PROF. DR. BİLAL ÇOBAN: “TAM BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLACAKSANIZ EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞINIZ OLACAK”
Prof. Dr. Bilal Çoban’ın kurduğu Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan Elazığ ili ve ilçeleri için kalkınma projelerinin yer aldığı kitap yayımlandı.
Elazığlı akademisyen ve siyasetçi Prf. Dr. Bilal Çoban, şehrin kuruluşundan bu güne gelişimini ele alarak sektörel ve sosyal anlamda şehrin sorunlarına ışık tutacak kalkınma planlarını içeren çalışmasını kamuoyuyla paylaştı.
Elazığ’ın kadim uygarlıklara beşiklik etmiş bir coğrafyada yer aldığını ifade eden Bilal Çoban, eğitimden sağlığa, turizmden enerjiye, sanayiden tarıma 10 ana sektör üzerinden Elazığ’ın il ve ilçeleri için kalkınma planı oluşturduklarını söyledi. Prof. Dr. Bilal Çoban, şehri iyi bilen, kültürel, tarihsel, sosyal ve ekonomik olarak şehri tanıyan biri olarak bir yıllık bir çalışma neticesinde Elazığ’ın kurtuluş ve kalkınma planının hazırlandığını belirten Çoban;” ‘Önümüzde gelişen, büyüyen bir Türkiye, emperyalizm mücadelesi olan üretim modelleri yeniden şekillenecek olan bir Türkiye varsa, o zaman biz 2023’le 34 arası şehir olarak bizde pozisyon alabilmeliyiz” dedi.
2023 yılı seçimlerini milat kabul ederek ve 2034 yılını da Elazığ’ın kuruluşunun 2. yüzyılı olduğu gerçekliği ile, 2. yüzyıl sonuna kadar Elazığ’da ve ilçelerde kalkınmayı amaçlayan çalışmaların hem kaynaklarda araştırılarak, hem de yerinde izlem gerçekleştirilerek tamamlandığını ifade eden Çoban, çalışma sürecine dair şunları söyledi.
”Elazığ’ın kurtuluş planı ile ilgili bilgi vermek isterim. Tabi bildiğiniz gibi ülkelerin, şehirlerin gelecek projeksiyonlarını oluşturacak tarihler oluşturulur. Mesela Cumhuriyetin 100. yılı, işte 2023 yılı, 2071 yılı gibi ve buna uygun pozisyonlar buna uygun stratejiler oluştururlar bu tarihler önemlidir. Elazığ’da da biz Elazığ’ın kuruluşunu 1834 kabul ettik.- çünkü Harput’tan aşağı 1834 yılında inilmiş- 200. yılını 2034’e denk getirerek Elazığ’ın kuruluşunun 200. yılında “Nerede bir Elazığ? ” Aslında temelde buna cevap aramaya çalıştık” Önümüzde gelişen bir Türkiye, büyüyen bir Türkiye işte emperyalizm mücadelesi olan üretim modelleri yeniden şekillenecek olan bir Türkiye varsa o zaman biz 2023’le 34 arası şehir olarak bizde pozisyon alabilmeliyiz. Tabi bu pozisyonu alabilmek için önce altlık oluşturmak gerekecekti şehrin güçlü yönleri, zayıf yönleri , fırsatları , tehditleri ortaya koyulacak ki bunun üzerinden bir gelecek projeksiyonu oluşsundu. Biz de 10 tane sektör belirledik.
SADECE ELAZIĞ İÇİN DEĞİL, İLÇELERİ İÇİN DE YERİNDE İNCELEYEREK İHTİYACA UYGUN KALKINMA PLANLARI OLUŞTURDUK
Eğitim, madencilik, spor, enerji gibi bir çok konuda sadece Elazığ değil Elazığ’ın ilçelerine de ayrı ayrı her yörenin kendine özgü özelliklerine göre bir plan kurduklarını aktaran Prof. Dr.Bilal Çoban:
”Dedik ki; biz eskiden eğitim şehriydik. Türkiye birinciliğinden bugün 72. sıraya düşmüşüz. Eğitim şehri olabiliriz ama nasıl? Bu 10 yıl içerisinde neler yapılması lazım? Tuttuk eğitimin güçlü yönünü, zayıf yönünü, fırsatını tehdidini, eğitimle ilgili yaklaşık 100 tane projeksiyon önerisinde bulunduk.
Biz madencilik şehri olabiliriz dolayısıyla madenciliğin güçlü yönünü, zayıf yönünü, fırsatını, tehdidini ve yapılması gerekenler gibi bunun su ürünlerinde, tarım – hayvancılıkta, lojistikte, ulaşımda vs. 10 tane belirlediğimiz sektörde böyle bir çalışma yaptık.
Elazığ köyleriyle, ilçeleriyle aslında tanıtılabilir. Onun için ilçelerin kalkınma planları da önemlidir. Palu’nun Kurtuluş Planı, Ağın’ın Kurtuluş Planı, Karakoçan’ın Kurtuluş Planı, Baskil’in Kurtuluş Planı gibi her ilçeye özel çalışmalar yapıldı. Yani gidildi Palu’nun güçlü yönü, zayıf yönü, fırsatı, tehdidi ve 2034’e kadar yapılması gerekenleri projeksiyon olarak ortaya koyduk. Tabi uzun ve meşakkatli bir çalışma oldu yaklaşık 1 yıl sürdü. Yani yerinde gideceksiniz, göreceksiniz tabi literatür taraması önemli. Geçmiş dönemlerde kalkınma kurultayları yapılmış, ekonomik kurultaylar yapılmış, belli konular yazılmış çizilmiş vs. dolayısıyla bunların literatür taraması yapılarak elimizde 2 tane kurtuluş planı reçetesi oldu. Bunlardan 1 tanesi sektörel anlamda diğeri ilçeler anlamında yaklaşık 380 sayfalık bir plan kitapçığı oldu. Tabi bunların içerisinde aşağı yukarı yaklaşık 1550 tane gelecek stratejileri var.
AMAÇ ŞEHRİN SORUNUNU ÇÖZEREKEN AYNI DİLİ KONUŞALIM
Şehrin sorunlarının giderilmesi konusunda bürokratın da, siyasetçilerin de aynı perspetiften bakarak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Bilal Çoban : Amacımız şuydu: Şehri toplamda hep aynı dille konuşalım, her gelen bürokrat, her gelen siyasetçi kendi benliğindeki Elazığ’ı konuşmasın. Biz toplamda aynı şeyleri konuşalım . 2023’üde şöyle planladık dedik ki; 2023’te bu şehri yönetmek için elini kaldırıp aday adayı olan herkese götürelim bu kitapları verelim, bir de bizim gözümüzle bu şehri okusun, görsün. Mesela Arıcak’a giderken Arıcak’ın kurtuluş planını okusun, Arıcak’ın güçlü yanını , zayıf yanını fırsatını, tehdidini gözünün önünden geçirsin. Hep birlikte bütün siyasi partiler aynı şeyi düşünsün. Çünkü sorun ve çözüm nettir. Bu şehri yönetmek için elini kaldırıp vekalet isteyenler aynı duygu düşüncede bulunsun. Tabi 1550’nin hayata geçirilmesi bizi Türkiye’de 1 numaraya getirir. Ama bunu işte kısmen %10′ gerçekleşebilir, %50’si gerçekleşebilir buda bizi yönetecek olan insanların özverisine bağlı. Çünkü devlet de kalkınma planları yapıyor. Devlet Planlama Teşkilatı vardı 5 yılda bir döndürülüyordu. Şimdi devlet planlama teşkilatları kapandı, ofislere dönüştü. Ama biz şehrin kalkınma planını yapmak zorundayız.
EĞER BU ŞEHRİ YÖNETMEYE TALİPSENİZ, ŞEHRİN TARIMINI, SANAYİSİNİ, HAYVANCILIĞINI BİLMEK ZORUNDASINIZ
Siyasi ve akademik sorumluluğu gereği talepleri ilgili kaymakamlarla ve yöneticilerle görüşerek taleplerinin somutlaştırılmasını istediklerini de ifade eden Prof. Dr. Bilal Çoban: ”Bizim entelektüel sorumluluğumuz, Hazar Stratejik Araştırma Merkezi Derneğinin sorumluluk hissetmesi ve benim de ara ara siyasetin içinde yer aldığım gelecekle ilgili projeksiyon geliştirme taleplerimizin somutlaşmasını istedik. Bir kaymakam da bu ilçeyi yönetirken otursun ilçeyi bir de bizim gözümüzden görsün. Tabi ki şunu yapmasını arzu ediyoruz. Biz ilçelerin içerisinde de 10 tane sektör belirledik o ilçelerin içerisinde işte eğitimle ilgili, tarımla ilgili, gençlik sporla ilgili projeksiyonlar var. Çağırsın yöneticileri, ilçe tarım müdürünü, ilçe gençlik spor müdürünü yada ilçenin herhangi bir müdürünü ‘ bu 5 konu senin seninle ilgili bu 18 konu seninle ilgili sende ekleyerek bunu değiştirerek, düzelterek al bakalım desin biz toplamda bir kalkınma hamlesi oluşturabilirdik derdimiz buydu. Bunun kısmen literatür kısmını bitirerek araştırma kısmını tamamlayarak ve sonunda somut olarak kitaplaştırarak belli bir noktaya getirdik. Şimdi yöneticilere sıra geldi bu yöneticilerde de bir toplam kalite arzu ediyoruz. Eğer bu şehri yönetmeye talipseniz bu şehrin sanayisini, üretimini, tarımını, hayvancılığını bilmek zorundasınız. Yani bilin istiyoruz daha doğrusu dolaysıyla bu entelektüel sorgunun umuyoruz ki bu şehrin kalkınmasına, gelişmesine, güzelleşmesine yardımcı olur, katkı koyar uyumuyorum ki başarılı olur.”dedi.
EMEK VERDİĞİMİZ BÜYÜK BİR PROJE.BUNUN HAYATA GEÇİRİLMESİ BİZE TEŞEKKÜR OLACAK
Buna karar verme aşamasında biz bu durumu vali bey ile paylaştık. Biz bunu bir kerede yapmak yerine haftalara yayarak anlatma gereği duyduk. Yaklaşık 25 hafta boyunca, her salı günü bir parçasını kamuoyuna ve vatandaşlarımızla paylaşarak bir araya geldik.Burada bir kere de yapmamamızın amacı şu farkındalık düzeyini arttırmak ve bir kere de tanıtılıp unutulmasını engellemek için yaptık. Her yayınladığımız hafta eğitimle ilgili ise Milli Eğitim Müdürlüğü’ne söyledik. Turizmle ilgili ise, turizm müdürlüğüne örnek veriyorum, Arıcak’la ilgili ise oranın Kaymakamı ve Belediye başkanıyla istişare ederek onlara söyleyerek sunduk. Bu bir emek bunun hayata geçirilmesi bize teşekkür olacak.
Bu yaptığımız çalışma raflarda kalmayacak. Sonuçta biz de akademisyeniyiz bir tezi yapıp ortaya koymak önemli değil Onu hayata geçirmek önemlidir hayata geçirmezseniz çürüyecek. Bizim sunduğumuz projeler, hayata geçirilecek şeyler. Bunlar çılgın projeler değildir. Bunların hepsi düşünülmüş. Bunlar ihmal edilmiş, atlanmış, yapılması gereken, ama bugüne kadar yapılmamış; gelecekte de yapılması gereken projelerdir. Nereden başlayacağına yöneticiler karar verecek herkes bildiğine göre bu şehri yönetebilecekler yönetim kademelerindeki kademeleri bu şehrin faydasını olabilecek Bu projeleri hayata geçirmek için herkes kendi ölçeğinde harekete geçecek
Şimdi buna bir Örnek vermek gerekirse, bir sulama projesini düşünün elektrik borcu yüzünden hayata geçirilememiş. Sulama projesi ve bu nedenle o sular kesiliyor. Bu tesisin 15-20 milyonluk bir elektrik borcu yüzünden kapatılması aslında 15-20 katrilyonluk bir yatırımı sekteye uğraması demektir. Bakış açısı elektriğe döndürürseniz, herkes elektriğin borcundan dolayı kapandığını zanneder. Ama gerçek yöneticiler, bu tesisin heba edilmemesi, 15-20 milyonluk bir elektrik faturası için bu kadar katrilyonlarca yapılan yatırma heba edemeyiz’ demek zorunda. Böyle bir zihniyet lazım. Biz böyle bir zihniyeti harekete geçirmek istiyoruz.
