İYİ Parti, Elazığ Milletvekili Aday Adayı Av. Dr. İrfan Sönmez katıldığı bir televizyon programında ülke ve siyasetin gündemine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Başkanlık sisteminden, son günlerin en önemli tartışma konularından biri olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine dair yasaya kadar bir çok konuda açıklamalarda bulunan Sönmez, hem siyasetçi, hem de hukukçu kimliği ile değerlendirmelerde bulundu.
TABANIN İÇİNDEN ÇIKMAYAN BİR ADAY, TABANLA VE SEÇMENLE İYİ BİR KÖPRÜ KURAMAZ..
Gerçekleştirilen temayül yoklamasının Parti içi demokrasilerin sağlanması için çok önemli olduğunu vurgulayan Sönmez, İYİ Parti’deki temayüll yoklamasının aday belirlemede büyük bir etkisinin olduğunu ifade etti. Partiye ‘TEMAYÜL YOKLAMASI TEKLİFİNİ’ kendisinin götürdüğünü belirten Sönmez :” Siyasette iki tip insan var. Birincisi yerelde çalışan, vatandaşla yüz yüze gelen, partinin yükünü taşıyan, partinin sıkıntılarını paylaşan, üyelerin cenazesine koşan, düğününe koşan, onların her türlü derdi ve problemi ile ilgilenen, partilerin külfetini sırtında taşıyan insanlar.
Bir de tabanla muhatap olmak yerine Ankara’da yöneticilerin bir kısmını bağlayarak tepeden gelmek isteyen bu şekilde meclise gitmenin yolunu açmaya çalışan insanlar vardır. Ben adaylığımı ilan ederken de açık ve net bir şekilde ifade ettim. Beni partimin tabanı üyeleri seçmediği sürece, bana verilecek bir koltuğu kabul etmem dedim. Bu doğru olmaz. Eğer milletin vekili olacaksanız, o koltuğa sizi millet layık görmelidir. Siz eğer bir partiden aday olacaksanız, önce onun üyelerinin tasvibini almak durumundasınız. Elazığ’da normal şartlarda temayül yoktu. Genel merkeze ben talepte bulundum. Tabanımızdaki insanlar, partinin sıkıntısını çeken, partinin yükünü omuzlayan, tabanda bulunan insanların, beyninin alınması gerektiğini söyledim. Bu insanlar partiyi omuzlarında taşıyacaklar. Yıllarca gelecekler, üye olacaklar, çocuklarının istikbalini tehlikeye atacaklar . Çünkü öyle bir dönem yaşıyoruz ki; iktidar partisine mensup olmadığınız takdirde çocuklarınıza iş bulmanız son derece zor. Maalesef siyaset neredeyse, devlet neredeyse parti devletine indirgendi. Bu son derece yanlış bir şey tabanı hiçe sayan bir partinin başarılı olacağına inanmıyorum. Tabanın içinden çıkmayan bir adayın tabanla iyi köprü kuracağını iyi diyalog geliştirebileceğine inanmıyorum. Genel merkez de bunu uygun buldu. Elazığ’da ön seçim yapılacak, temayül yapılacak iller arasına aldı.
BU ŞEHİRDE KİMİN 5 YILDIR MÜCADELE ETTİĞİNİ, GENEL BAŞKANIMIZI VE PARTİMİZİ SAVUNDUĞUNU TABANIMIZ BİLİYOR
Bunun ne faydası oldu? Düne kadar kimse üyelerimizi aramazdı sormazdı, düne kadar kimseye üyelerimizin adını bilmezdi. Düne kadar kimse üyelerimize değer vermezdi. Adam yerine bile koymazlardı. Ama 10 gündür bu şehirde temayül olacağı için, bütün aday arkadaşlarımız sırasıyla mesaj atarak ziyaret ederek telefonlarla arayarak üyelerimizi tek tek aramak durumunda kaldılar. Onların reyine önem vermek durumunda kaldılar. Onlara gerçek değerini isnat etmek durumunda kaldılar. Bu iyi oldu, ben tabanın hassasiyetlerine güveniyorum, üyelerimizin hassasiyetlerine güveniyorum. Bu Şehirde 5 senedir kuruluşundan beri hizmet kimlerin hizmet ettiğini kimlerin mücadele ettiğini kimlerin kavga verdiğini, kimlerin televizyon ekranlarında partinin görüşlerini düşüncelerini savunduğunu, gazete