DOLAR 41,7403 0,27%
EURO 48,5523 0,55%
ALTIN 5.417,560,02
BITCOIN 0%
Elazığ
21°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Elazığlı emekli:” Bir şey bulamazsak soğan ekmek yiyoruz. Bu yıl emeklinin ölüm yılı oldu”
  • Harput Times
  • Güncel
  • Elazığlı emekli:” Bir şey bulamazsak soğan ekmek yiyoruz. Bu yıl emeklinin ölüm yılı oldu”

Elazığlı emekli:” Bir şey bulamazsak soğan ekmek yiyoruz. Bu yıl emeklinin ölüm yılı oldu”

ABONE OL
6 Ekim 2025 12:43
Elazığlı emekli:” Bir şey bulamazsak soğan ekmek yiyoruz. Bu yıl emeklinin ölüm yılı oldu”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

HABER-SERRA TAYLAN

Elazığ’da yaşayan emekli vatandaş bir emekli olarak geçinemediğini belirterek emeklilerin çalışacak iş bulamadıklarını söyledi. Sadece emeklilerin değil bir çok emekli çocuğunun da iş bulamadığını belirten Fevzi Kahraman isimli emekli, 2025 yılının aile yılı olmasına rağmen emeklilerin çocuklarını bile evlendiremediğini söyledi. Kahraman yaşadıklarını:”Bu yıl emeklinin ölüm yıl dönümü. Ölmeye terk edilmiş. Aile yılı da ‘evlenme’ diyorlar.  Çocuklarımızı evlendiremiyoruz. Benim 4 çocuğum var. Dördünü de evlendiremiyorum. Evlenmek için dünya kadar para lazım.”cümleleri ile ifade etti.

Elazığ’da yaşayan emekli vatandaşlar geçinemediklerini belirterek maaşlarında iyileştirme istediklerini söylediler. Fevzi Kahraman adlı emekli vatandaş, emekli olduğunda ashari ücretten fazla para aldığını belirterek şunları söyledi:  ”Ben bir emekliyim.Nereden geçinebiliriz? Çoluk çocuğumuz olmazsa geçinemiyoruz. Bir düğün oluyor düğüne gidemiyoruz.Bir nişan olsa gidemiyoruz utanıyoruz, para takacağız mecbur. Yetiştiremiyoruz, yiyecek parası yetiştiremiyoruz, elektrik su parası yetiştiremiyoruz. Torunlarımıza harçlık veremiyoruz.Eskiden sadece torun değil ,komşunun çocuklarına bile harçlık veriyorduk. Sevinsin diye. Ama şimdi kendi torunlarımıza bile harçlık veremiyoruz.”

”Bu yıl emeklinin ölüm yıl dönümü oldu”

Bu yıl emeklinin ölüm yıl dönümü. Ölmeye terk edilmiş. Aile yılı da ‘evlenme’ diyorlar.  Çocuklarımızı evlendiremiyoruz. Benim 4 çocuğum var. Dördünü de evlendiremiyorum. Evlenmek için dünya kadar para lazım. Bir düğün salonu 200-300 milyar. Kirası, düğün masrafları var.Takı takacaksın. Nasıl evlendireceksin? İşi yok, gücü yok.Eskiden çalışabiliiyordu insan.İşi de olmasa gidip bir yerlerde çalışıyordu. Şimdi iş yok.Bu yanda Suriyeliler, öte uandan Afganları getirdiler. Her yerde onlar çalışıyor asgari ücretin altında. Çobanlığa bile onlar gidiyor. Lokantada, sanayide her yerde onlar çalışıyor. Bize ekmek yok.Biz burada 2., 3. sınıf vatandaşız. Üvey vatandaşız.

”Birşey bulamazsak soğan ekmek yiyoruz”

Biz birşey  bulamazsak soğan ekmek yiyoruz. Eskiden babalarımız, dedelerimiz onu bulup yiyordu. Biz de şimdi soğan ekmeği bulup yiyoruz. Soğan ekmeğe düşmüşüz. Yarın bir gün kuru ekmek de elimize geçmeyecek. O duruma geldik. Ben emekli olduğumda asgari ücretin üçte bir fazlasını alıyordum. Şimdi ben asgari ücretten aşağı para alıyorum. Ben 2000 yılında emekli oldum 280 lira civarı bir para alıyordum, asgari ücret 187 liraydı.Hükümet emeklilerin ölmesini bekliyor. Para vererek ihtiyacını karşılamasını istemiyor. Emeklileri sırtında yük olarak görüyorlar. Ellerinden gelse emeklilerin aylığını vermeyecekler. Biz 25-30 yıl çalışıp sigorta ödedik. Ama ne yazık ki bize bakması gerekirken faydalanamıyoruz. Hastaneye bile gidemiyoruz. Ben bir emekliyim gazetecilere içimi döküyorum beni dinlemesi için. Emeklerinin sesini gündeme taşıması için. Emeklilerin çoğu kirada oturuyor. Kimi tek aylıklı, tek bir emekli aylığına bakıyor. Kiminin çocukları var çalışmayan, geçinemeyen. Yaşlıların çocukları büyümüş, iş bulup çalışamıyor. Babasının eline bakanlar var. Veyahut da bazı emeklerin çocukları hala öğrenci. Ne yazık ki emekliler nereye başvuracak nasıl geçireceğini bilmiyor.

”Eti bırak sebzeyi, meyveyi alamıyorsun. Bir yoğurt bile yiyemiyorsun”

Zafer Ünsal adlı emekli vatandaş da sağlık sorunları için hastaneye gidemediğini artan muayene masraflarından dolayı zorluk yaşadığını söyledi.  Bir emekli olarak evine sebze alamadığını, yoğurt bile yiyemediğini ifade eden Ünsal sıkıntılarını şu ifadelerle dile getirdi:

”Emekli olarak geçinemiyorum.15 milyar lira maaş alıyorum. Sağlık giderlerimi karşılayamıyorum. Özel hastanelere zaten gidemiyoruz. Devlet hastaneleri de bir ay sonraya gün veriyor. Zaten bizim tedavi ücretlerimiz 6 liradan 49 liraya çıktı.Muayene ücretimiz. Emeklinin dernekleri var ama ilgilendikleri yok. Zorla değil.Vatandaş hastanelerden muzdarip. Oradan oraya, oradan oraya. Hiç bir şey de yapamıyor. Basıyor parayı çıkıp geliyor. Ben gidiyorum tedavi görmeye, tedavi olmadan geri geliyorum. Ben emekli olarak param yok ki. Eti bırak sebzeyi, meyveyi alamıyorsun. İstediğini alamıyorsun Bir yoğurt bile yiyemiyorsun yoğurt. Ona göre hesap edin. Vatandaş çok mağdurEmekli çok mağdur. Emekli ölmüş artık”

”Kurbanda et gelmişse, varsa kurbandan gelen et onunla idare ediyoruz.”

Mehmet Yurul adlı emekli vatandaş da 17 binlira maaş aldığını ve 9 bin gün primle emekli olduğunu söyledi. 5 bin 400 gün ile emekli olan bir vatandaşın da aynı parayı aldığını belirten Yurul bunun bir adaletsizlik olduğunu söyledi. Emekli olarak evine et alamadığını belirten Yurul emekli olarak sıkıntılarını şu fadelerle dile getirdi:

”Emekli olarak düşünmeyin. Asgari ücretliler geçinebiliyor mu? Veya diğer vatandaşlar. Yani kimse geçinemiyor. Ben 17 bin lira maaş alıyorum. 12 yıllık devlet  memurluğum var. 9 bin gün prim ödenmiş.Ben de alıyorum 17 bin, 5 bin 400 gün çalışan da 17 bin alıyor. Burada bir adaletsizlik var. Benim evim kira. Benim çocuklarım olmasa geçinme şansım yok.Allaha şükür evim kira değil. Emeklinin geçinme şansı yok. Bir yıldan fazla belki 2 senedir ben et aldığımı hatırlamıyorum.Köyde ev yaptım.İki senedir kurban da kesemiyorum. Kurbanda et gelmişse, varsa kurbandan gelen et onunla idare ediyoruz. İşin açığı bu. Yoksa ben et alsam, yok bonfilesi ayrı, kıyması ayrı.Böyle bir şansım yok.Hiç bir emeklinin bu şansı yok.”

”Ben dışarda eşimle son 3-4 yıldır bir yemek yemiş değilim.Elbise almış değilim”

TÜİK’in enflasyon verilerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Yurul, emekli maaşlarının gerçek enflasyona göre verilmediğini söyledi. Çocuklarının desteği ile geçinebildiğini belirten Yurul, 3 yıldır kendisine giysi alamadığını belirterek şunları söyledi:

”Ankara, İstanbul’daki lüks şartlarda yaşayanlara göre enflasyon değerlendiriliyorsa TÜK’in enflasyonu doğrudur.Ama doğuda, güneydoğuda, batının ücra köşelerindeki insanlara göre enflasyon belirleniyorsa doğru değildir. Zaten hiçbir zaman enflasyona göre bir rakam belirlemediler emekliler için. Ben dışarda eşimle son 3-4 yıldır bir yemek yemiş değilim. İnanın ben elbise almış değilim. Eşime bile almış değilim. Şu üzerimde gördüğünüz elbiseleri çocuklar almış.Ayakkabıma kadar. Belki çorap almışım.Son 3 yıldır böyle gidiyor. Evim kira olsa, çocuklarım suyumu elektriği ödüroy yanımda bir çocuğum var asgari ücretle çalışıyor. Onlar olmasa,köyümden gelirim var kayısı ağaçlarım ki bu sene zirai dondan dolayı o da yok.Benim geçinme şansım yok maalesef.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP