DOLAR 38,8052 0.02%
EURO 43,6529 0.47%
ALTIN 3.913,98-1,18
BITCOIN 3979128-1.13693%
Elazığ
14°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Otizmli Abdülkerim’in Ölümü Otizm Camiasını Ayağa Kaldırdı

Otizmli Abdülkerim’in Ölümü Otizm Camiasını Ayağa Kaldırdı

ABONE OL
14 Mayıs 2025 22:44
Otizmli Abdülkerim’in Ölümü Otizm Camiasını Ayağa Kaldırdı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ait Sakarya Arifiye’deki Hamit-Fatma Atay Engelsiz Yaşam Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nin bakımında olan otizmli Abdülkerim Musti’nin hayatını kaybetmesi nedeni ile  Türkiye Otizm Meclisi ve Otizm Konfederasyonu üyesi 140 sivil toplum örgütünün temsilcisi ve otizmli bireylerin ebevynleri kurumun önünde basın açıklaması yaparak tepkilerini dile getirdiler.

Son dönemde engelli bakım merkezlerinde yaşanan şiddet, ihmal ve ölüm vakalarına dikkat çekmek amacıyla 13 Mayıs 2025 Pazartesi günü Sakarya Arifiye Engelli Bakım Merkezi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Münferit değil sistem kaynaklı sorunlar var

Açıklamada, yalnızca Arifiye değil Türkiye genelindeki tüm bakım merkezlerinde insan onuruna aykırı uygulamalara karşı daha güçlü denetim ve hak temelli reformlar gerçekleştirilmesi çağrısı yapıldı. Otizm Meclisi Dönem Sözcüsü Sedef Erkentarafından yapılan basın açıklamasında bakım merkezlerinde yaşanan ölümlerin “münferit değil, sistem kaynaklı” olduğunun altı çizildi.

Hamit-Fatma Atay Engelsiz Yaşam Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada konuşan Sedef Erken şunları söyledi: “Bizler, tüm otizmli bireylerin ve diğer engelli grupların hakları için mücadele eden sivil toplum temsilcileri, aileler ve insan hakları savunucuları olarak bugün burada, Arifiye Bakım Merkezi’nde yaşanan olay üzerine toplandık. Çünkü artık haykırmak istiyoruz, “sessizliğin bedeli hayattır”. Çünkü her sessizlik yeni bir şiddetin, her gecikme yeni bir ihmalin, her görmezden gelme yeni bir ölümün kapısını aralıyor. Son dönemde, farklı illerdeki bakım merkezlerinden gelen şiddet, ihmal ve ölüm haberleri, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu merkezlerde kalan bireylerin çoğu kendini ifade edemeyen, dış dünya ile sınırlı teması olan, genellikle sesi duyulmayan insanlardır. Onların sesi olmak, onların haklarını savunmak, bizim ortak sorumluluğumuzdur. Bugün burada sadece bir trajedinin yasını tutmak için değil, bir daha yaşanmaması için ne yapılması gerektiğini haykırmak için toplandık.”

Engelli bireylerin yaşam hakkını koruyacak politikaların ancak çok paydaşlı ve bütüncül bir yaklaşıma geliştirilebileceğini de belirten Sedef Erken,  açıklamada, yalnızca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı değil Milli Eğitim Bakanlığı ve ağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumların daha işlevsel ve koordineli bir şekilde sürece dahil olması gerektiğin ifade etti. Erken sözlerini şöyle sürdürdü. “Taleplerimiz nettir. Engelli bireylerin kaldığı tüm bakım merkezlerinin bağımsız sivil toplum denetimine açılması ve bu denetimlerin şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması, bakım merkezlerinde çalışan personellerin liyakat esaslı seçilmesi, eğitim denetiminin ve özlük haklarının güçlendirilmesi.

İhtiyaç halinde psikiyatrik destekleri de içeren acil sağlık veya yatılı tedavi hizmetlerinin bakım süreçlerine entegre edilmesi. Kamera sistemlerinin sadece izleme değil, caydırıcılık ve adli denetim aracı olarak kullanılması. Ancak mahrumiyet haklarının da gözetilmesi gerekmektedir.

Ülkemizde otizmlilere yönelik sadece dört baskım merkezinin olması mevcut otizmli sayısına hizmet verme konusunda  yeterli değildir. Otizmlilere yönelik oluşturulmuş özel bir yönetmelik ile otizm alanında uzmanlaşmış bakım merkezlerinin çoğalması. Hak temelli bakım modeline geçilmesi. Bireyin özgürlüğünü, sosyal ilişkilerini, eğitim ve sağlık hakkını koruyan destekli yaşam sistemlerinin yaygınlaştırılması. Ailelerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu merkezlerde söz ve denetim hakkına sahip olması; karar alma süreçlerine katılımlarının sağlanması, yıllardır ve defalarca Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sunduğumuz çözüm önerilerinin yeniden değerlendirilerek yaşama geçirilmesi. Unutulmamalıdır ki; bir toplumun uygarlık seviyesi, en kırılgan bireylerine sunduğu yaşam kalitesiyle ölçülür. Biz bu ülkede, hiçbir çocuğun, hiçbir bireyin “bakımsızlıktan, şiddetten ya da ilgisizlikten hayatını kaybetmesini istemiyoruz.”

 

,

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP