oluşturulmasında denetimlerin sıklaştırılmasından ziyade verilen cezaların da caydırıcı olması gerekiyor. Caydırıcı bir ceza var mı? Ne yazık ki kişi kamu kurumlarının denetime takılıp cezasını ödüyor ve tekrar aynı şekilde devam ediyor. O nedenle cezaların caydırıcı olması gerekiyor. Caydırıcı olursa gıda güvenliği olacak ve bizim sektörde de sürdürülebilirliğe bir katkısı olacak. Balda tüketici şunu ayırt edemez. Rafta gördüğü ürünü satın alır. Satın alır ama ürünün iyisini ayırt etmek için laboratuvar koşullarında analize tabi tutması lazım. Gıda kodeksinde belirli parametrelerin analizi şarttır. Bu yapılmadığı sürece hiç bir tüketicinin bu doğru üründür deme şansı yoktur.!”

”Bu gün piyasada gıda güvenliği oluşturulursa tüketici noktasında bu gün bizlerin ürettiği ürünler çok rahat karşılık bulur.”

Piyasada gıda güvenliğinin oluşması konusuna da dikkat çeken Fırat Canbay, tüketicinin bal tercihinde fiyat politikasını öncelikli tuttuğunu söyledi. Canbay arı yetiştiricilerinin ürettiği gerçek balların pazarda yer almakta zorlandığını belirterek:

”Bu gün piyasada gıda güvenliği oluşturulursa tüketici noktasında bu gün bizlerin ürettiği ürünler çok rahat karşılık bulur. Bu gün sektördeki en önemli sorunlardan birisi ürünlerimize pazar bulamayışımızdır. pazar bulamama sebeplerimizin en önemli sebeplerinden birisi piyasada sahte ürünler aşırı derecede fazla. Ürettiğimize pazar bulamıyorsak ki bu Elazığ ortalamasında 5-6 kg ‘dan bahsediyoruz. Ortalama kovan varlığımıza göre 500 tona tekabül eder. Elazığ’ın nüfusunu 500 bin kişi olarak düşünsek bile ortalama kişi başı bir kilogram tüketim olması gerekiyor. Ki böyle bir tüketim var. Ama Nisan ayına gelmişiz. Üreticilerimizin elinde hala 2024 yılından kalma ürünler var. Bunun da en büyük sebebi bizler raf ve standlarda yer alamıyoruz. Maliyet 261 lira dedik.Bu 2024 yılına ait maliyetler.2025 yılı belli değil. Dolayısı ile fiyat politikası üzerinden alışveriş yapan tüketiciler, düşük fiyatlara rağbet gösteriyorlar. Tabi denetimler de yetersiz olunca tüketici oradaki alışveriş politikasını fiyata göre değerlendirip ucuz olana yöneliyor.Dolayısı ile de bizlerin elinde ürünleri kalıyor” dedi.

 

 

 

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP