Ana Sayfa Güncel, GÜNDEM, Uncategorized 11 Mart 2023 274 Görüntüleme

TÜRK OCAKLARI ELAZIĞ ŞUBESİ TARAFINDAN DEPREM GERÇEĞİ VE ELAZIĞ KONULU PANEL DÜZENLENDİ

Türk Ocakları Elazığ Şubesi tarafından “Deprem Gerçeği ve Elazığ” konulu bir panel düzenlendi. Elazığ Ahmet Tevfik Ozan Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenen panele yoğun katılım oldu. Prof. Dr. Fevzi Bingöl Başkanlığında gerçekleştirilen panele Prof. Dr. Ercan Aksoy ve Prof. Dr. Ömer Keleşoğlu konuşmacı olarak katılırken, Elazığlı Hemşehrimiz Prof. Dr. Naci Görür’ de çevrimiçi olarak katıldı.

TÜRK OCAKLARI ELAZIĞ ŞUBE BAŞKANI YAVUZ HAYKIR: ACILARDAN DERS ALDIK.VE MİLLETİMİZİN DAYANIŞMA GÜCÜNÜ GÖRDÜK

Panelde, konuşmasına  deprem gerçeği ve Türkiye’nin üzerinde bulunduğu coğrafyanın deprem kuşağı üzerinde olduğunu hatırlatarak başlayan Türk Ocakları Elazığ Şube Başkanı Yavuz Haykır, deprem felaketini siyaset üstü bir konu olarak değerlendirilerek, devlet ve milletin deprem direnişli şehirler inşa etmek için çalışması gerektiğini vurguladı. Haykır konuşmasının devamında;

”Ülkemiz deprem kuşağında olan bir coğrafyadadır. Tarihsel süreçte bu coğrafyada birçok büyük deprem olmuştur. Ve yine olacaktır. Verilere göre 13 milyon yıldır bu coğrafyada depremler meydana gelmiştir. Ve bundan sonra da belki milyonlarca yıl bu depremler olmaya devam edecektir. Deprem gerçeği yaşadığımız coğrafyada bu anlamda her daim var olacaktır. Bu gerçek içinde bizlerin üzerine düşen çok ciddi sorumluluklar vardır. Toplum olarak bizim, deprem ve deprem gerçeği ile yüzleşmesi gerekli tedbirlerin alınması, sosyal ve psikolojik olarak depreme hazırlanmamız gerekmektedir. Ayrıca ‘deprem öldürmez, binalar öldürür’ gerçeği ile depreme dayanıklı binalar yapıp deprem dirençli şehirler inşa etmemiz gerekmektedir. Tarihsel süreçte öncelikle de Cumhuriyet Tarihi döneminde ülkemizde birçok yıkıcı deprem olmuştur.1930’da Hakkari depremi ile başlayan, nihayetinde 6 Şubatta gerçekleşen Kahramanmaraş Depremi ile devam etmiştir. Yakın geçmişte 1999 ve sonrasında Bingöl, Van Elazığ ve 6 Şubattaki depremlerin acı izlerini taşıyoruz. Bu afetlerde yaşadığımız acılardan çıkarmamız dersler olduğunu gördük. Bu derslerin başında afet sürecini asıl yönetmemiz gerektiği ve milletimizin yardımlaşma ve dayanışma konusundaki gücünü gururla yaşadık.” dedi.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YAŞADIĞIMIZ BÜYÜK ACILARDAN ÇIKARTMAMIZ GEREKEN DERSLER VAR

Coğrafyamıza birçok yıkıcı depremler olmuştur 1930’da Hakkari depreminden başlıyor, nihayetinde en son 6 Şubat’taki Kahramanmaraş depremi ile devam ediyor. Bundan sonra da devam edecek. Yakın tarihimizde 1999 depremi ve  sonrasında Bingöl, Van Elazığ depremleri ve biraz önce bahsettiğim gibi Kahramanmaraş depremlerinde büyük acılara şahit olduk. Bu acılardan çıkartmamız büyük dersler var. Bu derslerin başında afet sürecini nasıl yönetmemiz gerektiğini görürken, milletimizin de yardımlaşma ve dayanışma gücünün ne derece yüksek olduğunu da gururla yaşadık. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde depreme karşı dayanıklı yerleşim alanları oluşturan ülkeler göz önüne alındığında, bizler de cennet vatanımızda deprem ve deprem direnişli şehirler inşa edebiliriz. Yüce Türk milleti ve Devleti bunu yapmaya muktedirdir. Ebediyen bu coğrafyada yaşamaya azmetmiş milletimiz için bir beka meselesi olan depreme dirençli şehirler oluşturmak, bizlerin toplumun birinci vazifesi olmalıdır. Bu mesele tüm siyasi münazaralardan azade şekilde olmalı. Devlet ve millet birlikteliği ile uzun vadeli bir planlama içerisinde yürütülmelidir.

PROF.DR. KELEŞOĞLU:DEPREM BÖLGESİNDE YIKILAN BİNALARIN ÇOĞUNDA BODRUM YOKTU

Panelde konuşan Prof. Dr. Ömer Keleşoğlu da deprem bölgesinde yaptığı incelemelerle ilgili değerlendirmelerde bulunarak özellikle zarar gören illerdeki yapı denetim noktasındaki denetim hatalarına değindi.

Keleşoğlu, yapılan binanın dayanıklılığı için bodrum inşasının olması gerekliliğine vurgu yaparak, deprem bölgelerinde yıkılan bir çok binada bodrumun olmadığına ve inşa aşamasındaki hataların ilgili birimlerce gerektiği şekilde denetlenmediğini dile getirdi. Keleşoğlu depremde yıkılan ve ağır hasar Ln binalardan örnekleme yaparak gerçekleştirdiği  konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

” Adıyaman’da bir bina var. Yıkılmış. Adıyaman, Hatay gibi şehirlerde  nedense bodrum kat yapılmıyor. Bodrum kat yapıldığı zaman çepeçevre perde duvar olur. Genellikle yatay yük olan deprem yükünü bodrum katlar sürümler.  Geriye kalan yükü de üst katlara verir. Eğer burada 3 metrelik bir bodrum kat yapılmış olsaydı, perde duvar olmuş olsaydı, bu bina belki yıkılmayabilirdi, devrilmeyebilirdi.  Buradaki en büyük kusur ve bizim yönetmeliğimiz. Bodrum katı çepeçevre perde duvardır.  Fakat bunlar kim? Kimin yönetmeliğine göre yapılmış bilmiyorum. Burada aynı zamanda Hatay’da da böyle birçok bina gördük, Adıyaman’da da gördük. Bodrumsuz bina çok yıkılan. Biz burada en azından bunun üzerinde değerlendirdik.” dedi.

DEPREM BÖLGELERİNDE YAPI DENETİM MEKANİZMASI HATALARI GÖRMEMİŞ, ÇÖZÜM ÜRETMEMİŞ

Malatya’da Yeşilyurt Belediyesi’nin  imara açmış olduğu yerde yeni binalar yıkıldı. Bunları tartışıyoruz, konuşuyoruz. Elazığ olarak da tabii ki insanlarımız tedirgin. Fakat şunu iyi bilsinler, bir alüvyon zeminde 14-15 kat veriyorsanız, yapmak için bina yapmak için tasarlıyorsanız , tabii ki bunun en az 2 tane bodrum katının olması lazım. Malatya ile Elazığ arasında şöyle bir fark da var. Onların kullanmış olduğu kesitler sanki optimize edilmiş minimum kesitleri kullanıyorlar. Elazığ’da ise hakikaten perde duvar ağırlıklı yapıyı tasarlıyoruz. Onlar genelde çerçeve sistem üzerinden birçoğu. Perde duvar var ama yeterli sayıda değil. Tabii donatı kuralları açısından da çok farklılık var Malatya’daki binalarla ilgili. Hakikaten donatım kurallarına bile uyulmuyor. Bunun sıkıntısı yaşanıyor. Bu problemi nasıl o yapı denetim görmüyor, çözüm üretmiyor ? Veyahut da takip etmiyor mu acaba? Gelip binayı incelemiyor mu? Bu tarz bir binanın yapı denetimi nasıl denetleniyor ? Belediye bunu nasıl kabul ediyor? Ben hayret ediyorum. Yine de şunu söyleyeyim hakikaten şanslı bir ildeyiz. Biz Yapı stoku olarak çok iyiyiz. Burada her programda da söylüyorum mühendis, mimar, bütün teknik elemanlara teşekkür ediyoruz. Bizim yapı stokumuz ne Malatya’ya ne de Maraş’a ne hataya Adıyaman’a benzemez gerçekten. Mühendislik hizmeti almış .

