Nesli Tehlikede Olan Benekli Semender Palu Akdağ’da Görüldü
HABER / FUNDA CANPOLAT
Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Akdağ bölgesinde nadir rastlanan bir tür olan Benekli Semender (Salamandra salamandra), bir vatandaşın cep telefonu kamerasına takıldı.
Doğada nadir görülen ve nesli tehlike altında olan Benekli Semender, Diyadin Güneş isimli doğasever tarafından Akdağ’da görüntülendi. Gündüz saatlerinde taşların altında saklanan bu semender türü, genellikle gece saatlerinde aktif oluyor.
Siyah üzerine parlak sarı benekleriyle dikkat çeken semender, Türkiye’de özellikle Karadeniz kıyılarındaki ormanlık alanlarda bilinse de, Palu gibi doğu bölgelerinde görülmesi oldukça nadir bir durum olarak değerlendiriliyor.
“FIRAT ÜNİVERSİTESİ 50. YIL FESTİVALİ” AZERİN’İN UNUTULMAZ KONSERİYLE SONA ERDİ
Fırat Üniversitesinin 50. kuruluş yılı dolayısıyla Elazığ Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Fırat Üniversitesi 50. Yıl Festivali”, Türk dünyasının sevilen sanatçısı Azerin’in muhteşem konseriyle final yaptı. Günlerdir süren coşkulu etkinlikler, Azerin’in sesiyle taçlandı; Elazığ, hafızalardan silinmeyecek bir geceye tanıklık etti.
30 Mayıs Cuma günü gerçekleştirilen kapanış programı, saat 19.30’da Elazığlı sanatçı Emrah Güllü’nün türkü dolu performansıyla başladı. Güllü’nün ardından sahne alan Azerin, güçlü sesi, duygu yüklü repertuarı ve sahne hakimiyetiyle binlerce kişiye unutulmaz anlar yaşattı.
Konser alanını dolduran vatandaşlar, “Çırpınırdı Karadeniz”, “Türkiyem”, “Türkler Geliyor” ve “Bu Bayrak” gibi eserlerle hem duygulandı hem coştu. Konser boyunca dalgalanan Türk bayrakları ve hep bir ağızdan söylenen şarkılar, geceye milli birlik ve beraberlik havası kattı.
Konsere; Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Doç. Dr. Seracettin Göktaş, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Elazığ Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu, Elazığ Baro Başkanı Av. Melih Efe, MHP Elazığ İl Başkanı Yunus Bal da katıldı.

Sahnedeki konuşmasında duygularını dile getiren Azerin, “Fırat Üniversitesi’nin 50. yılında böyle büyük ve içten bir kalabalığın karşısında olmak, Elazığ gibi kadim bir şehirde şarkı söylemek benim için tarifsiz bir mutluluk. Nice 50 yaşlara Fırat Üniversitesi” diyerek Elazığ Valiliğine, Elazığ Belediyesine ve Fırat Üniversitesine teşekkür etti.
Törenin sonunda Elazığ Valisi Hatipoğlu, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Göktaş ve Elazığ Belediye Başkan Yardımcısı Bilginoğlu sanatçı Azeri’ne hediye takdim etti.
“Fırat Üniversitesi 50. Yıl Festivali” Azerin’in sesiyle unutulmaz bir finalle taçlandı.
Erimli İlkokulundan “Atıkları Atma Tasarla” Sergisi
Elazığ’ın Arıcak ilçesi Erimli Beldesinde eğitim faaliyetlerini sürdüren Erimli İlkokulu, öğrencileriyle birlikte hazırladığı “Atıkları Atma, Tasarla!” sergisiyle büyük beğeni topladı. Öğrencilerin atık ve eski malzemeleri kullanarak oluşturduğu birbirinden yaratıcı ürünler, hem çevre bilincini yansıttı hem de geri dönüşümün önemine dikkat çekti.
Serginin açılışı, Arıcak Kaymakamı Mesut Ateş ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Berken’in katılımlarıyla gerçekleşti.Açılışta öğrencilerin emekleri büyük takdir toplarken, sergilenen ürünler ziyaretçiler tarafından ilgiyle incelendi.

Sergide; plastik pipetlerden yapılan kalemlikler, eski kumaşlardan üretilmiş çantalar, çeşitli oyuncaklar,kartonlardan ve kağıtlardan hazırlanan aksesuarlar, ve daha birçok dikkat çekici geri dönüşüm ürünü yer aldı. Minik öğrenciler hem çevreyi koruma bilinci kazandı hem de el becerilerini sergileme fırsatı buldu.
