Elazığ Deva Partisi İl Başkanı Av. Mehmet Kangal meclise sunulan sosyal medya yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu. “

Yaklaşan 2023 seçimlerine doğru hükümetin özellikle sosyal medyada kendisine yöneltilen eleştirilerden rahatsız olduğu herkesin mâlumu .Bu düzenlemeyi , iktidarın politikalarını eleştirmeye yönelik, yolsuzlukları ortaya çıkaran araştırmacı

gazeteciliğe ve bağımsız gazeteciliğe yönelik bir saldırı olarak görebiliriz.” ifadelerine yer verdi. Başkan Kangal açıklamalarının devamında;

“İnternet haberciliği ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda başlandı. Sunulan bu teklifte bir kısım olumlu yeniliklerin bulunduğu görülse de, asıl amaçlanan ve dikkate alınması gereken çok tartışmalı konular mevcut. İktidar yaklaşık 2 ay önce seçim kanunlarında değişiklik yaparak,  masabaşı oyunları ile kendi faydalarına olduğunu düşündükleri değişiklikler yapmış, ancak toplum nezdinde asıl amaçları açıkça anlaşılmıştır.

Yaklaşan 2023 seçimlerine doğru hükümetin özellikle sosyal medyada kendisine yöneltilen eleştirilerden rahatsız olduğu herkesin mâlumu .Bu düzenlemeyi , iktidarın politikalarını eleştirmeye yönelik, yolsuzlukları ortaya çıkaran araştırmacı gazeteciliğe ve bağımsız gazeteciliğe yönelik bir saldırı olarak görebiliriz. Bununla amaçlanan; gazetecileri, internet haber sitelerini susturalım, sosyal medyada görüşlerini paylaşan vatandaşları susturalım, susmayanları da yargılayalım diyorlar.

Yalnız internet gazeteciliğini ve basını değil muhalif kesimi de 2023 seçimleri öncesi susturmayı amaçlayan hatta korkutarak susturmayı amaçlayan bir teklifle karşı karşıyayız.

Bu düzenleme kapsamında dezenformasyon ile mücadele adı altındaTürk Ceza Kanunu’na yeni bir suç tanımı eklemek istiyorlar. ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun eklenmesini öngören teklifte, geniş kapsamlı tanımlanmış bu suç çerçevesinde sadece muhalif kişiler değil, aynı zamanda basın kuruluşları ve gazeteciler yeni bir suç tiplemesi ile ceza soruşturmaları ve yargılamaları ile karşılaşacaklardır.

Muğlak tanımlarla bir korku ortamı yaratılması, zaten mevcut olan korku ortamının daha da genişletilmesi sonucunda,  hem basının hemde muhalif olan tüm vatandaşların ağzına kilit vurma çabası içerindeler. Bu suç tanımının yorumlanması konusu da ucu açık bir alan yaratacak gibi görünüyor.Kişinin endişe, korku ve panik yaratma amacının tespiti nasıl yapılacaktır? Bu amacı taşımayan kişilerin cezai müeyyide ile karşılaşma tehlikesi nasıl ortadan kaldırılacaktır? Yoruma dayalı eleştirel haberlerin yayılımı da bu kapsama girecek midir?Bu gibi çekincelerin fazlasıyla yer aldığı bu düzenleme daha çok tartışılacağa benziyor.

2023 seçimlerine giden dönemde sıklıkla bu suç tiplerinin ve yaptırımların kullanılacağını, bu kurallara uymayan sosyal medya platformlarının cezalandırılacağını ne yazık ki göreceğiz.

Hükümet açıkça, insanlarımızın ifade hürriyetlerini yok etmeye ve seçime giderken tüm toplumu baskı altına almaya çalışmaktadır. 

Ülkemizin durumu artık gizlenebilir gibi değil. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Hayat pahalılığı, adaletsizlikler, yolsuzluklar, yasaklar ve türlü rezillikler artık herkesin malumu. Hükümet televizyon ve radyoları RTÜK ile kontrol altına aldığı gibi interneti ve sosyal medyayı da kontrol altına almak istiyor. Belki geçici olarak kısmen başarılı da olabilir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz DEVA Partisi olarak hem sosyal medyada hem de sahalarda, caddelerde ve sokaklarda olacağız. Halkımızın haber alma özgürlüğünü ve düşüncelerini ifade etme hakkını savunacağız. Sokakta insanlarımıza dokunacak, sıkılmadık el bırakmayacağız. Bu kötü yönetimi ilk seçimde gönderecek, Türkiye’yi herkesin refah ve huzur içinde yaşayacağı gerçek bir hukuk devleti yapacağız.” dedi.