Değerli vatandaşlar, Akkuyu NGS hakkındaki düşüncelerimi partim adına birçok yazımda ifade etmiş ve üretilen elektriğin %12 oranlı kayıp-kaçak kısmının önlenmesi halinde her yıl bir NGS’nin üreteceği elektriğin elde edilmiş olacağını, çevre ve insanımıza olumsuz etkileri yok denecek kadar az olan Toryum yakıtlı reaktörlerin kullanılması gerektiğini belirtmiştim. Bu yazımda, Akkuyu NGS’nin bire bir aynısının Rusya tarafından (teknolojisi ve kapasitesi aynı) Mısır için DNS (Dabaa Nükleer Santrali) hangi şartlar da yapılacağını ele almak istiyorum. Teknik açıdan hiçbir fark yok ancak finansman modeli açısından çok ciddi farklar var. Nedir bunlar;
• Mısır, DNS santral maliyetinin %85’ini Rusya’dan yıllık %3 faizli kredi kullanacağından
toplam maliyeti 27.5 milyar dolar olacak. 1kWh elektriğin maliyeti ise 7-8 dolar/cent
olmaktadır.
• Mısır kullandığı kredinin geri ödemesine 2029 yılında başlayacak ve 22 yılda
tamamlayacak.
• DNS için Rusya Mısır’a 60 yıl boyunca yakıt sağlama, 10 yıl boyunca da teknik destek ve
bakım garantisi vermiştir.
Değerli vatandaşlar, bu şartlar ilgili devletin kendi menfaatlerini nasıl koruduğunu
gösteriyor. Peki Türkiye Akkuyu NGS için Rusya’ya neler veriyor bakalım;
• Türkiye Akkuyu NGS’nin yıllık üreteceği 35 milyar kWh elektriğin yarısını yani; 17.5 milyar
kWh elektriği 15 yıl boyunca kWh başına 12.35 dolar/cent bedelle satın almak zorunda.
Sonraki 45 yıl için ise elektriğin kWh başına fiyatı piyasa koşullarından yapılacak.
• Türkiye 15 yıl boyunca almak zorunda olduğu elektrik için Rusya’ya yaklaşık olarak 32.5
milyar dolar ödemiş olacak. Yani, Rusya santralin maliyetini 15 yılda karşılamış olacak.
• Akkuyu NGS’nin sahibi ise Rusya olacak.
Erdoğan-Putin Soçi görüşmesi öncesinde sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ülkemiz menfaatlerinin korunması noktasındaki uyarılarını yaparak beklentilerini aktarmıştı. Ancak;
Erdoğan-Putin görüşmesinden Akkuyu NGS hakkında tek bir olumlu sonuç alınamamıştır.
Rusya’nın, Mısır ve Türkiye ile yaptığı NGS anlaşmalarına bakıldığında,
• Mısır, ülkesinde kurulacak Nükleer santralin sahibi; Türkiye’de kurulan Akkuyu NGS’nin
sahibi ise Rusya.
• Mısır DNS’de, elektriğin kWh bedelini MISIR belirliyor; Türkiye NGS’de, elektriğin kWh
bedelini RUSYA belirliyor.
• Mısır, 10 yılın sonunda Nükleer Santralin teknolojisine sahip olacak; Türkiye Akkuyu
NGS’nin teknolojisine asla sahip olmayacak.
• Akkuyu NGS atıklarının tamamen Rusya kontrolünde olması nedeniyle ne yapılacağı
nasıl, nerede ve ne şekilde depolanacağının belirsizliği ülkemiz için ciddi bir tehlike arz
etmektedir.
Değerli vatandaşlar, görüldüğü üzere ülkemizde kurulan santralin sahibi değiliz, üretilen elektriği 60 yıl boyunca dayatılan bedelle satın almaya mecbur bırakılmış ve Nükleer santral teknolojisinden de dışlanmış durumdayız. DOĞRU PARTİ işte tüm bunların farkındalığında olduğu için her türlü teknik çalışmalarını yaparak, itirazlarını ve yapılması gereken hususları ve özellikle Enerji güvenliğini sağlamak için enerji kaynaklarının çeşitlendirmesi gerektiğini, sosyal ve görsel medya aracılığıyla sizlerle birçok kez paylaştı. Bu konuda, enerji uzmanı Necdet Pamir beyin de her ortamda belirttiği üzere enerjide, “doğal gazda %45, ham petrol ve petrol ürünlerinde %24, taş kömüründe %39, nükleerde %100” Rusya’ya bağlı duruma geldik. Yani; artık enerjide Rusya’ya tam bağımlıyız. Aynı zamanda da NATO üyesi bir ülkeyiz. Ne yaman çelişki değil mi? Bu durum ülkemiz açısından gelecekte yeni sorunların temelini oluşturacaktır. Değerli vatandaşlar, dün olduğu gibi bugün de Akkuyu NGS’nin ülkemiz sırtına eklenen bir kambur olduğu savından hareketle, DOĞRU PARTİ olarak gelecek açısından son derece riskli ve MISIR’da kurulacak DNS örneğiyle karşılaştırdığımızda oldukça pahalı olan Akkuyu NGS yapımının derhal durdurulması ve yeniden Toryum yakıtlı reaktörler içerecek şekilde projelendirilmesinin uygun olacağı tarafındayız. Sizlere hatırlatmalıyım ki, Türkiye Erdoğan sayesinde Putin’in çiftliği haline getirilmiştir. Eğer bunu da görmek istemiyorsanız Pes artık pes diyorum