Deprem bölgelerinde incelemelerde bulunmak üzere Elazığ’a gelen İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu(İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Elazığ İnşaat Müteahhitleri Derneği(ELMÜTDER)Başkanı Miraç Ayaz ve üyeler ile bir araya geldi.
Ziyarette bir değerlendirmede bulunan İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu: ” Öncelikle milletimizin başı sağ olsun. Bölgelerimizde can kaybı çok yoğunluk olmasıyla birlikte ekonomik ve sosyal olarak maalesef diğer illerde de etkisini gösterdi. İşte dün Malatya da idik. Adıyaman’ın dışında bugün Elazığ’dayız. Malatya, Adana işte Şanlı Urfa da çok az can kaybı olmasına rağmen Elazığ’da sembolik ama bir insan hayatı değeri açısından çok kıymetli olan, can kaybı olmasına rağmen ekonomik ve sosyal etkileri açısından aslında Adıyaman veya Kahramanmaraş’tan çok farklı olmayacak şekilde bu şehirleri de etkiledi. Nasıl işte diyelim ki Adıyaman’da önemli bir kısım yapılar çöktü, insanlar sokakta kaldı. Malatya da dediğimiz gibi 1200 bina çökmesine rağmen, 1300 vefat olmasına rağmen orada da koskoca bir milyonluk kentin 700- 800 bini sokakta yaşamak durumunda kalıyor.
Hakeza Adana da böyle. Dolayısıyla bu insanlara da ekmek, aş, yatacak yer vermek gibi sorumluluklar oluşuyor. Elazığ da yakın dönemde zaten bu deprem felaketinden önemli derecede etkilenmiş, bu işin zararını görmüş. Dolayısıyla şimdi bu yeni depremle birlikte de etkilenmiş, sosyal ve ekonomik açıdan da bir erozyona uğramıştır. O açıdan şu andaki deprem bölgesinin en doğu ile olan Elazığ’ı yı da bu kapsam içerisinde desteklemek lazım. Çünkü zaten önceki depremden aldığı yara ve hasarları vardı. Onları tam onar olamadığı noktada yeni sosyal ve ekonomik etkileşimler daha da sıkıntı oluşturmuştur. Dolayısıyla zaten Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde önemli kadim bir medeniyetin sahibi olan Elazığ’ı mızı da bu kapsam içerisinde almak, aynı zamanda dolaylı olarak Diyarbakır’ı da alan Malatya’yı da destekleyecek hükmünde olacaktır. Çünkü bu bölgelerden de Elazığ’a yönelik bir göç dalgası kısmen olmuştur. Belli ilçelerde nüfus artışı ciddi manada etkilenmiştir. Onun için birlik ve bütünlük içerisinde memleketimizin her safhasını ve kalkındırmaya yönelik destekleyici, teşvik edici destekler vermek hem milletimizin hem devletimizin milli menfaatinedir diyoruz. Onun için Elazığ’ın da bu manada desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
TEK KURTULUŞ ADA BAZLI KENTSEL DÖNÜŞÜM
Elazığ’da yakın dönemde oluşan deprem felaketi neticesinde devlet ve TOKİ eliyle ciddi manada vatandaşımızın ihtiyacı karşılanmıştır. Ama bunlar her ne kadar ciddi manada olsa da sonuçta şehrin bütünlüğü ve büyüklüğü açısından çok büyük yüzdeleri oluşturmuyor. Sadece o döneme ait işte diyelim ki yarayı sarmaya yönelik kıymetli bir adımdır. Ama Elazığ artık büyük kent olma yolunda ekonomisini, sosyal kalkınmasını devam ettirmektedir. Ama aynı zamanda bir deprem kuşağı ili olmasıyla hasebiyle hala önemli derecede kentsel dönüşüm rezerv alanı barındırmaktadır. Bu alanların da mümkün olduğunca parsel bazından ada bazına dönüştürülerek hem belediyeler hem de merkezi hükümet tarafından imar ve bir kısım kentsel dönüşüm teşvik destekleriyle birlikte güçlendirilerek yapılması hem şehrin bütüncül master planına daha uygun olacaktır hem de müteahhitlik ve mimarlık ve vatandaşın da uyumu açısından işlerin daha kolaylaştırılması buna vesile olacaktır. Parsel bazlı dönüşümler, kat kask, Ada parselin planlanması ve bu noktadaki işlerin kolaylaştırılması noktasında avantaj sağlamıyor. Onun için önemli derecede kentsel dönüşümü yavaşlattığını düşünüyoruz. Bu manada ada bazlı dönüşümlerin daha kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada kamu idarelerin, belediyelerin, müteahhit derneklerimizin ve diğer mahalle vatandaşlarımızın, muhtarların da bu konuda basının da desteğiyle birlikte iyi bir sosyal kamuoyu algısı oluşturup, vatandaşın da siyasetin de bu işe destek vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
TÜRKİYE’DE MAALESEF KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YANLIŞ ALGI OLUŞTU
Bunu şöyle düşünmeliyiz. Türkiye de maalesef kentsel dönüşümde şöyle bir yanlış algı oluştu. İşte benim evim çürükse müteahhit gelsin burada 10 daire varsa bana 20, buraya 20 daire yapsın. Bana da hiçbir kuruş ödemeden bir ev versin. Bu çok mümkün olmuyor. Vatandaşımız nasıl ki arabası eskidiğinde freni tutmadığını da, arabasını yenileme ihtiyacı duyuyorsa, konforunu artırıyor ise hem yaşamsal kalite olarak hem de güvenlik açısından bununla ilgili bir bedel ödüyorsa, kentsel dönüşüme de muhakkak imkanları dahilinde bir katkı yapması bu işi hızlandıracaktır. Aksi takdirde Türkiye’nin en büyük mega kentinde bile Fikirtepe denilen bir kentsel dönüşüm projesi on yıl sürmüştür. En son devlet eliyle mecburi yapılmıştır. Dolayısıyla devleti bu manada beklersek devletin her yere yetişmesi mümkün olamıyor, olmuyor. Dolayısıyla vatandaşın da kendi can güvenliği ve mal güvenliği açısından ve bu sorumluluktan payını alması lazım. Başka türlü çok büyük felaketlerle günümüzde olduğu gibi karşılaşmanın üzüntüsünü yaşamak durumunda kalıyoruz tekrar. Milletimizin başı sağolsun. Bütün milletimize geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum dedi.
