Ana Sayfa GÜNDEM, ÖZEL HABER 25 Ağustos 2022 343 Görüntüleme

ÇİFTÇİLERİN SORUNLARINI DİLE GETİREN ELAZIĞLI ÇİFTÇİ “DEVLETİMİZİN POLİTİKASI YANLIŞ”

Çiftçilerin yükü her geçen gün daha da ağırlaşırken Elazığlı çiftçiler bu sorunların son bulması gerektiğini vurgulayarak uygulanan sistemlere tepki gösterdi. Elazığ’da baba mesleği olarak işini sürdürdüğünü ifade eden Genç Osman adlı çiftçi sıkıntıların bir türlü bitmediğini, devletin birçok konuda değişikliğe gitmesi gerektiğini vurguladı. İlimizde yaşayan çiftçilerin en büyük sorununun Uluova projesinin kapsadığı köylerde ki kuyulara ruhsat verilmemesinin sulu tarım yapmak isteyen çiftçileri zor durumda bırakması olduğunu belirten Genç Osman, “Biz artezyen kuyu yani yer altı kuyusu vuruyoruz 100-150 metre buralarda hayvanlarımızın bitki ihtiyacını, şeker pancarı ihtiyacımızı yani sulu tarım yapabilmemiz için bizim bu kuyudan su çekmemiz şart.” dedi.

SULU TARIM YAPABİLMEMİZ İÇİN KUYUDAN SU ÇEKMEMİZ ŞART

Elazığlı çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları dile getiren Genç Osman, Uluova projesi ile büyük bir mağduriyet yaşadığını dile getirerek;

“Bizim Elazığ’da en büyük sorunumuz  Uluova var. Uluova’da 1978 yılında  devletimiz sağolsun getirdi bir Uluova sulama projesi kurdu ve bu kanallar bir mühlet DSİ kontrolünde çalıştı. Sonra bunu devlet kooperatifleştirdi falan devlet ne yaptı bir türlü çiftçiler parasını ödediği halde yönetim parayı yedi.  Bu kanal iptal oldu. Yani şimdi Türkiye’nin bütçesinin %5’ini %2’sini buraya bağlasalar bu projeyi yapamazlar. Hep kanallar, asma kanallar sularımız oldu Keban barajından suyumuzu alıyorduk. Şimdi bu kanal bizim Elazığ’da Uluova ve Kovancılar bölgesinde kapalı alan ilan etmişler. Şimdi kanalda su yok kanal diye bir şey kalmadı bu toplaşmadan dolayı arazide ki bütün kanalları devlet geldi kaldırdı götürdü, kırıldı yani kanalda çalışmıyor. Şuanda Uluova kanalı diye bir kanal yok ama biz çiftçi olarak çok mağduruz. Neden? Bizim burda çiftçilerimize devlet getirmiş bir kapalı sistem kurmuş.  Biz artezyen kuyu yani yer altı kuyusu vuruyoruz 100-150 metre buralarda hayvanlarımızın bitki ihtiyacını, şeker pancarı ihtiyacımızı yani sulu tarım yapabilmemiz için bizim bu kuyudan su çekmemiz şart.” dedi.

DEVLETİN ACİLEN BU KURALI KAPALI ALANDAN ÇIKARMASI GEREKİYOR

Uluova’da binlerce kaçak kuyu olduğunu belirten Elazığlı Çiftçi Genç Osman, bazı kişilerin tanıdık vasıtasıyla tarım abonesi alabildiğini ancak bunların dışında ki  çiftçilerin ticari abone kullanmak zorunda kaldığını belirtti. “Neden faydalanamıyoruz? Çünkü bizim kuyularımız ruhsatsız devletimizden acilen bu kuralın kapalı alandan çıkartılmasını ve buraya bize kuyularımıza ruhsat verilmesini ve biz devletin verdiği imkanlardan faydalanmak istiyoruz.” ifadelerinde bulunan OSMAN;

“Biz bunları devlet buraya kapalı alan kurduğu için, yasak getirdiği için bunları kuramıyoruz. Uluova’da binlerce kaçak kuyu var bunların bir kısmı elektriği şantiye, bir kısmı ticari bir kısmı da adamını bulmuş gitmiş devletten Tarımdan, DSİ’den müdürü bulmuş şefini bulmuş tarım abonesi almışlar ama aslında yasaktır. Yasak olmasına rağmen bazıları bundan faydalanıyor %90’ı faydalanamıyor. Biz kaçak elektrik çekiyoruz işte elektriğin maliyeti çok pahalı tarımla ilgili abone olursa elektriğin fiyatı çok düşer. Ve kuyularımızı da biz devletin verdiği basınçlı sulama sistemlerinden faydalanamıyoruz. Neden faydalanamıyoruz? Çünkü bizim kuyularımız ruhsatsız devletimizden acilen bu kuralın kapalı alandan çıkartılmasını ve buraya bize kuyularımıza ruhsat verilmesini ve biz devletin verdiği imkanlardan faydalanmak istiyoruz.

