DOLAR 41,6258 0,43%
EURO 48,8978 0,71%
ALTIN 5.208,640,99
BITCOIN 51056851.47527%
Elazığ
21°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Cezmi Orkun yazdı… Kendim ettim deme..

Cezmi Orkun yazdı… Kendim ettim deme..

ABONE OL
3 Ekim 2025 23:01
Cezmi Orkun yazdı… Kendim ettim deme..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

KENDİM ETTİM DEME…
Değerli okurlar, 1.Ekim günü TBMM 28. Dönem 4. yasama yılı açılışında meşruiyeti ABD yönetimince tartışılan Erdoğan’ı protesto ederek katılmayan CHP, TİP ve EMEP yöneticilerini şerh koyarak kutlarım. Çünkü, dünün ve bugünün CHP’si birilerinin ikbal basamağı oldukça bu protestoların inandırıcılığı olmuyor. Bu protestoda ABD Başkanı TRUMP tarafından verilmek istenen “meşruiyet” CHP için sebep ise ona meşruiyet vermek adına tespihin taneleri gibi sıra sıra dizilen dün birlikte olduğunuz siyasi figürlere ne demeli. CHP yönetimi “Dün dündür, bugün bugündür” anlayışına sahip bu kirli siyasetin karşısında ise CHP’li vekillerin, hakimiyetin saraydan alınıp asıl sahibi aziz milletimize verilinceye kadar tüm komisyonlardan çekilmesi ve TBMM oturumlarına da katılmaması acizane önerimdir. Bu durum gelecekte muhtemel yol arkadaşlarınızın da ne kadar samimi olduklarını göstermesi açısından önemlidir.

Gerek TBMM’nin 28.dönem 4. yasama yılı açılışından gerekse Meclis Başkanı tarafından verilen resepsiyondan basına servis edilen fotoğraf karelerine baktığımızda siyasetin gerçek yüzünün ne kadar sahte göz-göze, diz-dize olduğunu ve yakında da el-ele olacağını görmekteyiz. Millet can derdinde ekmek kavgası verirken, bunlar kendilerine yer bulma peşinde. Fotoğraflar bunu gösteriyor. Bunlar mı milletin dertleri ile dertlenecek…! yapmayın Allah aşkına. Günümüz siyasi arenasında yer alan bu figürlerin ülke sorunlarına çözüm bulacaklarına inanarak destek vermesi muhtemel vatandaşlarımızın tekrar tekrar düşünmeleri gerektiğini bir fıkra ile anlatmak isterim ki, sonunda “kendim ettim, kendim buldum” demeyin. Fıkra bu ya;

Adanalı Ahmet, Kayserili Mehmet ve Trabzonlu Dursun Boğaz köprüsünün tamirinde işçi olarak çalışan üç samimi arkadaştır. Bunlar Yemeklerini de evden getirmektedirler. Yine bir gün yemek saatinde Adanalı Ahmet yemek paketini açtığında öncesinde olduğu gibi yine “dürüm Adana” kebabı , Kayserili Mehmet “ekmek arası pastırma”, Trabzonlu Dursun ise “ekmek arası hamsi” olduğunu görür. Hiç değişmeden her gün aynı yemekleri yemek bu üç arkadaşın canına tak edince kendi aralarında “eğer yarın da aynı yemekleri yemek zorunda kalırsak kendimizi boğaz köprüsünden aşağıya atalım” diye iddiaya girerler. Ertesi gün yemek vakti geldiğinde;
Adanalı Ahmet pakette yine “dürüm Adana” görünce kendini köprüden aşağı atmış,
Kayserili Mehmet “ekmek arası pastırma” görünce o da kendini köprüden aşağı atmış,
Trabzonlu Dursun “ekmek arası hamsi” görünce kalkmış ve köprüden atmış kendini.
İddiadaki samimiyetlerini hayatları pahasına ortaya koyan bu üç arkadaşın definleri sonrasında evlerinde ağıt yakarak ağlayanlardan;
Adanalı Ahmet’in karısı; Vah zavallı Ahmet’im “dürüm Adana’yı” çok severdi, ben her gün kendi ellerimle yapardım der, Kayserili Mehmet’in karısı; Mehmet’im “ekmek arası pastırmayı” çok severdi ben her gün kendi ellerimle hazırlardım der, Karadenizli Dursun’un karısı ise; Vah zavallı Dursun’um “ekmek arası hamsiyi” çok severdi ve o her sabah kalktığında YEMEĞİNİ KENDİSİ HAZIRLARDI…! der.

Kıssadan hisse değerli okurlar. Elleri ceplerinizden çıkmayan, buna rağmen yaşam kavgası içinde bulunduğumuz sorunlara duyarsız kalan mevcut siyasilerin etrafında pervane olursanız “kendim ettim, kendim buldum” demekten öte bir adım yol alamazsınız. Bilin istedim.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP