“Büyük bir medeniyetin mirasını var gücüyle omuzlamış büyük bir liderin çetin mücadelesine şahitlik ediyoruz. Şahlanış hedefiyle yeni yüzyılın sahibi olmayı, Türkiye’yi muasır medeniyetlerin zirvesine taşımayı hedefleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın yedi düvele karşı verdiği kansız, silahsız fakat zor bir savaşın ortasındayız. Deprem, pandemi ve küresel ekonomik krizlerin etkisinde zor günler geçiriyoruz. Büyük devletlerin iktidardan düşürmeyi seçim vaadi olarak sundukları ve taşeronları eliyle var güçleriyle saldırdıkları liderimizin etrafında kenetlenmek her vatan evladının en asli görevi olmalıdır. Biz şafağın en koyu karanlıkların ardına gizlendiğini biliyoruz. Aydınlık bir gelecek inşa etmek için  karanlığı yırtarcasına kararlı ve kendinden emin bir şekilde durmadan yürüyoruz. Yakın tarihinde dahili ve harici bedbahtlar eliyle IMF ye mahkum edilmiş,  coğrafyasında söz hakkı tanınmayan, gündemi terör ve şehit haberleriyle meşgul, ABD ve Batı’nın bölgedeki oyunlarında sadece figüranlık rolü biçilir hale getirilmişken, bugün coğrafyasının en büyük oyun kurucusu haline yükselmiş Türkiye’nin beka sorunu söz konusudur.” Dedi.

‘YA ÜLKEMİZDEKİ İSTİKRARI KORUYACAĞIZ, YA DA BÖLGEDEKİ OYUNLARIN ETKİSİZ FİGÜRANI ESKİ TÜRKİYE’YE GERİ DÖNECEĞİZ”.

Bireysel hırsların bir kenara koyulması gerektiğini belirten Aday Adayı Erginöz, Türkiye’nin yakın geçmişinde batık bankalar, faili meçhuller ve yoksulluklar yaşandığını ifade ederek:” Ya sınırın öte yakasından başlattığımız yeni güvenlik politikamızla güvenli hale getirdiğimiz ülkemizdeki istikrarı koruyacağız, yada sınır ötesinden vatan bekleyen evlatlarımızı birilerinin vaad ettiği gibi ülke içine geri çağırarak yolların kesildiği, bombaların patladığı, karakollarımızın basıldığı ve her gün yeni şehit haberleriyle uyandığımız, temel insani hakların kısıtlandığı bölgesindeki oyunların etkisiz figüranı eski Türkiye ye geri döneceğiz.” dedi.

Ramazan Erginöz, açıklamasına şöyle devam etti:: “Geçmişin her gün şehit haberleri alınan, batık bankaların, hastanelerde rehin haberlerinin, faili meçhullerin, yokluğun, yoksulluğun, korku nedeniyle kaçış ve göçlerin kaosu andıran karanlık günleri zihnimizde taptazeyken o günlere özlem içinde koşanlardan olmayacağız. Zor günler geçirdiğimiz bu günlerde dahi  11 ili yıkılan bir ülkenin yaralarını sarmak için bir yıl isteyen ve kimsenin vaatlerinin  gerçekleşeceğinden şüphe duymadığı kararlı ve güven veren liderinin yanında durmak zorundayız. Diğer bütün hususları unutun, 15 Mayıs sabahı önümüzde güvenlik politikamıza dair iki seçenek söz konusu olacaktır; Ya sınırın öte yakasından başlattığımız yeni güvenlik politikamızla güvenli hale getirdiğimiz ülkemizdeki istikrarı koruyacağız, yada sınır ötesinden vatan bekleyen evlatlarımızı birilerinin vaad ettiği gibi ülke içine geri çağırarak yolların kesildiği, bombaların patladığı, karakollarımızın basıldığı ve her gün yeni şehit haberleriyle uyandığımız, temel insani hakların kısıtlandığı bölgesindeki oyunların etkisiz figüranı eski Türkiye ye geri döneceğiz. Bireysel hırslarımızı bir kenara bırakmak zorundayız. Tepeye liste dayatacak durumda değiliz. Halkın istemediği kimlikleri dayatmak surlarımızda gedik açmaktır, mücadeleyi kaybetmeye oynamaktır. Su almaya başladığında güverteyi terk eden fareler değil, birlik beraberlik içinde kenetlenerek ülkeyi yıkmaya çalışanlara direnen güçlü kaleler olmak zorundayız. Tüm vatan evlatlarını var olma mücadelesi verdiğimiz bu kutlu davada Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında kenetlenmeye davet ediyorum.”