HABER- SERRA TAYLAN/FUNDA CANPOLAT
Elazığ Kırklar Mahallesi Konteyner Kentte kalan depremzedelerin konteyner kenti tahliye etmeleri istendi. Alınan karara tepki gösteren konteyner kent sakinleri bir araya gelerek bir protesto eylemi gerçekleştirdiler. Konteyner kentten çıkarıldıkları takdirde gidecek yerlerinin olmadığını belirten kent sakinleri yetkililere seslenerek sorunlarının çözümü konusunda talepte bulundular.
HARPUTTİMES HABER DAHA ÖNCE GÜNDEME TAŞIMIŞ VE TAHLİYE ERTELENMİŞTİ
Kırklar Mahallesindeki konteyner kentin boşaltılacağı yönündeki iddialar yaklaşık bir yıldır gündemde. Geçtiğimiz Haziran ayında da kentin tahliye edilmesi gündeme gelmiş ve Konteyner kentte kalan vatandaşlar HARPUTTİMES Haber ile görüşerek mağduriyetlerinin duyurulmasını istediklerini söylemişlerdi. HARPUTTİMES’ Haberin Temmuz ayında gündeme getirdiği 27 Haziran 2024 tarihinde yayımlanan ”Konteyner kentten çıkarılmak isteyen vatandaşlar tepkili ” başlıklı haberi ulusal basında büyük ses getirmişti. Haberimiz sonrası Kırklar Mahallesi’ndeki konteyner kentin tahliye işlemleri ertelenmişti.
TAHLİYE KARARINI PROTESTO ETTİLER
Konteyner kentte yaşayan depremzedeler geçtiğimiz hafta kapılarına asılan tahliye yazısı ile tekrar gündeme geldiler. 2020 ve 2023 depremlerinde evlerini kaybeden depremzedelerin kaldığı Kırklar Mahallesi Konteyner Kentin sakinlerine yazılı bir tebligat ile Mayıs Ayının ilk haftasında evlerini boşaltmaları istendi. Büyük çoğunluğu dar gelirli ve sosyal yardımlaşmadan aldıkları desteklerle yaşamını sürdüren yaklaşık 250 ailenin kaldığı konteyner kent sakinleri bu karara itiraz ettiler. Çoğu kiracı olan depremzedeler çıkarıldıkları takdirde gidecek bir yerlerinin olmadığını belirterek yetkililerden çözüm beklediklerini söylediler.
”Biz yoksul insanlarız, kiracı insanlarız. Bizim kiraya çıkmaya, kiralık ev tutmaya gücümüz yetmiyor.”
Alınan tahliye kararına tepki gösteren depremzedeler, bu gün konteyner kentin karşısındaki pazar aralında toplanarak bir protesto eyleminde bulundular. Depremzedeler adına konuşan Abdullah Bağ isimli vatandaş, konteyner kentte kalan insanların yaşadıkları mağduriyete yetkililerin bir çözüm bulmasını istediklerini söyledi. Fahiş kira fiyatlarını karşılayacak güçleri olmadıklarını belirten Abdullah bağ devletin kendilerine kirasını ödeyebilecekleri koşullarda kiralık ev vermesini istediklerini dile getirerek şunları söyledi:
”Maraş depreminden beri konteyner kentlerde oturuyoruz. Bunları bize geçici olarak vermişler, anlıyoruz. Tamam da şu anda bizim devletten beklediğimiz şey şu; biz yoksul insanlarız, kiracı insanlarız. Bizim kiraya çıkmaya, kiralık ev tutmaya gücümüz yetmiyor. Yani biz devlete karşı koymuyoruz. Devlet isterse bizi bugün çıkarsın. Hadi pikabı yükledik, nereye götüreceğiz? Biz bunu düşünüyoruz. Devlet madem ki böyle bir şey yapıyorsa, o zaman devlet bize bir yer tahsis etsin. Desin ki ‘kardeşim al sana benim yerim. Bu kadar cüzi bir kirayla gidin oturun.” Biz bugün çıkalım, gidelim. Peki biz nereye gideceğiz ? Devlet bir bunu düşünerek kendini bizim yerimize koysun. Gariban insanları buradan çıkarmak kolay, ama gidebileceğimiz yer yok. Bugün en düşük kira 10 bin TL olmuş. Ben zaten emekliyim 10 bin TL kiraya verirsem 4 bin TL ile ne yapacağım? Onu düşünüyorum. Burada benden daha çok gariban insanlar var. Çünkü hiç geliri olmayan insanlar var”
”2-3 evi olup konteynerde kalanlar yüzünden bizim gibi garibanları yakıyorlar”
2-3 evi olup buna rağmen konteyner kentte oturmaya devam eden insanlar olduğunu belirten Abdullah Bağ, bunun yetkililerce bilindiğini ve o insanlar yüzünden mağdur depremzedelerin de konteyner kentten çıkarıldığını söyledi.
“Burada evleri olup da gitmeyenler var mı ? Bunu biliyorlar mı? Tespit edip çıkarsınlar. Eyvallah başka bir oturacak yerleri varsa tamam, eyvallah katılıyoruz. Niye burada durup devlete mal olsun, buna da katılıyoruz. Ama onların yanında bu yoksul insanları yakıyorlar. Bizler diyoruz ki; dışarıdan bize nasıl geliyorlarsa, bize de bir pasaport versin desin ki serbestsiniz. Alın bununla hangi ülkeye giderseniz gidin gidin. Orada size yer versinler, orada oturun. Biz de öyle çıkıp gidelim başka bir ülkede yer bulalım. Gidelim orada oturalım. Biz burada doğduk, burada büyüdük, bizim ülkemizdir. Hiç kimse kendi ülkesini terk edip bir başka yere gider mi ya? Bu da yok. Biz kendi kendimize gece sabahlara kadar düşün de düşün, sabah bizi çıkarsalar ne yapacağız? Sabah çıkardılar ama gideceğimiz yer yok. Tamam vallahi biz de biliyoruz geçici olduğunu. Ama biz çare arıyoruz çare. Devletten bir çare arıyoruz.. Devlet çare bulmuyorsa biz garibanlar ne yapalım? ”
”Koskocaman Türkiye Cumhuriyeti devleti eğer 50 tane kendi vatandaşını bakamıyorsa yardımcı olamıyorsa daha ne diyelim biz.?”
”Ben şimdi gidip de 10 bin lira para ödeyemiyorum. 10 bin lira versem derdim ne? Her gün getirip, yazı yazıp tabela koyup sizi çıkaracağız diyorlar. Çıkarın arkadaş. Ben eşyamı pikaba yükledim, pikapçıya dönüp nereye gidiyoruz diyeceğim? Yani biz imkansızlığımızdan konuşuyoruz. Yoksa her gün her gün yazı asmanın bir anlamı yok ki. Gelip yazarsın, deyin ki TOKİ‘ler orada gidin gideyim Ahmet Ağa’ya Mehmet Ağa’ya ödeyeceğim kirayı devlete ödeyeyim oturayım. Burada maddi durumu iyi olmayan kişileri saysak 50 kişi yani koskocaman Türkiye Cumhuriyeti devleti eğer 50 tane kendi vatandaşını bakamıyorsa yardımcı olamıyorsa daha ne diyelim biz. Her gün burada psikolojimiz bozuldu.”
”Şu anki bu sistemde yaptıkları aynı İsrail’in Gazze’ye yaptıkları”
Adnan Topuz adlı vatandaş da sosyal yardımlarla geçinmeye çalıştığını ve yıllardır iş bulamadığını söyledi. Konteyner kente giriş çıkışların da yasaklandığını ifade eden Toğuz yaşadığı sıkıntıları şu ifadelerle dile getirdi:
”Yapacak bir şeyimiz yok. Gidecek yerimiz de yok. Çaresiz durumdayız biz. Ne yapacağımızı şaşırdık. İşimiz, maaşımız gelirimiz yok. Aldığımız sosyal yardımdır. ne yapacağız? Nereye gideceğiz? Elektriği, suyu da keseceğiz diyorlar. Ne yapabiliriz? Kapıları da üzerimize kapatıyorlar. Giriş çıkış da yok. Şu anki bu sistemde yaptıkları aynı İsrail’in Gazze’ye yaptıkları. Hani orada elektrik yok, su yok, gıda yok kapıları kapatmışlar ya. Aynı işler burada. Biz de Müslümanız ve buranın halkıyız ya. Yarından itibaren söylemişler. Bunu da söyleyen AFAD müdürü. Başka bir yetkili yok ki. Burası AFAD’a bağlı. Sözde diyorlar ki belediye burayı alacakmış, mahkumları yerleştirecekmiş. Bize bir yer göstersinler. Gelip desinler ki bu, bu bu. Veya sana kira yardımı, veya sana kiralık ev, ya da iş. Bunu da söylemiyorlar. çıkacaksınız diyorlar. Ne yapacağız? Ben devletin verdiği 4 bin 500 liralık alışveriş kartı ve ablamların yardımı ile geçimimi sağlıyorum. Benim devletten talebim daimi bir iş ve barınma yeri. Başka ne olabilir ki? Yarın öbür gün bizi attıkları zaman ne yapacağız biz? Barınma dediğimiz bedava değil. Mesela 1+1 ler. Ödemeleri de uygun.700-800 bin lira. O da olur. Ama onu da vermiyorlar. ” dedi.
” 23 senedir oy veriyorum. Ama beni insan yerine koymuyorlar.”
Konteyner kentte yaşayan %48 engelli olan ve emekli maaşıyla geçinmeye çalıştığını ifade eden bir vatandaş da Elazığ Valisine seslenerek yardım çağrısında bulunarak şunları söyledi: ”
“Burada 200-250 insan var. Hepsinin iki üç tane evi var. Evleri dayalı döşeli ama buradalar. Hepsi de elektrik, su ,doğalgaz ödememek için gitmiyorlar. Hepsi buradalar. 25-30 kişi bizim gibi mağdur insan var. Onların yüzünden biz de mağdur oluyoruz. Sayın Valim, benim iki tane öğrencim var. Emekliyim, 14 bin alıyorum. En düşük kiralar 12 bin, 13 bin. Ben şimdi çocuklarımı nasıl okutacağım? Üniversitede okuyan kızım var. Ne yapacağım? Buradaki insanların çoğunu tespit etsinler, çıkarsınlar. Onların yüzünden biz de mağduruz. Bize bir konut versinler. Kira öder gibi ödeyelim. Yarın sularımızı elektriklerimizi kesecekler. Ben % 48 engelliyim. Ne yapayım ben 2 bin lira ile nasıl geçim yapacağım? Valime sesleniyorum. Burada evi olanları dışarı atsınlar. Elazığ’ın sahibi yok. Herkesin milletvekili var. Hepsi de yardım ediyorlar. Ama bizim bir tane milletvekilimiz yok. 23 senedir oy veriyorum. Ama beni insan yerine koymuyorlar. Köpek muamelesi yapıyorlar. Bir devlet vatandaşına böyle yapar mı? ” dedi.
”Durmadan kağıt veriyorlar, sizi çıkaracağız diye. Taşınmak için gücüm yok”
Evi ve eşyası olmayan ve kalacak yeri olmadığı için iki yıldır konteyner kentte yaşayan bir vatandaş da; ”Evim yok. Ben 7 milyar maaş alıyorum. Bununla kira veremiyorum. Eşyam yok, durumum iyi değil. Yapamıyorum. Evim Elazığ depreminde yıkıldı. İki sene kızımın yanında kaldım ondan sonra buraya geldim iki senedir de buradayım. Durmadan kağıt veriyorlar, sizi çıkaracagiz diye. Taşınmak için gücüm yok .Gücüm olmadıktan sonra nasıl taşınayım? 7 milyar da şu anda para mıdır? Bir kira 10- 13 bin olmuş. Ben nereden getireyim? Veremiyorum. Ben kiracı depremzedeyim. Devletimiz yardımcı olsun, bize ev versinler” diyerek yardım talebinde bulundu.
”Şu anda bırakın evi, bahsettiğim şey ahır. Oraları bile tutacak imkanları yok.”