AYNI COĞRAFYADA, YAŞANAN TEKNOLOJİK GELİŞMELERDE DÜNYANIN GERİSİNDEYKEN, ŞİMDİ TÜRKİYE OLARAK BİR ADIM ÖNE ÇIKTIK
Önümüzde 2023 Türkiye’si var. Cumhuriyet tarihinin en büyük seçimleri diye büyük büyük konuşmak yok. Gerçekten de buna inanarak, emperyalizm mücadelesi bir yandan, iç mücadele bir yandan büyük mücadele etmek zorundayız. Dünyada küreselleşme çöktü.
Türkiye olarak madenciliğimizi kendimiz konuşuyoruz, enerjiyi kendimiz konuşuyoruz, kendi petrolümüz kendi doğal gazımız gibi olguları konuşuyoruz. Bu dünyanın gereği. Biz dünyanın bir adım önüne çıktık. 100 yıl önce buharın bulunması ile birlikte teknolojinin gelişmesi, fabrikalaşmalarla birlikte Avrupa makası o kadar açtı ki, bizimle aynı coğrafyada olmamıza rağmen 100 yıldır onlar bize teknoloji satıyorlar. Yeni yüzyılda artık yeni bir oluşum var kartlar yeniden dağıldı. Ve bu yeni yüzyılda biz çok iyi durumdayız. İHA,SİHA gibi teknolojik üretimlerimiz var . Burada en önemlisi irade. Çünkü biz artık kendi sözümüzü söylüyoruz. Petrol çıkarma iradesini gösteriyoruz, önceden petrol kuyularını kapatan bir sistemden şimdi petrol çıkarma iradesini gösterebiliyoruz. Bir buçuk milyon varil bulmuşuz. Ne bulmuşsunuz diye dalga geçilecek bir konu değildir. Önceden bunu çıkartamıyorduk. Şimdi bir buçuk milyon varil de olsa çıkartıyoruz. Yani bunu çıkartmaya karar verdiyseniz tamam.
DÜNYANIN KÜRESELLİKTEN VAZGEÇİP, ULUSAL SİSTEME DÖNDÜĞÜ BU SİSTEMDE, BİZİM ÇALIŞMALARIMIZ ÇOK DEĞERLİ
Şimdi Türkiye Önümüzdeki Yüzyıl için kartlar yeniden dağılıyor dediğimizde artık bir adım öne geçme yolunda Emperyal bir mücadele verirken içeride tohumun olacak üretimin olacak hayvancılık tarım gibi vesaire milli tarım bunların konuşulduğu bir ülkede konuşulması gereken bir ülkede, Dünya’nın küresel sistemden vazgeçip ulusal sisteme döndüğü bir sistemde bizim bu çalışmalarımız çok değerli. Herkes kendi şehri ile ilgili çalışmaları yaptığında ülke olarak kurtuluruz. Sadece şehir merkezleri değil, köyü de kurtaracaksınız, ilçeyi de kurtaracaksınız. Köyün herhangi bir köşesinde en ücrada olan insanlara da bir bilinç vereceksiniz. Bu bazen köye dönüşüm projesiyle, bazen Maden Eylem Planı ile, bazen madencilikle bazen enerjiyle… Ama bunun bir tarafında eğitim olacak. Köye döndürdüğün insanların eğitimi de ayağına götüreceksiniz. Sağlık problemlerini de çözecek mekanizmalar kuracaksınız. Eskiden daha iyi mekanizmalar vardı. Bir müddet küresel küresel sistemin esiri olduk. Hibrit tohumları, İsrail satmak zorunda kaldı biz almak durumunda kaldık. Artık kendi tohumunu üretecek, tam bağımsız bir ülke olacaksanız. Ekonomik bağımsızlığınız olacak, başka çareniz yok. Ekonomik bağımsızlığın olması için de üretim olacak. Üretim olacaksa da çözümü kitabımızda mevcuttur.