köşelerinde kimlerin genel başkanımızı ve siyasetimizi savunduğunu tabanımız biliyor. ve biz Elazığ olarak tepeden gelen adayların hizmet etmediğini birçok örnekle tanık olduk Çünkü tepeden gelenler vatandaşı tanımayan beni vatandaş seçmedi Beni kimse ekliyse ona hizmet ederim diyor Aslında iktidar partisinin temel sıkıntılarından bir tanesi de bu yukarıdan atamalar milletvekillerinin vatandaşa hizmet yerine yukarıya sadakat gösterisine girmesine neden oluyor. Yani ben yukarıya ne kadar yaralanırsam, o kadar çok milletvekili olmaya devam ederim.Bizim Elazığ’da bir tabir var, liderlerin etrafında mozik gibi dönen, topaç gibi dönen insanlar var. Onlara baktığınız zaman hem insanlığınızdan utanıyorsunuz, bir koltuk için bu kadar kendini değersizleştirmelerine üzülüyorsunuz. Hem de siyasetten beklediğiniz neticeyi alamıyorsunuz, sonra çıkıp diyorsunuz ki; Elazığ sahipsiz. Elazığ’a sahip olması gereken önce vatandaşlardır. Doğru adaylar seçerek, hangi parti olursa olsun, içimizden insanları seçerek bizi temsil edebilecek yeteneğe sahip, bizi temsil edebilecek bilgi, birikim ve şahsiyete, özgü ağırlığa sahip insanları seçip gönderirsek, Elazığ sahipsiz olmaz. Meclis kürsülerinde bağıra bağıra Elazığ’ın meselelerini hakkını hukukunu savunan milletvekili arkadaşlara kavuşuruz.
BAŞKANLIK SİSTEMİ, TÜRKİYE’Yİ UÇTAKİ PARTİLERE MAHKUM ETMİŞTİR
İyi Parti Elazığ Milletvekili Aday Adayı Av. Dr. İrfan Sönmez, başkanlık sisteminin ülkede siyasi manada bir parçalanmaya yol açtığını, % 50+1 i sağlayabilmek adına siyasi partilere ittifak çatısı altında birleşme zorunluluğu getirdiğini söyledi. Sönmez, açıklamasında ayrıca, son günlerde tartışılan HDP ile Hüda Par’ın ittifaklar içinde yer alması konusunu da değerlendirerek:” HDP Altılı Masanın dışında olan ve dışında kalarak destek vereceğini ifade eden bir parti. Yani Altılı masayla oturup pazarlık yapan, ‘karşılığında milletvekili istiyorum, karşılığında bakanlık istiyorum’ diyerek masaya dahil olan bir parti değildir. Önce bunu ayırt etmek lazım. Hüda Par ise resmi olarak Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden birisi olmuş, ittifakın resmi bir parçasıdır.” dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN NETİCESİNDE, CANI SIKILAN PARTİ KURUYOR
Sönmez başkanlık sistemine dair konuşmalarına şöyle devam etti:” Başkanlık sistemini tartışmalıyız. %51’lik oy oranıyla gelmek,%51’i Başkan seçimine mecbur etmek, Türkiye’de siyaseti uçtaki partilere mahkum etmiştir. Başkanlık sistemi kurulurken ne dediler? Koalisyonlara son veriyoruz dediler. Artık küçük partiler bitecek. İkirli Parti sistemine geçeceğiz dediler. Fakat bugün siyaset dünkünden daha çok parçalandı, canı sıkılan bir parti kuruyor. Yüzde yarım bile oyu yok. İki taraftan biriyle anlaşıyor, 5 tane 6 tane milletvekili istiyor. İkirli Partili bir sistem kuracağız derken, bir bakıyorsunuz ki, mecliste 15 tane parti var. Şimdi bu sistem Türkiye’de HDP’yi ve Hüda Par’ı kirli Parti konumuna getirtti bu doğru bir şey midir bu yanlış bir şeydir HDP de kanunlara göre kurulmuş bir parti Hüda Par da kanunlara göre kurulmuş bir parti. Ama bugün bunları sorguladığınız zaman Hüda Par’a soruyorsunuz: Hizbullah bir terör örgütü müdür? Değildir diyor. HDP’ye soruyorsunuz PKK terör örgütü müdür? Birçok mensubunun ifadeleri var :PKK ulusal Kurtuluş örgütüdür, Kürt ulusal Kurtuluş hareketidir ,terör örgütü değildir, diyor.
Şimdi ya şiddete baş vuracaksınız, dağa çıkacaksınız ;ya da siyaset yapacaksınız. Siyasetle şiddet bir araya gelmez, siyaset yapmak isteyen partilerin hepsinin şiddetli reddetmeleri gerekir. HDP kanunlara göre kurulmuş bir parti, Hüda Par da kanunlara göre kurulmuş bir parti. İkisini de irdelememiz gerekiyor. HDP altılı masanın dışında olan ve dışında kalarak destek vereceğini ifade eden iman eden bir parti yani altılı masayla oturup pazarlık yapan karşılığında milletvekili istiyorum karşılığında bakanlık istiyorum diyerek masaya dahil olan bir parti değildir önce Bunu ayırt etmek lazım. Kendi amblemi ile ayrı bir oluşum içerisinde ayrı bir ittifak içerisinde seçime girecek. Ayrıca şunu da söyleyeyim. HDP dahil, Hüda Par dahil her parti ile konuşulması taraftarıyım. ” dedi.
ELAZIĞ’IN LİDERLERE YALAKALIK YAPAN MİLLETVEKİLİ TİPLERİNDEN KURTULMASI LAZIM
Milletvekili aday adaylarının değerli insanlar olduğunu ancak seçilme ve temsil etmek için kriterin bu olmaması gerektiğine de değinen İrfan Sönmez, ”Milletvekilliği yapabilecek bilgi kapasitesine sahip olacak, temsil özelliğine sahip olacak . Yani Elazığ milletvekilleri var. ama Elazığ milletvekilleri yok. Niye yok? Vücut olarak varlar, şahıs olarak varlar, sayı olarak varlar. Gürsel Bey’i tenzih ederek söylüyorum. Diğer milletvekili arkadaşlarımız elbette iyi insanlar. Ama siyasette Elazığ temsil edebilecek yeterli birikime, yeterli temsil özelliğine sahip değiller, konuşamıyorlar.’ dedi.
Sönmez, Elazığ’ın liderlerin etrafında yağcılık yapan milletvekili tiplerinden kurtulması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
”Aday arkadaşlarımızın hepsini değerlidir Ama değerli olmak Milletvekili olmak için yeterli değildir milletvekili olabilmek için bazı hususlar vardır Birincisi şehrin problemlerini iyi bilmek ikincisi halkın içinden geleceksiniz vatandaş rahatlıkla gelip sizin kapınızı vurabilecek içeri girebilecek gerekirse sizin yakınınıza yapışıp hesap sorabilecek üçüncüsü şehrin problemlerini bilecek mahallelerini köylerine üyelerini tanıyacak üyesi bir problemi için geldiği zaman ismi ile hitap edecek Onun bu partiye hizmetini bilecek geçmişini bilecek bir diğer sebep
Milletvekilliği yapabilecek bilgi kapasitesine sahip olacak, temsil özelliğine sahip olacak . Yani Elazığ milletvekilleri var. ama Elazığ milletvekilleri yok. Niye yok? Vücut olarak varlar, şahıs olarak varlar, sayı olarak varlar. Gürsel Bey’i tenzih ederek söylüyorum. Diğer milletvekili arkadaşlarımız elbette iyi insanlar. Ama siyasette Elazığ temsil edebilecek yeterli birikime, yeterli temsil özelliğine sahip değiller, konuşamıyorlar. Elazığ’ın problemlerini dile getiremiyorlar. Meclise gidiyorlar Bir yemin ediyorlar onları bir daha kürsüde göremiyorsunuz. Sadece iyi parmak kaldırıp indiriyorlar Elazığ’ın artık parmak kaldırıp indiren, liderlerin etrafında yaltaklık yapan, yağcılık yapan milletvekili tiplerinden kurtulması lazım. İcabında liderine bile Hakkı söyleyebilecek, yanlışını söyleyebilecek, şu politikanız yanlıştır, diyebilecek insanları seçmesi gerekir.
Siyaset reklam aracı değil hizmet aracıdır. Dolayısıyla siyasi partiler Kanunu’nda değişiklikler yapılmalı Ama bugüne kadar hiçbir partiyi demokrasinin içerisinde siyasi parti yasası değiştirme talebini koymadı bu Türkiye’nin bir yanlışıdır dilerim ilerde bunu değiştirirler.”
HEDEFİMİZ ELAZIĞ’DA BİRİNCİ PARTİ ÇIKMAK.
İYİ Parti olarak seçimlerde Elazığ’dan birinci parti olarak çıkmayı hedeflediklerini ifade eden İrfan Sönmez, mevcut durumda İYİ Parti’nin Elazığ’da ikinci parti olduğunu ve % 15- 19 arasında bir oy aldığını ifade etti. Adaylar belirlendikten sonra adaya göre o oyun daha artacağını ya da azalacağını da belirten Sönmez, partilerin şehirdeki oy oranlarını seçimde karşı partideki adayların da etkileyeceğini söyledi.