ELAZIĞ YAPI DENETİM HİZMETLERİNİN İŞLEMESİ VE BELEDİYENİN İŞİ CİDDİYE ALMASI KONUSUNDA SIKINTILI DEĞİL

Adıyaman  Gölbaşı Kaya Apartmanı depremde yıkıldı. O binada bodrum katının olmaması çok büyük bir proje hatasıydı. Bu nasıl hem projeci? Hem yapı denetim, hem de belediyeden geçmiş. Ben hayretler içerisindeyim. Çünkü 6 katlı bir bina. Bunun bodrum katını çepeçevre perde duvar olmasını isteriz. İnanın ki, depremde belki de fay hattının yakından geçmesine rağmen, gömülme olmayabilirdi. Proje kusurları bunlardır. Depremde meydana gelen hasarların nedenlerini biz yapı olarak değerlendirirsek,projelendirmede muhtemel yanlışlıklar en büyük etkendir. Bunun dışında taşıyıcı sistem tasarım yanlışlıkları, sistemi etkileyen yatay ve bir şey yüklerin uygulanma büyüklüklerindeki yanlışlıklar, taşıyıcı sistem tipinin belirlenmesindeki yanlışlar ,zemin etüdünün iyi yapılmaması gibi bir çok yanlışlıklar yapılmaktadır. k Malatya olsun, diğer illerde olsun, Adıyaman’da olsun, ben inanıyorum ki yeni yapılar da dahil zemine etüdüne çok önem verilmemiştir. Şimdi biz bunları Elazığ’la kıyaslıyoruz. Sahadan geldiğimiz için konuşuyoruz. Elazığ hakikaten hem yapı denetim hizmetleri, hem de zemin etüdünün alınması ve özellikle belediyenin bu konuda süregelen süre içerisinde işi ciddiye aldığı için,  bu yönde bir sıkıntımızın olmadığını görüyoruz.

PROF. DR. NACİ GÖRÜR: ELAZIĞ İÇİN ENDİŞE EDECEK BİR DURUM YOKTUR

Programa Çevrimiçi Konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Naci Görür de,  yaşanan Maraş depreminin etki alanının büyüklüğüne dikkat çekti. Görür Elazığ’ın 6 Şubat depreminde yaşanan iki büyük depremde büyük bir hasar almadığını söyledi. Elazığ için korkulacak büyüklükte bir deprem riski olmadığını da sözlerine ekleyen Naci Görür:

“Elazığ halkı için endişe edecek bir durum kalmamıştır. Ancak, Elazığ depreme hazır mı ? diye sorarsanız, hayır hazır değildir. Elazığ 2020 yılındaki depremini geçirdikten sonra bir takım çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar gayet güzel çalışmalardı. Ama Elazığ’ın daha önce depreme hazırlanmamasını kabullenemiyoruz. Çünkü Elazığ’a deprem geleceği uyarısını başta ben olmak üzere, Fırat Üniversitesi, mimar ve mühendisler odası olarak sürekli uyarıyorduk. 2020 yılındaki depreme hazırlıksız yakalanmasının nedeni yerel yönetimin işi umursamaması  ve Elazığ halkının da vurdumduymaz olmasıdır. Bunun üzerini örtmeyelim.” dedi.

GÖRÜR: FIRAT ÜNİVERSİTESİ ELAZIĞLILAR İÇİN BÜYÜK ŞANS

Yaşanan Maraş depremine gelirsek. Yıkımların , can kayıplarının dışında bunun bir de çok büyük ekonomik yıkımı var. Kahramanmaraş, Gaziantep gibi bölgenin en büyük şehirlerinde ekonomik tüm faaliyetler durdu. Neyi nasıl üretecekler, ekip ne kadar kaldı? Ekipman nasıl çalışacak. Pazar kayıpları var. Şimdi o bölgede ekonominin bütün çarkları durdu. Kaç senede kendini toparlayacak? Aynı sorular Elazığ için de geçerli. Elazığ’da ekonominin çarkları durduğu zaman kaç senede tekrar ayağa kalkacak. Bir yönetici bunları düşünecek. Aynı soruları her platformda soruyorum. Dolayısı ile bu hazırlıkların hepsi yapıldığı zaman şehirler deprem dirençli hale geliyor. Derem olsa da hayat normal seyrinde devam ediyor.İşte bunu yapabilmeliyiz. Bu ülkede deprem mekanizması 13 milyon yıl önce çalışmaya başladı. Belki milyonlarca yıl devam edecek. Depremi durduramayacağımıza göre deprem dirençli kentler oluşturmalıyız. Buna Elazığ da dahil. Elazığlılar için Fırat Üniversitesi büyük bir şans. Elazığ doğuda ciddi olarak örnek olacak şekilde depreme dirençli bir şehir haline getirilebilir.

Programda konuşan Prof. Dr. Fevzi  Bingöl de depreme dirençli sağlam binalar yapılması için, binanın tüm yapım aşamalarında görev alan işçisinden mühendisine, mimarından müteahhidine ve denetim mekanizmasıyla yönetimin içi içe ve bilinçli bir şekilde çalışması gerektiğini söyledi. Yaşanan depremlerden çıkarılacak derslerin bir an önce yaşama geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Bingöl, deprem gerçeğinin bilincinde , depreme dayanıklı ve dirençli kentler oluşturulması gereğinin önemini ifade etti.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com