HABER/ FUNDA CANPOLAT
Güneykent Mahallesi’nde 3. Etapta mahallenin ortasında bulunan alana lağım suları akıyor. Yaklaşık 1 yıldır devam eden bu durum mahalle sakinleri için eziyete dönüştü. Özellikle havaların ısınmasıyla birlikte hem kokuların artması hemde insan sağlığının tehlikeye girmesi sonucu Güneykent mahallesinde yaşayan vatandaşlar duruma tepki gösterdiler. Mahalleliler kendileri için eziyete dönüşen bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Harputtimes Haber’e konuşan Güneykent mahalle muhtarı Necati Karataş; “ Mahalle sakinlerimizden sürekli şikayet alıyoruz. Mahallenin orta yerinde kanalizasyondan gelen sular akıyor resmen. Bu kokuda gelip kendileri oturabilecekler mi? Hemen karşıda okul var çocukların sağlığı tehlike altında. Biz konunun muhattabını bulamıyoruz.” dedi.
Sürekli olarak kurumlarla görüştüğünü ancak konuyla ilgili muhattap bulamadıklarını belirten Muhtar Karataş yaz ayının gelmesi ile mahalle sakinlerinin çok daha büyük sorunlar yaşamaya başladığını belirtti. Karataş bu sorunun 1 yılı aşkın süredir devam ettiğini belirterek konuşmalarına şu şekilde devam etti;
“Evler burada pislik burada görüyorsunuz. Terfi merkezlerinden kaynaklı olduğunu söylüyorlar. Bu kokunun sebebinin burada iş yapan yüklenici firmaların yağmurlama suyunu kanalizasyona bağladığı için olduğunu söylüyorlar. Şu an bu büyük alanın tamamı lağım çukuruyla dolmuş pislik halinde. Gördüğünüz gibi evlerle arasında 100 metre yok. Aynı zamanda okullar hemen yanıbaşında çocuklar dışarı çıktıkları zaman bu pisliğin içine girmek zorunda kalıyorlar. Zehir saçan, pislik saçan, mikrop saçan bir alan içerisindeyiz. Biz bu konuda muhatap bulamadık. Her yere müracaat ettik, TOKİ‘ye müracaat ettik, yüklenici firmaların kendilerine bu sorunun giderilmesi ile ilgili söyledik ama hiç ilgilenen olmadı. En son bir buçuk ay içerisinde buranın yatay delgi ile şurada görmüş olduğunuz menfezin orada işlem yaparak bu sorunu çözeceklerini belirttiler.
Buradaki terfi merkezinide kaldıracaklarını söylediler. Ama malumunuz sıcakları da görüyorsunuz şu an burada röportaj yaparken bile kokudan duramıyoruz. Her gün aynı kokuyu yaşayan vatandaşların halini düşünün birde. Bu sadece bu tarafındaki bir görüntü yolun arka tarafında villalar bölgesinde, Ataşehir bölgesinde de aynı şekilde. Buradan giden pislik oraya gitmiş oluyor. Bu sorunun bir an önce çözülmesi noktasında muhatap kimse bir çözüm yolu bulmalı. Biz muhatapları bulamadık Ahmet, Mehmet’e yolluyor Mehmet diğerine yolluyor. Şuan itibari ile muhatap bulamamışız bunun çözümü noktasında buradan sizler aracılığıyla yetkililere sesleniyoruz. Bu sorunu bir an önce çözsünler. Vatandaşlar balkonlarına çıkıp rahat bir nefes alabilsinler, çocuklarını sokaklara salabilsinler.
Telefonlarımız vatandaşların şikayetileri nedeniyle kitlenmiş durumda
“Şu an bizim telefonlarımız buradaki vatandaşların şikayetleriyle kilitlenmiş durumda. Yaklaşık bir yıldır biz bu sorunu dillendiriyoruz ama çözüme ulaşamıyoruz. Sadece bu sorun burada değil hemen Aşağıdemirtaş 1. Etap’ta da devam ediyor. Yani bunu takip eden şirketler kimlerdir, biz isim vermiyoruz burada ama sosyal medyalarımızdan verdik. Bu şirketler kontrol ederken kendilerinin de kontrol edilmesi gerektiğini üst yetkilere bildiriyoruz.”
TOKİ’lerle zengin oluyorlar ama vatandaşı mağdur ediyorlar
Rezalet içerisinde yaşanabilecek halde mi burası? Yani gelsinler kendileri ve kendi çocukları bu halde yaşasınlar otursunlar buralarda. TOKİ’lerle zengin oluyorlar, birbirlerine peşkeş çekiyorlar ama vatandaşın mağduriyetlerini görmeme adına gözlerini kapatmışlar. Bu sorun çözülmeli bir an önce vatandaşın da sabri zorlanmamalı.
Ama burayı yapan TOKİ‘dir. TOKİ’nin müşavir firmaları vardır bunları teslim alan. Kim teslim almışsa kontrolü sağlayan gelsinler hesabını versinler. Neye göre almışlar? Belediye ise belediye gelsin baksın. Kaç defa ekiplerle geldik firmalarla kendileri görüşmeler yaptılar. Sorunun firmalardan kaynaklı olduğunu belirttiler. Onlar yapmazsa biz yapacağız dediler.”
Kurumlar bizi başından def ediyorlar.
