DOLAR 38,7786 0.39%
EURO 43,8944 0.27%
ALTIN 4.142,720,97
BITCOIN 39878200.0137%
Elazığ
23°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Uzmanına sorduk: ”İhtiyaç mı, moda mı? Estetik hayatımızın bir parçası….
  • Harput Times
  • GÜNDEM
  • Uzmanına sorduk: ”İhtiyaç mı, moda mı? Estetik hayatımızın bir parçası….

Uzmanına sorduk: ”İhtiyaç mı, moda mı? Estetik hayatımızın bir parçası….

ABONE OL
15 Ekim 2024 20:14
Uzmanına sorduk: ”İhtiyaç mı, moda mı? Estetik hayatımızın bir parçası….
0

BEĞENDİM

ABONE OL

SERRA TAYLAN/FUNDA CANPOLAT

Modernleşme ile birlikte estetik algısının değişmesi ve toplumsal değişimlere ayak uydurma isteği insanların özellikle fiziksel görünümüne müdahale etme isteği doğurmuştur. Başlarda moda kavramı ile birlikte saç, giyim gibi konularda yapılan bireysel müdahaleler teknolojik ve tıbbi gelişmelerle birlikte insanların bedensel görünümünde de değişim istemelerine yol açmıştır.

Sosyal yaşama ayak uydurmanın getirdiği, toplumsal kabul görmek gibi içgüdülerle gelişen estetik görünme çabası günümüzde hemen bir çok insanın bu alanda çalışmalar yapmasına sebebiyet vermiştir. Özellikle güzellik kavramı içerisinde algılanan estetik operasyonlar artık insan hayatı için doğal bir hale gelmiş durumda.

Ancak modanın bu kadar hızlı tüketildiği ülkemizde estetik müdahaleler de zamanla bir  moda akımı gibi değişime uğrayarak süre gelmiştir. Öyle ki insanların kendilerine belirledikleri rol modellere benzemesi, toplumsal beğeniye uygun bir görünüme kavuşma isteği gerçek anlamda güzel olma isteğinin de önüne geçmiş bulunuyor.

Elazığ’ın estetik cerrahi alanında en yetkin isimlerinden olan Estetik Cerrahı Operatör Dr. İsmet Bingöl ile estetik anlayışı ve bu alanda yaygınlaşan bilgi kirliliği üzerine konuştuk. HARPUTTİMES HABER’e açıklamalarda bulunan İsmet Bingöl, estetik müdahalelerin  artık sadece kadınlar değil, erkekler için de yoğun tercih edilen bir  durum olduğunu kaydetti.

 

‘Estetik algı da moda kavramının bir parçasıdır…”

Estetik sadece kadın bedeni ve kadın görünümü üzerine değil hem erkeklerin hem doğanın hem yeşilin her şeyin güzeli başkadır.Biz estetik dediğimiz zaman, daha geniş bir kavram akla gelmeli. Estetikteki asıl kasıt odur. Yani sadece cinsiyet üzerinden değil, sadece topluluk üzerinden değil, çevrenin güzelliğinden, yaşadığımız çevre bakımından bile estetik vardır. Davranışlarımızın da estetiği vardır. O yüzden estetik dediğimiz şey sadece dar bir anlayışa  sıkıştırılmış bir şey değildir. Ama tabi insanlar daha iyi hissetmek, daha güzel görünmek, daha kendisiyle barışık olmak ister. Onun için saçımızı tararız, yüzümüzü düzeltiriz, kremler süreriz, kaşlarımızı aldırırız. Yani güzellik pek çok farklı şeyi içeriyor.”

”Estetik müdahale ile  var olan bir kurusu düzeltebiliriz…”

Bu dıştan yapılan müdahalelerin dışında yüzde veya bedende deforme olmuş bölgelerin de düzeltilmesine imkan sağlayan tıbbi gelişmeler var. Bu anlamda insanların kendilerini daha mutlu, daha özgüvenli hissedebilmelerinde etkili olan estetik müdahaleler oldukça yaygınlaştı.  Sözgelimi  yüzdeki kırışıklık,, asimetrikliğin kaybolması gibi şikayetler  dolgu, botoks gibi kalıcı olmayan ve zararsız müdahaleler ile düzeltilebiliyor. Yüzümüzün ifadesini değiştirmek istiyoruz. Yüzümüzün görüntüsünü değiştirmek istiyoruz. Yüze baktığımız zaman ilk göze çarpan bölgeler hangisi oluyor? Mesela burun oluyor, dudak oluyor, göz çevresi oluyor. Göz çevresi yaşı gösterme bakımından oldukça önemli yerlerden bir tanesidir. Sarkık gözkapakları, sarkık alt göz baloncukları, hep yorgun yaşlı gösteren şeylerdir. Bizler estetik cerrahlar olarak bu şikayetleri giderebilecek ya da minimize edebilecek müdahaleler yapıyoruz. Bunları  düzelttiğimiz  zaman çok daha genç görünüm alıyor insanlar.  Diri görünüyor ve özgüvenini kazanıyor. Müdahale dediğimiz şey cerrahi yöntemlerle olduğu gibi,  botoks ve dolgularla da yaptığımız dokunuşlardır.

