HABER/FUNDA CANPOLAT
Sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren ve kamuoyunda tepkilere neden olan 17 maddelik “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” geçtiğimiz günlerde meclisten geçerek yasalaşmıştı. Teklifin özellikle 5. maddesi tüm hayvanseverler tarafından tepki görürken Elazığ kamuoyunun konuya sessiz kalması dikkat çekmişti.
Hayvanların haklarının korunmasına yönelik düzenlenen yasa sonrası değerlendirmelerde bulunan Elazığ Barosu Hayvan Hakları Komisyon Başkanı Av. Elif Deniz Özgen, HARPUTTIMES Haber sitesine konuştu.
Gündemde büyük tartışmalara neden olan yasa tasarısının olumsuz sonuçlar doğuracağını belirten Av. Özgen, hayvanların barınaklarda belirli muamelelere maruz kaldığını, yerel yönetimlerin çalışmalarının yetersiz kaldığını ve Belediyelerin barınaklarda çalışacak personelleri belirli testlerden geçirmesi gerektiğini vurguladı.
Hayvan hakları ihlalleri ile sık sık karşılaştıklarını dile getiren Av. Özgen; “kanunu yanlış bulmanız için bir hayvan hakları savunucusu olmanız gerekmiyor.” diye konuştu. Özgen açıklamalarının devamında;
“Şehrimizde hayvan hakları ihlallerine karşı hukuki bir mücadele içerisindeyiz. Maalesef Elazığ bu konuda birazcık sınıfta kaldı. Çünkü çok fazla hayvan hakları ihlali ile karşılaşıyoruz. Bunlardan en sık karşılaştığımız ihlal genellikle hayvanların öldürülmesi. Tüfekle öldürme, taşla başını ezme, çuvala doldurup da kısmi yerlere bırakma gibi pek çok işkence denilebilecek fiiller ile karşılaşıyoruz.
2 Ağustos 2024 yılında yeni yasa kanunlaştı. Resmi Gazete’de yayınlanacak bu kanunu iyi bir kanun olarak görmüyoruz . Hem hukuki açıdan bir kanun yapma metodu olarak yanlış buluyoruz hem de vicdani açıdan doğru bulmuyoruz. Çünkü bu kanunu yanlış bulmanız için bir hayvan hakları savunucusu olmanız gerekmiyor. Pek çok işimize yarayan hayvanların özgürlüklerini kısıtlayan yeni maddeler koyulmuş oldu.”
“Bir köpeğin başını sevmekten uzak durmuş 72 vekil…”
Yeni yasa tasarısını imzalayan 72 vekile tepki gösteren Av. Özgen, vatandaşların yasaya sessiz kalmasının sebebinin hayvanlar konusunda yeterince bilinçli olmamasından kaynaklandığını belirtti. Konuyla ilgili Gazeteci Funda Canpolat’a konuşan Av. Özgen, şu ifadelere yer verdi;
“Yeni yasa tasarısını imzalayan 72 vekil var. Ne yazık ki bir tane köpeğin başını sevmekten uzak durmuş 72 vekil olarak değerlendiriyorum. Bunun yöntemi bu değildir. Kaldı ki bir oran orantı kurduğumuzda köpeklerin bakım evlerinde toplanıp orada kalmasını isteyen 85 milyonda sadece yüzde 10’a tekabül eder. Bu asgari demokrasi şartlarının sağlamadığı kanaatindeyim. Halk hiçbir zaman hayvanlara eziyet edilmesini ve öldürülmesini istemedi. Osmanlı’dan gelen bir mirastır bu bize. Vekillerin bu tutumunu hoş karşılamıyorum açıkçası. Yanlış olduğunu düşünüyorum. Yasa yapılırken de Elazığ’ın oldukça sessiz kaldığını düşünüyorum bunun sebebi insanların bilinçli olmadığı şeklinde ya da bir önem affetmedikleri yönünde olabilir. Çünkü Elazığ merkezde çok fazla köpek görmemekle beraber kırsalda oldukça fazla köpek fazlalığı var fakat yapılan ihlallerin de daha çok kırsaldan geldiğini biliyoruz. Bu kırsalda yaşayan insanlar hayvanlarını idare ederken yine bir çoban köpeği kullanıyor . Fakat istediği hayvanı çiftleştirip, gözüne kestirdiği köpeği alıp diğerlerini öldürüyor, bakmıyor, aç bırakıyor. Veya yine başka yerlerde de karşılaştığımız köpek dövüşlerinde hayvanların kulakları ve kuyrukları kesilerek bazen kan dolu odalarda kokusunu alıp vahşileştirilerek dövüştürüyorlar. Belki birkaç dövüş, belki bir dövüşten sonra bu hayvanla işi bitiyor tırnak içerisinde söylüyorum ve onu sokağa hiç beklemediğimiz bir yere bırakıyor ve saldırgan köpek olarak, başıboş bir köpek olarak medyaya yansımasına neden oluyor.”
“Bakım evlerine personellerin sürgün yeri olarak bakılıyor…”
Hayvanların bakımı konusunda bakım evlerinde yeterince özveri ile çalışılmadığına dikkat çeken Özgen, bakım evlerinin genelde personeller için sürgün yeri gibi görüldüğünü ve oralarda çalışan personellerin psikolojik testlerden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Özgen;
“Maalesef hayvanlar konusunda özveri gösteren bir belediye yok çünkü Elazığ Belediyesi, Konya Belediyesi çok örnek gösterilen bir Beykoz Belediyesi Barınağı var ve orada da çok net neler yaşandığını gördük. Bu sadece Elazığ’a has bir durum da değil. Siyasi bir partinin belediyesine has bir durum da değil. Maalesef bakım evlerinde çalışan personellerin sürgün yeri olarak gördükleri için orada çalıştırıldıkları hatta belki bazılarının psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu çok net biliyoruz. Bakım evlerinde çalışan insanlar hiçbir zaman hayvansever hayvanı önceleyen kişiler olmadılar. Doğal olarak bu yerel yönetimlerde çalışan personelle alakalı bir durum. Ne yazıkki belki de psikolojik testten geçirilmesi gerekiyor, belki gerçekten samimi gönüllüler arasından seçilmesi gerekiyor. Çünkü personelle gönüller arasında da bir münakaşa oluyor. “Yaparsın yapmazsın, seni isteriz istemeyiz” gönüller bazen bu durumu farklı yönlere de çekebiliyorlar ama en nihayetinde insanız biz merhametli olmak zorundayız.”
