HAZARSAM BAŞKANI PRF. DR. BİLAL ÇOBAN: UMUYORUZ Kİ BİR GÜN, BU ÜLKENİN ENERJİSİNİ DE, MADENLERİNİ DE DEVLET İŞLETİR
“Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi” Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, maden rezervlerinin işletilmesi ile ilgili olarak HARPUTTİMES HABER’e konuştu.
UMUYORUZ Kİ BİR GÜN, BU ÜLKENİN ENERJİSİNİ DE, MADENLERİNİ DE DEVLET İŞLETİR
Maden ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin en büyük rezervlerine sahip olduğu ifade edilen Maden Sahası işletilmesi konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bilal Çoban, maden sahasından çıkartılacak madenlerin rezervin bulunduğu yerde değil de Maden İlçesi’nde işletilmesi gerektiğini ifade ederek, ” Bana göre bu işin bir tane çözümü var, bu tesis gelir Maden’e yapılırsa buraya ,70- 80 TOKİ değil, 3bin tane TOKİ konuşlanması gerekir. Çünkü insanlara yaşayacak bir alan oluşturmak zorundalar. Madeni Gezin’e taşıma konusu gündemden düşer , Gezin size taşınmak için gündem oluşturmaya başlar. Çünkü burada bir dinamizm olacak. Maden ilçesi yeniden canlanacak, burada yeni lokantalar açılacak, oteller açılacak, fırınlar açılacak. Burası bir cazibe merkezi olacak.” dedi.
ARTIK YEL DEĞİRMENLERİYLE SAVAŞMAYA GEREK YOK!
”Maden ihalesinin sosyolojik temelleri üzerinden ilerlememiz lazım. Maden ilçemizde 200 yıldır maden çıkartılıyor. Bu çok önemli. Metalurji geçmişi vardır. Tam 9 bin 200 yıl boyunca burada maden çıkartılmış, bu çok önemli mesela. Çukurova’da tarım var, Şavaklarda, Beritanlar’da hayvancılık bilinci var. Ama burada madencilik bilinci var. Bunu cebimize koymamız lazım. İddialar üzerine konuşarak söylüyorum, Türkiye’nin en büyük maden sahası da Maden’de bulundu ve bu lansman şeklinde bizimle paylaşıldıktan sonra Elazığ’da bildiğiniz gibi bir oluşum baş gösterdi. Bir müddet böyle yüründü, sonra sonuçlandı. Sonuçlarını biliyoruz Port Madencilik diye bir şirket kazandı. Artık yel değirmenleriyle savaşmaya gerek yok resmi olarak bundan sonra geri dönüşü olmayacak şekilde ihale süreçleri tamamlanmış. Belki itiraz süreçlerinin artık kısıtlı olduğu bir süreçteyiz. Port Madencilik Türkiye’nin en büyük maden sahasını işletmek üzere ilimize geldi. Bu birincisi. Şimdi bu gelişi aşamasında herkes şura mı alsın bura mı işletsin falan derken, ben entelektüel olarak şöyle bir tavır geliştirmiştim. Şu şirket ya da bu şirket değil, bütün bu emperyalizm ile mücadelede çerçevesi içerisinde bunu devlet işletsin. Neden başka bir şirkete verelim? Ben orada kalmıştım. Umuyoruz ki bir gün enerjisini de, madenlerini de ülkenin devleti işletir.”
MADENLER ÇIKARILDIĞI YERDE DEĞİL, MADEN İLÇESİ’NDE İŞLENMELİ
Artık Port Madencilik kazandı, şimdi bu Port Madenciliğin kazandığı süreçte biz daha önce Maden’in Kurtuluş Planı ve madencilik sektörü ile ilgili araştırmalarımız esnasında yerinde görmek üzere oraya gittik. Çünkü Türkiye’nin önümüzdeki 2 Yüzyıl’ı planlanıyor. Gittik Kısabekir diye bir köy var. Orası Kısabekir 1 kilometre 2 km çok dağınık olmayan, çok büyük bir arazi yoğunluğu var. Ama maden yoğunluğu 2 kilometrekarede avuç kadar bir yer. Öyle düşünün MTA’cılar gerekli girişimlerde bulunmuş, madenin başlangıcı, sonu tespit edilmiş ve şimdi işletmeye hazır halde. Kısabekir Köyü’nde bizim Elazığ’da bazı siyasi partiler özellikle madenler yerde işlensin dediler. Bu tematik olarak kulağa çok hoş geliyor. Çünkü o günkü şartlarda maden sahasındaki rezervin buradan alınarak Samsun’daki bir izabet tesisine götürüleceği, orada işleneceği konuşuluyordu. Dolayısıyla o hikayeden bakınca bu doğru. Burada işlensin, çıktığı yerde tesis kurulsun düşüncesi vardı. Bu çok yanlış Elazığ açısından. Biraz mikromilliyetçilik olacak bu. Makro’da bir problem yok. Makro’da ülkenin herhangi bir yerinde çıkan rezervi biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geliri olarak kaydederiz. Bunda bir problemimiz yok. Ama lokalde bakınca, Maden’de işlenmesinden yanayız. Çünkü Kısabekir Köyü’nün olduğu yerde işlenirse bize bir faydası olmayacak. Ne Maden’e faydası olacak, ne de Elazığ’a faydası olacak. Port Madencilik yarın Erganispora Ergani Port Madencilik diye sponsor olacak. Niye mi? Çünkü Kısabekir Köyü Ergani’yesosyolojik olarak daha yakın. Ergani’nin nüfsu 150 bin. Doğalgaz altyağısı, otelleri var ve gelişmiş bir bölge. Ancak Maden’de ev yok, lokanta yok. İnsanlar çaresiz. 70 tane TOKİ yapılsın, nereye taşınsın taşınsın diye tartışılan, Gezin’e mi gidilsin diye düşünülen bir yer. Madenli insanlarımızın gelecekle ilgilerinin, umutlarının olmadığı bir yerde, herhalde kimse gelip bir ekmek almayacak. Çünkü sosyolojisi tamamen Ergani’ye kayacak. Bizim de bu konuda iddiamız şu; Kısabekir Köyü’nden 7 kilometre yukarıya doğru, NATO yoluyla, tesisin yukarıda enerjinin başına ve suyun yanına kurulması. Su var, enerji var. 7 kilometre taşınacak sistem buraya kurulacak. Biz bu sistemi sadece bir izabe tesisiyle sınırlı görmüyoruz. 3 sene sonra da izabe tesisinin Samsun’a değil buraya kurun sesimizi yükseltiriz. Samsun Karadeniz organizesi, Siirt Güneydoğu organizesi. Biz de Tunceli Bingöl, Elazığ madeni bizim izabe tesisimiz buraya organize edilsin diye bağırmaya başlayacağız. Bunda bir sıkıntı yok. Fakat Maden buraya geldiğinde, burun dökümanı gelecek. Beraberinde. başka fabrikalar da geleceği için, düzgün planlamamız lazım. Bu sadece Port Madencilik’e bırakılacak bir mevzu değildir.
TESİS MADEN’DE KURULURSA MADEN İLÇESİ YENİDEN BİR CAZİBE MERKEZİ OLACAKTIR
Ben bu konuda bir platform kurdum. Bu platformda dedim ki; Madenler Maden ilçesinde işlensin Platformu. Bütün Maden sevenler maden dernekleri falan hepsini topladım, bunu anlattım. Burada işlenirse bize bir katkısı olmayacak. Size de bir katkısı olmayacak, Elazığ’a da bir katkısı olmayacak. Bana göre bu işin bir tane çözümü var, bu tesis gelir Maden’e yapılırsa buraya ,70- 80 TOKİ değil, 3bin tane TOKİ konuşlanması gerekir. Çünkü insanlara yaşayacak bir alan oluşturmak zorundalar. Madeni Gezin’e taşıma konusu gündemden düşer , Gezin size taşınmak için gündem oluşturmaya başlar. Çünkü burada bir dinamizm olacak. Maden ilçesi yeniden canlanacak, burada yeni lokantalar açılacak, oteller açılacak, fırınlar açılacak. Burası bir cazibe merkezi olacak.
BU MESELE PORT MADENCİLİK’İN DEĞİL, ŞEHRİN MESELESİDİR
Ancak biraz duyarsızlıktan, biraz ilgisizlikten, biraz kızgınlıktan ,biraz da siyaseten adını ne koyarsanız koyun, o platform iş görmedi. Port Madencilik, herhalde sondaj çalışmalarına başlamış .Buradan sizin aracılığınızla , bizi yönetenlere, Maden derneklerine, dernekler dışında sivil toplum kuruluşlarına, Şehir Meclisi’ne sesleniyorum. Bu mesele Port Madencilik’in meselesi değil, bu şehir meselesi.. Bu zenginlik şehire aksın mıi akmasın mı ? Biz Onu tartışıyoruz. Bu tartışma da geç olmadan, araya kaynamadan, oradaki Maden Kısabekir’deki çıkan madenin 7 km NATO yoluyla getirip uygun alana, bizim tespit ettiğimiz ya da daha uygun alanlar bulunursa oraya, enerjinin başına ve suyun yanında olacak şekilde koyulmalıdır. Bu yapıldığında hem Maden kazanacak, hem Elazığ kazanacak.
TESİS KISABEKİR KÖYÜ’NDE KURULURSA ÇEVRE KİRLİLİĞİ OLUŞACAK
Meselenin başka bir boyutu da şu: Eğer bu tesis Maden’in çıktığı yerde, yani Kısabekir Köyü’nde kurulursa, Dicle nehrini besleyen kaynaklar kirlenecek. Bir müddet sonra da çevre örgütleri buraya gelecek, tesisin kapanması için ortalığı birbirine katacak. Siz burada izabe tesisinden, bir flatasyon tesisinden ya da zenginleştirme tesisinden çıkan atık suları kaynakları kirletecek. Atıkları dere yataklarına verirseniz ki, başka çaresi yok. Orada dere yatakları var. Dolayısıyla çevre örgütleri de ayaklanır. Bunu korkma ya da korkusuzluk anlamında söylemiyorum. Doğaya zarar veremezsiniz. O günkü şartlarında ben de gider eylem yaparım. Onun için yol yakınken, daha başlamamışken yetkililerin, bürokratların ve siyasetçilerin bir an önce bunun izabe tesislerini, flatasyon tesislerini, ya da yapılacaksa zenginleştirme tesisinin Maden’e yakın bir bölgede yapılması ve paranın Madeni-‘e, Elazığ’a akmasının sağlanmasını aracılığınızla belirtmek istiyoruz.