Bu dediğimiz köyler bu Uluova Kanalı’nın aldığı bütün köyleri kapsıyor. Örneğin Koçkale diyorlar ordan başlıyor bu şekilde tahminime göre 50-60-70 tane köy var. Toplam tahminime göre 50 bin dönüm arazi var bu 50 bin dönüm arazi şu anda hepsi kaçak kuyu vuruyor, kaçak elektrik kullanıyor, bununda bize maliyeti çok yüksek. Kaçak elektrik derken şu şekilde bizler devlete parasını ödüyoruz, tarımla ilgili kaçak oluyor yoksa ticari abonemiz var. Yoksa yanlış anlaşılma olmasın devletimize elektrik faturasını ödüyoruz. Yani tarım abonesiyle ilgili kaçak demek istedim. Tarım abonesi de alamıyoruz ve bu devletin bize verdiği %50 hibenin basınçlı su sistemleri varya borular falan biz ondan ruhsatımız olmadığı için faydalanamıyoruz. Acilen buna bir çözüm gelmesi lazım.” dedi.

KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN NE FAYDASI VAR?

Çiftçilerin sürekli olarak birlik ve kooperatiflere yönlendirilmesinin bir zaman kaybı olduğunu bildiren OSMAN, çiftçilerin devlet desteği alırken yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Harputimes.com’a özel açıklamalarda bulunan Osman;

“Artı ikinci devletin bu kooperatifleşmesi bu işte SSK size bir örnek vereyim Ziraat Odasına üyeyim ben , ben şimdi üretici miyim, devletten ÇKS’mi alıyor muyum, sen beni neden mecburi olarak Ziraat Odasına yönlendiriyorsun ben neden oraya mecburi para ödüyorum. Yani Ziraat Odası’nın çiftçiye faydası ne sadece yılda bir sefer çıkar derki işte buğday 10 bin lira devlet derki yav kardeşim işte 5 bin lira yılda bir sefer bu boğuşmayı yapar.

Şimdi bizim bir şeyimiz var Damızlık Birliği var. Şimdi ben aynı zamanda besiciyimdir buzağı desteği alıyoruz işte illaha damızlık birliğine üye olacaksın ki atıyorum devlet buzağıya 500 lira veriyorsa oraya gittiğinde sana 300 lira veriyor. 800 lira veriyor 300’de fark veriyor o farkıda direkmen birlik alıyor. Birliğin bize faydası ne ? Hiçbir faydası yok. Şimdi biz tarım krediye ben bir çiftçi olarak , bir besici olarak nerelere aidat ödüyoruz?

  • Tarım krediye ödüyoruz
  • Pancar Kooperatifine ödüyoruz pancar ektiğimiz için
  • Buzağı desteği almak için Damızlık Birliği’ne ödüyoruz
  • Bize devlet burada hayvan başı 250 lira falan para veriyor, biz Kırmızı Et’ e üye olmasak onu da alamıyoruz.
  • Biz Tarım Kooperatifine gübre alıyoruz biz oraya üye olmasak aidat ödemesek ordan destek alamıyoruz.

Orda Tersim diye bir sigorta var biz kredi falan çektiğimiz zaman Ziraat Bankası olsun Tarım Kredi Kooperatifi olsun bize zorla Tersim Sigortası yaptırıyorlar ve biz Tersim sigortasından faydalanamıyoruz. Örneğin benim ineğim öldü ben söyledim efendim sen ne kapsamlı yapmışsın , ekinim kurdu bilmem filan tarihte sam yeli esmişte sizin tarladan geçmişte ekin ondan kurumuş o gün bana haber vermemişsin. Ben radar mıyım samyelinin ne zaman geçtiğini bileyim. Şimdi biz buralarda çok sıkıntı çekiyoruz. Devlet üreticiye direkmen parasını ödesin. Bu yıl bize devlet Toprak Mahsulleri Ofisi 7 bin , 7 bin 400 lira fiyat verdi. Biz 6 bin 400 lira aldık 1000 lira için tekrar gittik işlem yaptık, tekrar para gitti bankaya yattı bilmem ne oldu. Zaten 7 bin 400 lra mı çıkardın direkmen benim paramı oraya yatır.

Sonra artı bize 100 lira hububat desteği veriyorlar Artık bu yılda tam belirlenmedi. Ayrıca bu hububat desteğine biz işte Ziraat Odasına  ulaştık , evrakları falan düzeltiyoruz.” dedi.

BUNUNDA ALTINI ÇİZİYORUM “BUĞDAYDA DAHİ KOTA VAR”

Elazığ’da uzun yıllar çiftçilik yapan  Genç Osman, Toprak mahsülleri ofisleri Türkiye’de kota olmadığını  söylüyorlar ama buğdayda dahi kota var ifadelerine yer verdi. Osman “Devlet aynen altını çiziyorum bak tekrar söylüyorum “buğdayda dahi kota var“ gerçek çiftçiler bilirler. ” dedi.

Açıklamalarının devamında devletin politikasının yanlış olduğunu vurgulayan OSMAN;

“Sen şimdi devlet olarak veriyor musun kardeşim hepsimi birden fiyatın içerisine koy gidelim bir seferde paramızı alalım çıkalım. Sen bizi bir daha git gel ihmali takip et yok işte bunlar çiftçiye para vermiş yok şu oldu yok bu oldu ayrıca Toprak Mahsulü Ofisleri  bununda altını çiziyorum  diyorlar ki Türkiye’de kota yok buğdayda dahi kota var. Devlet aynen altını çiziyorum bak tekrar söylüyorum “buğdayda dahi kota var“ gerçek çiftçiler bilirler. Çiftçiyiz yıllar önce babamız ölmüş , dedemiz ölmüş mallar bölünmemiş varisler var onun için biz bu varislerden dolayı ÇKS’den eksiklerimiz var yapamıyoruz.

Devletimizin politikası yanlış yani şimdi bunlar diyor ki çiftçileri bu başkanlar yönetiyor 100 bin kişi çiftçi varsa biz onlarla muhatap olmayalım bu başkanlarla muhatap olalım bunların sorunlarını başkanlar bize anlatsınlar işte onlar bunları yönetiyor , yönlendiriyor, bunlar ne derse o olur. Halbuki kaçıncı yüz yılda yaşıyoruz kardeşim artık çiftçilerin %80’i üniversite okuyorlar. Yani bizi bu birliklerden , odalardan, koperatiflerden koparsınlar biz bunlardan çok rahatsızız. Çiftçi bir kişiyle muhattap olsun zamanımız kayboluyor. Gel fatura ver gel birliğe git oraya gel buraya bunlar niye olsun. Kardeşim ben şimdi üretici miyim üreticiyim devlet bana destek veriyor mu benim 10 tane mi hayvanım var. Bana 1000 lira mı verecek 100 lira mı verecek onu ya getirsin ete eklesin ya getirsin süte eklesin veya benim direk hesabıma eklesin. Üçüncü dördüncü şahısları arada barındırmanın ne anlamı var? Bunu söylemek istiyorum yani biz çiftçileri başkanlar yönlendirmiyor.  Yanlış izlenimde kimse olmasın. Bizi kimse yönlendiremez biz çiftçiyiz biz zarar ettiğimiz zaman bu işi kesinlikle bırakırız para kazanmayan dünyanın her tarafında aynıdır.  Ticaret yapan adam , iş yapan adam , memur olsun eğer bir adam bir yerden para kazanmıyorsa  zarar ediyorsa o işi bırakır. Bırakır çünkü kimsenin sözü kimseye fayda etmez. Ben bunu kesinlikle dile getirmek istiyorum. Ayrıca kesinlikle bizim bu Elazığ’da bu kapalı alanın kaldırılması lazım.

Kapalı alan diye bir şey yapmışlar sen gidip kuyu vuramazsın, su çıkaramazsın, arazini sulayamazsın, ruhsat alamazsın. Eğer bu ovada binlerce kuyu varsa bu çiftçi bu kuyuları vurmuş su çekiyorsa neden hepsi tarım abonesi olmasın? Neden elektriği ucuza kullanmasın neden devletimizin verdiği %50 hibeden borusunu almasın, basınçlı suyunu almasın? Neden almasın? Kapalı alanı kim koymuş neye dayanarak koymuş?” dedi.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com