Güneykent mahallesi 3. Etap’ta ikamet eden böbrek hastası Zafer Ünsal ise daha önce Belediye’ye gittiklerini ve hiçbir sonuç alamadıklarını söyledi. Hastalığı nedeniyle dışarı çıkamadığını belirten Ünsal “Ne balkona çıkabiliyoruz ne kapımızı açabiliyoruz, ne de evimize misafir gelebiliyor.” dedi.
Ünsal konuşmasına şöyle devam etti;
“10 aydır biz burada bu kokuyu çekiyoruz. Bir muhatap bulamadık. Belediye’ye gittim Belediye beni başından def etti. Bu koku nedeniyle yarın burada bir hastalık bulaşırsa hiçbiri buradan kurtulamaz. Bunun vebali de büyük olur. Belediye’ye gidiyorsun diyor ki ben karışmıyorum, diğerine gidiyorsun ben değilim diyor. Peki bu kim burayı yapıyor? Belediye mi yapıyor? Hangisi yapıyorsa yapsın yazık vatandaşa. Yarın burada bir hastalık çıksa bunun vebali kimde olacak? Yazıktır ya evimize bir misafir gelemiyor. Bir kapımız açılmıyor ne yapacağız biz de şaşırdık kaldık. Ben gittim belediye yetkilisi ile görüştüm adamlar başından savdı bizi def ediyorlar. İyi def etmeyi biliyorlar. Karşıdaki suyu köpek bile, kuş bile içmiyor düşünün yani ona göre hitap edin. “
Depremden kaçtık burada daha beterini bulduk.
Güneykent sakinlerinden Gül Ünsal, sorunun bir an önce çözülmesi için defalarca görüştüklerini hatta CİMER’e yazıklarını ancak muhattap bulamadıklarını belirterek;
“Bu mikrobu kimse kaldıramaz. Yaz ayları geldi. Biz hiç mi balkona çıkmayacağız?Hiç mi çamaşır asmacağız? Balkona çıkamıyoruz. Az ileride okul var. Çocuklar ne kadar hassastır biliyorsunuz çocuklar bile orada nefes alamazlar. Buradan bir mikrop yayılsa biz o mikrobu nasıl kaldıracağız. Biz bir dağda yaşasak en azından bir çadırın dibinde bir nefes alabiliriz. Buraya kavuşunca arabadan aşağı inince burnumuzu tutarak eve koşuyoruz ki kokuyu almadan içeri gidebilelim diye . Nefes alamıyoruz. Komşularımızın hepsi CİMER’e yazdılar. Eşim belediyeye gitti. Burası küçük bir yerde değil büyük bir yer. Bir buçuk ay gibi bir süreden bahsediyorlar zaten yazın en sıcak ayı. Biz bir buçuk boyunca evimizden çıkıp bir nefes alamayacak mıyız? Bizde insanız yani. Biz bu pis kokudan dolayı yürüyüş dahi yapamıyoruz. Çok mağduruz. Depremden kaçtık burada daha beterini bulduk.”
Yaz gelince köylere kaçıyoruz resmen
Güneykent sakinlerinden İsmet Erkuş’da yatalak hastası olduğunu ancak koku nedeniyle balkona dahi çıkaramadığını belirterek sitem etti. Erkuş;
“Biz buraya geldik geleli kötü bir koku var. Bir yıldır biz yazın kapıyı pencereyi açamıyoruz. Köylere kaçıyoruz resmen. Benim hastam var, kanser hastası camı açıp evi havalandırmam gerekiyor havalandıramıyorum. Başvuruda bulunduk bizim değil başka firmanın dediler. Öyle olmuş şöyle olmuş diyip gönderdiler. Biz buranın bir an önce yapılmasını istiyoruz. Böyle bir yerde nasıl yaşansın. Sanki dışardan tuvalete akıyor. Yazın cam açsak bir şey açsak hayati tehlikemiz var. Çok yazık çocuklar orada top oynuyorlar. Çocuk oldukları için bilmiyorlar gidip toplarını ordan alıp geliyorlar.”
Lağım akan bölge hemen okulun önünde
Mahalle sakinlerinden Mesut Kılıç’da lağım atıklarının boşaldığı bölgenin okula yakın olduğuna dikkat çekerek çocukların sağlığının tehlikede olabileceğine dikkat çekti;
“Burası başlı başına bir bela. Artı içme sularımız Belediye’den şebekeden gelen içme sularımız çok berbat. Yani buna bir çözüm bulunması lazım. Hatta gidip doktorlarımıza sorabilirsiniz içme sularından dolayı bütün millet rahatsız. Gerekenin yapılmasını arz ederim.
Bu koku başlı baş bir bela oldu bize. Adamlar geldi buradan malzemeyi aldılar onları kırdılar öyle gittiler. Kimse ne ilgileniyor ne ediyor. Bu kokuyu arkamızda gördüğünüz binaların hepsi çekmek zorunda değil. Adam burada işini gördü borularını kırdı bu pisliğin içerisinde millet yaşasın diyor. Yeni okul açıldı burada Allah razı olsun. Okulumuzun hemen altında bu pislik olur mu? Yani hiç kimse görmüyor mu bunu ? Belediye Başkanı geldi buraya hiçbir şey yapmadı. Vali geldi hiçbir şey yapmadı. O diyor ki o müteahhitin işi diğeri başka birşey söylüyor. Yani bunun ceremesini bu kadar millet mi çekecek? Hangi çağda yaşıyoruz ? Biz mecbur değiliz bu kokuyu çekmeye. Dağın başına villalar diktiler hadi gelin burada yaşayın. Böyle devlet olmaz böyle belediyecilik olmaz. Tuvalet suyu akıyor.“