Tahliye kararından sonra ev aradıklarını ama bütçelerine uygun ev bulamadıklarını belirten Müzehher Mutlu adlı vatandaş da köylerde bile ev bulamadıklarını belirterek çaresiz kaldıklarını söyledi. Mutlu:
”2020 depreminde zarar görmüş konteynıra taşınmış insanlar da var, 2023’te zarar görmüş buraya gelmiş insanlar da var. Hepsi bir tutuluyor şu anda zaten. Hepsine aynı şeyi söyleniyor, konteyner kentteki elektrik, sular kesilecek, kapıları kilitlenecek, buradaki komşulara zor kullanacaklarını söylemişler. Biber gazi, joplarla müdahale edilecekmiş. Elektrikler, sular kesilecekmiş. Kapılar kilitlenecek içeriye ambulans dahi alınmayacak demişler. Bütün kapılara kağıt asıldı, “yedi gün içerisinde çıkarılacaksınız” diye. Bu insanların hepsi arayışa girdiler. Herkes kiralık ev aramaya başladı. Ahır gibi yerler bile 6 bin , 7 bin TL. Bahsettiğim yerler de bildiğiniz gerçekten ahır, mecazi anlamda değil, bildiğiniz ahır. Yani insanlar içine eşyalarını koyup geçebilecek yerler arıyorlar. Şu anda bırakın evi yani bahsettiğim şey ahır oraları bile tutacak imkanları yok. Bu insanlar köylere gittiler, köylerde bile bulamıyorlar. Yani şu anda insanlar ev bulamıyorlar, çözümsüzüz.” diye konuştu.
”Biber gazi ve jopla müdahale edileceği söyleniyor bize.”
Nisan ayında okullara giden çocuklar olduğunu da dile getiren Müzehher Mutlu, yetkililerin bu konuyu umursamadığını ifade ederek hiç değilse okullar kapanana kadar kalmak istediklerini söyledi. Mutlu sözlerine şöyle devam etti:
”Çocuklarımızın şu an sınavları başladı. Çocuklarımız sınavlara giriyorlar. Söyledik, dile getirdiğimiz halde hiçbir şekilde umursamadılar. Dediler yani çocukların eğitimi bile artık kimsenin umurunda değil, önemsemiyorlar. Kısacası önemsenmiyoruz. Bizim devletimizin bunu yaptığını düşünmüyorum. Amacımız zaten bunu devlet büyüklerimize duyurmak, bu olup bitenleri o yüzden basına konuşma gereği duyduk. Biz herkesin duymasını istiyoruz. çocuklarımızın eğitimini bile kısıtlanıyor. Okulların kapanmasına bu kadar vakit varken bizi buradan çıkarmak istiyorlar. Üstelik biber gazi ve jopla müdahale edileceği söyleniyor bize. Bu derece baskı var üzerimizde. Bütün bunları bizim çocuklarımız da yaşıyorlar, görüyorlar, duyuyorlar. Yani anlatabilecek bir şey değil”
AFAD: ”Geçici barınma alanları bir süre sonra kapatılıyor. Mağduriyeti olan insanlar en sona bırakılacak.”
Konuyla ilgili olarak Elazığ AFAD’tan yapılan açıklamada konteyner kentte tahliye kararının alındığı doğrulanırken, kararın öncelikli olarak hak sahibi olup evleri çıkan vatandaşları kapsadığı belirtildi. AFAD’ın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
”Hak sahibi olup kendisine kurada ev çıkan vatandaşların tahliyesi ile ilgili bir çalışma var. AFAD Başkanlığı zaten böyle bir çalışma başlattı. Geçici barınma alanları bir süre sonra kapatılıyor. Bunların sonsuza kadar devam etme imkanı yok. Ayrıca orası kolorduya ait bir arsa. Ve oranın mülkiyetinde sözleşmesi bitiyor ve verilmek zorunda. O bölgenin bir çok problemi var. Dışardan kaçak giriş yapan insanlar var. 2- 3 evi, arabası olduğu halde orada kalan insanlar da var. Ama mağduriyeti olan insanlar en sona bırakılacak. Şu an öyle bir çalışma yapılıyor. Bir de hak sahibi olup da kendisine konut çıkanlardan başlatılacak tahliye işlemleri. Tebligatlar da öncelikle onlara yapıldı. Dezavantajlı durumda olanlar sonraya bırakılacak. Önce kendisine konut kurası çıkanlar, konutlarını teslim alanlar ve peyderpey sonuçta bir gün bu şekilde kapanacak konteyner kentler. Adı üstünde geçici barınma alanı. Yaşlı, hasta, dezavantajlı ,engelli olan olanların durumuna hassasiyetle yaklaşıyoruz. Vali Bey’in de talimatı böyle. Onlar sona bırakılacak. Belli bir bütçeye göre kiralama seçenekleri bile bir çoğuna sunuldu.”