Uncategorized

DEMİRBAĞ HARPUTTİMES’E KONUŞTU “GÖNLÜMÜZ ELAZIĞLI BİR FİRMANIN ALMASINDAN YANADIR”

Ak Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ ile Maden ihale süreci hakkında konuştuk.

Maden’de tespit edilen bakır, kobalt, kurşun, çinko ve demir maden rezervlerinin çıkarılması ve işletilmesi ile ilgili yapılacak ihalenin şartnamesinde yapılacak değişiklikler nedeniyle ihale ertelenmiş  21 Nisan’da ihalenin yapılacağı açıklanmıştı. İhale öncesinde Madenliler Derneği tarafından düzenlenen toplantıya katılmayan Ak Parti İl Teşkilatı konuya ilişkin olarak sürecin şeffaflıkla yürütüldüğünü beyan eden ortak bir açıklama yapmıştı.

 

Konuyla ilgili olarak harputtimes.com ‘a özel açıklamalarda bulunan Ak Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, Maden’deki istişare toplantısına katılmama kararlarının nedenlerini anlattı.Maden rezervleri ihale sürecinin şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü ve bu konuda yaratılan algıların hem Maden halkına, hem de Elazığ’a zarar vereceğini ifade eden Demirbağ, ihale sürecinde şartname hazırlanırken bölgede yaşayan vatandaşların talep ve beklentilerinin göz önünde tutulduğunu söyledi.Demirbağ, ihalenin usulüne uygun olarak yapılacağını ve siyasi olarak ihale sürecine müdahale edememekle birlikte gönlünden geçenin ihaleyi Elazığlı bir firmanın kazanması olduğunu dile getirdi.

TÜRKİYE’NİN BÖLGEDE SÜPER GÜÇ OLMASININ HEP ÖNÜNE GEÇİLDİ

Demirbağ şunları söyledi: ‘’Geçmişten bu güne Türkiye’nin bölgede süper güç olmasının önüne geçilmek için Güneydoğu’da petrol yatakları olsun, doğal gaz olsun Karadeniz’deki veya Akdeniz’de şu anda yakında belki açıklanır ciddi rezervler bulundu… Bütün bunlar hepsi üstü örtülmüş ve Türkiye’nin bölgede ve Dünya’da süper güç olmasının önüne geçilmek istenmişti. Sonrasında AK Parti iktidara geldi. Evet Ak Parti İ 20 yıldır iktidarda, ama bu süre içerisinde malum bir FETÖ hadisesi yaşandı. Devlet içersinde bir yapılanma oldu ve bu yapılanmanın dışarıyla ilişkileri vardı. Dolayısıyla Türkiye’nin bölgesel güç süper güç olma imkânının hep önüne geçtiler. Biz Ak Parti olarak bunun mücadelesini verdik hep. Geçtiğimiz süreçte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Bey( Albayrak) ve MTA ile birlikte bu aramalara hız verildi. Bu çerçevede Cumhurbaşkanımızın da bilgilendirmesi ve talimatlarıyla Maden’de de yapılan çalışmalar neticesinde bu önemli rezerv tespit edildi. Şimdi hal böyleyken bir bakıyorsunuz Maden’de Elazığ dışından, hatta Elazığ’dan da olabilir bu alanda yetkin firmaların bu rezervleri işletmesi gündeme geldi. Firmaları Elazığ ya da Elazığ dışından diye ayırmak da doğru değildir. Ama burada mesela Elazığlı olmayıp da bu alanda iş yapan firmaların ismi de geçiyor.Yıldırımlar Holding de  dahil 8-10’a yakın Türkiye’de bu konuyla ilgilenen firma talip oldu. Şimdi kalkıp da burada ihale iki defa ertelendi. Rekabeti artırmasını düşündüğümüz firmaların katılımını rekabeti arttırmak amaçlı iki defa ertelediler.  Bizler ciddi anlamda uğraştık. Bakanlık düzeyinde. İhale ikinci defa ertelendi. Şartnamede de belli ölçüde değişiklikler yapıldı, ancak buna rağmen bir bakıyorsunuz ki kamuoyunda muhalefet tarafından veya belli firmalar tarafından ve o firmalara angaje olmuş alt firmalar tarafından çeşitli spekülatif yorumlar ortaya atılıyor. İhaleyi alacak firma belliymiş, sanki ihale birine peşkeş çekilecekmiş türünde hem Cumhurbaşkanımızı hem de hükümetimizi zan altında bırakacak şekilde. Bu tarz haberlerle aslında ihaleyi bize verin baskısı oluşturulmak isteniyor. Böyle bir şey olmaz.

CUMHURBAŞKANINI HEDEF ALMANIN BİR ANLAMI YOK, İHALE AÇIK USULDEDİR

Maden rezervlerinin ihale sürecinin başından beri yaratılmak istenen olumsuz bir algı çalışması olduğunu da dile getiren Demirbağ bu algı çalışmalarının yersiz olduğunu çünkü ihalenin açık ve şeffaf bir şekilde yapılarak şartları yerine getiren firmaya verileceğini belirterek gönlünden geçenin Elazığlı bir firmanın ihaleti alması olduğunu vurguladı. Demirbağ:’’Burada Cumhurbaşkanını hedef almanın bir anlamı yok. Biz açık ihale yaptırıyoruz. Cumhurbaşkanımızla ve Enerji Bakanımızla görüştüğümüzde  bizzat kendisi ‘’açık ihale yapın, kim uygun teklif veriyorsa, uygun şartlarda ihaleye iştirak edip  de teklif veriyorsa alsın.’’ Dedi. Bu talimatlar ortada iken ve yapılacak ihale de açık olduğu halde ikide bir kamuoyunda bu şartname şöyle,  bu şartname böyle diye söylentiler çıkartılıyor. Kim giriyorsa girsin, uygun teklifi versin alsın. Bizim tarzımız budur.

ALACAK FİRMA KİM OLURSA OLSUN, YETER Kİ ELAZIĞ’A FAYDALI OLSUN

Burada tabii ki bizim önceliğimiz ve tercihimiz Elazığlı bir firmanın almasıdır. Bunu daha önce de defalarca çeşitli platformlarda dile getirdim. Etikrom konusunda bunun örneğini gördük.  Etikrom işletmesi ile benim bir problemim yok, ancak Elazığ’ın kaynaklarından bu kadar istifade eden bir firmanın Elazığ’a üç kuruşluk bir hayrı olmamıştır. Benim endişem, Maden konusunda da aynı durumun yaşanmasıdır. Alacak firma kim olursa olsun. Yeter ki Elazığ’a bir hayrI olsun. Mühendisinden kalifiye elemanına,  işçisine kadar bu konuların hepsi l bu şartnameye eklendi. %60 bölgeden almak kaydıyla belirtildi. Bunun da üzerinde durduk. Çünkü bu konu bizim için önemlidir. Hem çalışacak insan açısından hem de bu kaynakların Elazığ’da kullanılarak Elazığ’a ekonomisine katkı sağlamasını sağlamak açısından. Elazığ’da üretilen madenlerden Elazığ’da entegre tesisleri suretiyle hem işsizlik açısından hem de ekonomiye kazandırılması açısından önemli bir kaynak orası.Çok  önemli bir eser. Bu bakımdan da diyoruz ki; ihaleyi Elazığlı veya Elazığ’a azami ölçüde faydası olacak, hizmeti olacak bir firma alsın. Açık ihale olduğu için şu alsın, bu alsın deme lüksümüz yok.  Gönlümüzden geçen tabi ki Elazığlı bir firmanın almasıdır. İhale yapıldığında Elazığlı bir firma mı, Elazığ dışından bir firma mı alır? Bu anlamda bağlayıcı bir şey söyleyemem. Devlet, resmi organları da diyemez, biz de diyemeyiz Sadece gönlümüzden geçenleri söyleyebiliriz. Dolayısıyla şu anda hala Elazığ’da olan veya Elazığ dışında olup da Elazığ ile ilişkisi olan veya olmayan birilerinin kalkıp da bu şekilde meseleyi speküle ederek,  buradan Cumhurbaşkanımıza veya mevcut iktidara fatura çıkarılması, yıpratılması bizi üzer. Biz ortak açıklamayı yaparken bunu dikkate aldık. ‘’ dedi.