Erimli İlkokulu öğretmenleri ve velileri de projeye büyük destek vererek, öğrencilerin çevresel farkındalık kazanmasına katkı sundu. Öğrencilerin emeğiyle hayat bulan sergi, çevreye duyarlı bireyler yetiştirmenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Okul Müdürü Selma Akbaba, sergi hakkında;
“Çocuklarımızın çevreye duyarlı,yaratıcı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi bizler için çok önemli.Bu sergi sayesinde hem eğlendiler hem öğrendiler. Katılım sağlayan herkese teşekkür ederim.” dedi.
DEVA Partisi genel Başkan Yardımcısı Türkmen:”Sadece bir kişinin yeniden cumhurbaşkanı olması için değiştirilecek bir metin değildir anayasa.”
Haber /Serra Taylan
DEVA Partisi Genel Başkan yardımcısı Yusuf Türkmen bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Elazığ’da idi. Ülke gündemine dair açıklamalar yapan Türkmen, geçtiğimiz günlerde Gezi olaylarının yıldönümü nedeni ile İstanbul’da durma eylemi yapan gençlerin gözaltına alınmasına ilişkin HARPUTTİMES HABER’e değerlendirmede bulundu.
Toplumsal gösteri ve yürüyüş hakkı anayasal bir haktır. Herkesin şiddete bulaşmadan toplumsal gösteri ve yürüyüş haklarını kullanabileceğini anayasada kabul etmişiz. Artık bunun sınırlanması neredeyse ülkenin haketmediği zoraki bir sistem. Antidemokratik bir sisteme gidişin göstergesidir. Özellikle gençlerimiz gözaltına alınması. Gençlerin kendi ifade özürlüklerini , toplumsal gösteri ve yürüyüş haklarını kullanamadıkları bir ülkede olmak istemedikleri hepimizce tartışmasız bir gerçektir. Onun için herkes önceden izin almadan toplumsal gösteri ve yürüyüş haklarını kullanabilir. Bunun tek istisnası şiddete bulaşılmaması. Gözaltına alınmaların hukuksuz olduğunu düşünüyoruz.
”Barış süreci DEM Heyetinin muhalefeti bilgilendirmesi şeklinde yürütülüyor. İktidar sürecin neresinde?”
22 Ekim’de MHP lideri devlet Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan çözüm süreci ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Türkmen, Biz bu sürece 1 Ekim süreci diyoruz. Çünkü bu süreç 1 Ekim’de MHP lideri Bahçeli’nin DEM heyeti ile tokalaşması ile başladı. Daha sonra Devlet Bahçeli, meclis kürsüsünde Abdullah Öcalan’ı gelip DEM gurup toplantısında konuşmaya davet etti. PKK silah bıraktı sonrasında. Biz buna 1 Ekim süreci diyoruz. 1 süreci ile başlayan süreçte eğer bu ülkede tam anlamıyla bu sorun çözülecekse, kan akmayacaksa, gençlerimiz ölmeyecekse, evlere ateş düşmeyecekse, gerçek anlamda bir barış gerçekleşecekse yüzde 5 bir ihtimal dahi olsa bu sürece destek veririz. Bu sürece desteğimizi ihtiyatlı, iyimser,tedbirli olmak sureti ile veririz. Biz destek verelim. Ama dikkatli olunması lazım.İhtiyatlı ve iyimser bakıyoruz.
Ancak sürecin aşamaları konusunda bilgilendirmeler dikkat ederseniz DEM Heyetinin muhalefeti bilgilendirmesi şeklinde gerçekleşiyor. İkincisi Devlet Bahçeli’nin telefon görüşmeleri ile gerçekleşiyor. Yaptığı açıklamalar ile m gerçekleşiyor. İktidar bunun neresinde? Problem bu. Cumhurbaşkanı süreci tam olarak sahiplenmiş değil. Belki son zamanlarda sahiplenmeye başladı. Ama Cumhurbaşkanının gördüğümüz kadarıyla sürece bakışı şu. Süreç başarılı olursa ben buna deste oldum derim ve sonuçlarından faydalanırım. Yok süreç başarılı olmayacaksa kenarda duracaktır. Ne yazık ki iktidar meclisi bu konuda bilgilendirmiş değil. Süreç konusunda bilgi sahibi değiliz. Meclisin inaktif edildiği, aktif olmadığı bir süreçte ne kadar başarılı bir sonuç çıkar biz şüpheliyiz. Bir an önce meclisin sürece dahil edilerek bilgilendirilmesi, geniş halk kitlelerinin sürecin devam etmesi konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ve mümkün olduğunca fazla bir toplumsal rızanın kazanılması gerekiyor.Aksi takdirde bu sorunun çözülme süreci yarım kalabilir. Bunun gerçekleşmesini istemeyiz.” dedi.
”Cezaevlerinde vardiyalı usulle insanlar yatıyor..Kapasitenin çok üstünde cezaevi nüfusu var.”
Hükümetin düzenleme yaptığı infaz paketi ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Yusuf Türkmen, bu güne kadar yapılan düzenlemelerin genellikle MHP lideri Bahçeli’nin suçlunun çıkarılması odaklı değişiklik teklifleri ile olduğunu söyledi. Cezaevlerindeki nüfusun kapasitenin çok üzerinde olduğunu ve tutukluların vardiyalı olarak yataklarda uyuduğunu belirten Türkmen şunları söyledi:
”İnfaz paketlerini biliyorsunuz. Geçmişte bir çok af paketleri var. En son Rahşan Affı’nı hatırlarız. İnfaz paketlerindeki infaz değişiklikleri cezaevlerinden daha çok MHP’nin, Devlet Bahçeli’nin teklifleri ile oldu bu zamana kadar. O da suçlu odaklı, suçlunun çıkarılması odaklı infaz paketi değişiklikleri yapılarak gerçekleştirildi. Örneğin Alaaddin Çakıcı’nın çıkarılması için infaz paketi değişikliği yapıldı ve bundan en az 10 bin kişi yararlandı.Daha sonra Kürşat Yılmaz için aynısı yapıldı.Bundan da çok kişi yararlandı. İnfaz paketleri aslında af yapılmak isteniyor. Cezaevindeki insan sayısı fazlalığından. 410 bin insan var cezaevlerinde. Bu kapasitenin çok çok üstünde. Cezaevlerinde vardiyalı usulle insanlar yatıyor. Yani 8 saat uyuyan kalkıyor ve 8 saat diğer kişi uyuyor.Kapasitenin çok üstünde cezaevi nüfusu var. Bunu azaltmak amaçlıdır. İnfaz paketi değişiklikleri ile alakalı olarak eşitlik ilkesine göre hareket etmek gerekiyor. Devletin çeşitli hassasiyetleri olabilir. Hassasiyetlere uygun olarak da bu değişiklik kapsamı dışına bazı suçlar çıkartılabiliyor. Ama suç eksenli olarak şnfaz paketi dışına çıkarılmalı.Örneğin adam öldürme suçları çıkarılabilir. Ama örgüt suçlarında bir örgüt için aynı suç infaz paketi dışına çıkartılıp, başka bşr örgüt için çıkarılmaz şeklnde bir düzenleme kbir hukukçu olarak kanaatimizce mümkün değildir. Anayasa mahkemesinden döneceği kanaatindeyiz.”
”Bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Ama sadece bir kişinin yeniden cumhurbaşkanı olması için değiştirilecek bir metin de değildir anayasa.”
Bu sorunlar infaz paketi değişiklikleri ile de çözülebilecek sorunlar değil.Ülkemizin çok daha derin bir hukuk ve adalet sorunu var. Bu anayasadan başlamak üzere çok çeşitli kanunlarda yapılması gereken değişiklikler var. Mevcut anayasa ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte değil.Değiştirilmesi gerekiyor belki Ama sadece bir kişinin yeniden cumhurbaşkanı olması için değiştirilecek bir metin de değildir anayasa. Buna da dikkat etmek lazım. Onun dışında ülkede hukuksuzluk had safhada. İnfaz paketinden bahsettik ama, en büyük problemimiz burada bizim tarafsız ve bağımsız bir yargıda roblemimiz var. Yargıya yönelk algı bu gün tarafsız ve bağımsız bir yargımızın olmadığı yönünde. Yargı gücün elinde bir sopa olarak kullanılıyor. Bir yargı mensubu olarak bunu çok üzülerek söylüyorum.”