”Hastanın beklentilerini gerçekçi bakış açısı ile karşılıyoruz”

Estetiğin bir bütün olduğunu ifade eden Op. Dr. İsmet Bingöl, müdahale edilen kısmın bedensel bütünlüğü sağlayacak şekilde olması gerektiğini söyledi. Bingöl:

”Biz konulara estetik biraz daha bütüncül yaklaşıyoruz. Sözgelimi  kişi yüzün ihtiyacını eksikliklerini, problemlerini söylüyor. Biz bunları nasıl çözebiliriz diyor. Bunları nasıl çözebiliriz dediği şeyleri biz kendisiyle birlikte belirliyoruz. Hastanızın istemediği şeyi yapamazsınız mesela, bu doğru olmaz. Hastanın en çok rahatsız olduğu konuda bir hekim olarak  uygun olup olmadığını söyleyebilir. Şimdi hastanın beklentisi gerçekçi değilse, hekim bunun gerçekçi olmadığını söyleyebilir ama gerçekçi bir şeyse tabii ki yapmaya çalışırız onu.”

”Globalleşmenin etkisi ve tek tip güzellik…”

Modern çağın getirisi olan globalleşme ile artık dünyanın bir köşesinden diğer köşesine uzanan iletişim ve ortak beğenilerin kişilerin güzellik anlayışını da doğrudan etkilediğini belirten Dr. Bingöl, estetik operasyonların artık sadece açık toplumlarda değil, mütedeyyin denilen toplumlarda da kabul gördüğünü söyledi. Bingöl sözlerine şöyle devam etti:

”Globalleşme ile dünyada da bir güzellik algısı  daha geniş bir alana yayıldı. Bölgesel yayılma farklıdır, bölgesel davranışlar, bölgesel gelenekler, bölgesel yaşam tarzı farklıdır. Global yaşam tarzları biraz daha farklıdır. Bazen birleşme olur, bazen de tersi olur. Kapalı toplumlarda genellikle globalleşmeye karşı durulur. Globalleşme eğilimleri legal olmayan şekilde gelişir. Alttan alta gelişir ama genellikle açık toplumlarda globalleşmenin etkisi yoğun olarak devam eder.Çünkü dediğim gibi o güzellik algısını belirleyen prototipler oluyor. Efendime söyleyeyim bir Hollywood yıldızı olabiliyor, onun gibi görünmek isteniyor. Dudak şekilleri, kaş şekilleri, kalın kaş, ince kaş, bunların hepsinin farklı talepler şeklinde yaygınlaştığını görüyoruz. Gerçekten bu bir trenddir. Gerçekten buna moda diyebiliriz. Bu bir süre o şekilde, bir süre sonra da değişmeye başlar.

”Doğru estetik müdahale, özgüvensizlikten, özgüvene geçiş sürecidir…”

Estetik operasyonlara olan ilginin arttığını ve artık estetiğin bir tabu olmaktan çıkıp, kişinin sosyo psikolojik gelişimine katkı sağlayan, içe kapanıklıktan sosyalleşmesine, özgüvensizlikten güvene evrilen sürecin bir parçası olduğunu belirten Bingöl sözlerini şöyle sürdürdü:

”Estetik müdahale tercihleri döneme bağlı olarak değişiyor. Ama her yıl değişmeyen şeyler de var. Mesela her yıl değişmeyen bir burun estetiği. Bu bu yılın konusu değil, bu yıl da olabiliyor daha sonraki yıllar da oluyor. Geçmişte de oluyordu. Çünkü burnuyla uğraşmak isteyen çok sayıda bir kitle var. Burnundan memnun olmayan, burnunun şeklinden memnun olmayan, dudağının kalın olmasını isteyen, onunla ilgili değişim yapmak isteyen ya da kırışıklıklarından kurtulmak isteyen, bunların her birisi birer taleptir. Bunların belli oranda bir ciddi bir alıcısı talebi var bunu böyle görmek gerekir.

”Muhafazakar aileler bile artık çocuklarının gerektiğinde estetik yaptırmasına karşı çıkmıyorlar..”

Biz özellikle muhafazakar toplumlarda arttığını görüyoruz. Çünkü muhafazakar aileler bile artık çocuklarının bu tür işlemlere ulaşmasını, bunların yapılmasına artık karşı çıkmıyorlar. Yani bir şekilde bunun da giderek normalleştiğini hissediyoruz. Ve görüyoruz tabi büyük şehirlerde bu değişimin başladığını görüyoruz. Artık Elazığ’da da, yani insanlar botoks yaptırıyor, burun estetiği yaptırıyorlar. Efendime söyleyeyim,  yüz gerdirme yaptırıyorlar. Meme büyütme, küçültme, karın germe, liposuction, bunların hepsini yapıyorlar. Bunları yapanların sayısı giderek arttı. Göz kapağı estetiği yapılıyor. Bunların artık her biri yoğun bir şekilde yapılıyor. Hatta önemli konulardan bir tanesi yine kepçe kulak olayımız, kepçe kulak olayında bile çocuklar çok alay konusu yapabildikleri için sosyal zorbalık ya da akran zorbalığına neden olabilecek bir durum olduğu için okul öncesi dönemde bunları halletmek gerekir. Yani tüm travmalara maruz kalmamaları için okullaşma döneminden önce halletmek gerekiyor.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP