Ana Sayfa GÜNDEM, KÖŞE YAZILARI 13.12.2022 1006 Görüntüleme

BATUHAN KARAMAZI’NIN KALEMİNDEN

Sanat Sanat İçin Midir? Yoksa Toplum İçin Midir?
Sanat sadece sanatçılara bahşedilen bir “ünvan” değildir. Tüm topluma ve insanlığa bahşedilen bir olgudur. Sanat olgusu insanlığın ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Sanatçıların iyiye ve güzel olana yönelmesi etrafındaki nesnel varlıkları incelemesiyle felsefede var olan kuramları ortaya çıkarmıştır. Bu da Felsefede Ontoloji kavramına yönelmemize neden olmaktadır. Felsefe de Aristoteles, Hegel, Immanuel Kant gibi. Düşünürler Sanatı farklı açılardan ele almıştır. Aristoteles sanat kavramını “sanat taklittir” şeklinde ifade etmektedir. Hegel, klasik sanat biçiminde gerçekleşen mutlak olanı ifade eden kendi ve kendisinde “tinsel öznelliği” bulan şeyin “öz-biçim” olduğunu söylemektedir. Immanuel Kant ise, sanata yönelmenin ve sanattaki güzele karşı ilgimizi ahlaki iyi ile karışmadığını sorgulamaktadır.
Sanat, insanların duygu,  düşünce ve iç dünyasını herhangi bir yüzeye aktarmasıdır. Kullanmış olduğu malzemeye göre çeşitlilik göstermesinin yanı sıra işlenmiş olduğu konuya göre de farklılıklar göstermektedir. Bu bağlam da bir eserin konusu; kültürel değerler, yaşam tarzı yapıldığı dönemin sosyal ve siyasi yapısından geçer. Bunların akabinde; kullanılan renk ve teknik özellikler hangi sanat akımından etkilendiğini de göstermektedir. Tüm bu gelişmeler kültür olgusunu da beraberinde getirmiştir. Kısaca, Kültür kavramını tanımlayacak olursak; Bir toplumun varlığını oluşturan en temel yapı taşıdır.
Sanat eserleri, yapıldığı dönemin toplumsal ve kültürel özelliklerine göre de ele alınmaktadır. Bir sanat eserinin irdelenerek, yorumlanması ancak; sanat eleştirmenleri tarafından yapılabilir. Bu bakımdan sanat sanat için midir? Yoksa toplum için midir? sorusunu ele alacak olursak; Bu konuyla ilgili yazılmış bilimsel bir kaynak yoktur. Sanatçının “idea” bir diğer ifadeyle “ruh hali” ve bakış açısına göre, izleyicide uyandırdığı etki ve vermek istediği mesaj, ekseriyetle doğru orantılıdır. Sanat, olanı kopyalamak değildir! Bir Sanatçı, tasarımcı yönüne göre vermek istediği mesajı dışa vurarak, izleyiciye yansıtmaktadır. Sanatçının karşı tarafa vermek istediği mesaja yoğunlaşmak oldukça önemlidir. Hangi dönemde yapıldığı tarihsel açıdan incelenerek, Sanat Eleştirmenleri tarafından tenkit edilmelidir. Sanat eserleri, teknik özellikleriyle renk, ahenk, uyum ve üslup bakımdan hangi akımdan etkilendiğini irdelemek de önemli rol oynamaktadır.
Bu nokta da karşımıza çıkan bir diğer soru da Sanat ve Zanaat arasındaki fark nedir? sorusudur. Sonuç olarak; Sanat, kâr amacı gütmeksizin izleyicinin beğenisine sunulmaktadır. Sanat eserleri eşsizdir. İnsanda uyandırdığı güzelliği ve estetiği temsil eder. Başka bir deyişle; yapılan her eser estetik kaygı taşımaktadır. Zanâât ise, ticari amaçla yapılmaktadır. Genellikle, bir ihtiyacı karşılamak amacıyla, usta-çırak ilişkisi içerisin de bir gelişme göstermektedir. Zamanla İnsanların geçim kaynağı haline gelmiştir.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com