İYİ Parti’nin hem muhafazakar bir parti, hem milliyetçi bir partidir. Dolayısı ile AK Parti’den de, MHP’den de oy alabilme, ya da oy verebilme ihtimali var. Bir yönüyle de İYİ Parti’nin Atatürk’e bağlı bir parti olması, ülkede Kemalist olmayan Atatürkçülere de hitap eden bir partidir.
Türkiye’de uç partiler siyaseti bir gerilim ve kaos üzerinden yürütmüşlerdir Ülkede merkez partilerin yok olması demek rekabetin uçlar arasında, kavgayla yürümesi demektir. Ülkenin her zaman merkez partilere ihtiyacı vardır. ” dedi.
Siyasetin dilinin de çok önemli olduğunu ifade eden Sönmez, Cumhurbaşkanı’nın kavgacı dilinin toplumsal ilişkilere zarar verdiğini belirterek:” Aynı mahalledeki insanları birbirine hasım yapıyorsunuz. Toplum liderlerin dili üzerinedir. Liderler nasıl hareket ederse taban da öyle hareket eder. Bu kavgacı dil millete zarar veriyor. Biz 1.. dünya savaşından beri savaşmadık. Ama savaş yapmış kadar yorgunuz, bezginiz, üzgünüz. Bir Cumhurbaşkanı, yıkıcı, kavgacı bir dil kullanırsa saygımızı örseler. Bir Cumhurbaşkanı Hakem gibi olmalıdır. Biz küsersek bizi barıştıran, ayrışırsak birleştiren makam olmalıdır.” dedi.
KADINLARA HAYKIRIYORUM, AÇIN İNTERNETTE BAKIN. 6284 SAYILI YASA KADINI KORUYAN BİR YASADIR
Son günlerin önemli tartışma konusu olan 6284 sayılı yasa ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Sönmez şunları söyledi:
Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı’na dahil oldu. Dahil olmasının ilave şartlarından bir tanesi 6284 sayılı yasanın kaldırılması. Bu yasanın adı ne? Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa. Bu yasa, 20-25 maddelik bir yasa. Bu yasada kadının öldürülmesinin, dövülmesinin, şiddet görmesinin, çocukların dövülmesinin, şiddet görmesinin önüne geçilmesi maksadıyla çıkarılmış bir yasa. Eğer kadının öldürülme tehlikesi varsa, korumaya alınması, uzaklaştırma kararı verilmesini, tedbir kararı çıkarılmasını sağlar. Siz kadını hukuk karşısında güçlü hale getirin. Her gün kadınlarımız ölüyor bıçaklanıyor, şiddetine uğruyor. Bunu engelleyen son derece çağdaş ve demokratik bir yasa çıkarmışsınız. Allah resulü de demiyor mu:” Kadın sizin eşiniz benzeriniz denginizdir, diyor. Kadınlara Dokunmayın .”diyor. Şimdiye kadar AK Parti kadınların oyunu aldı. Şimdi de burada kadınlara haykırıyorum internete girsinler 6284 sayılı yasa nedir görsünler. Kadını koruyan bir yasa. Niye kaldırılmasını istiyorsunuz? Ve anlaştık diyorlar Bu tarafı suçlarken bu taraf diğer tarafın hatalarını da görmek lazım.”
İRFAN SÖNMEZ, İHTİRASLARIMIN DEĞİL, İNANÇLARIMIN PEŞİNDEN GİDEN BİRİSİYİM
Allah nasip eder mi bilemem. Milletvekilliğinin gözümde çok değeri yok. Ben ihtiraslarının değil, inançlarının peşine takılmış giden birisiyim. İnançlarım beni uçuruma götürse düşünmeden giderim. Bu inançlar beni hapishaneye götürse, ‘safa geldi’ diyerek hapishaneye giderim. Üç günlük dünya için, inandığım şeyleri satmam. 28 Şubat’ta 10 defa yargılandım. Ama susmadım. Yarın da susmayacağım. Milletvekilliği için değil, ülkemize, şehrimize, milletimize hizmet etmek için çalışmalıyız. Herkesin yapabileceği bir şeyler vardır. Elazığ bana yetki verirse Elazığ parti ayırt etmeksizin herkesin hakkını savunan bir milletvekili olur. Bizim milliyetçiliğimiz Türk Milletini bütünleştiren, birleştiren bir milliyetçilik olmalı. Ayrıştıran bir milliyetçilik olmamalı.
