En düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılmasını içeren kanun teklifi Meclis’e sunuldu. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Memur-Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi, düzenlemede en düşük memur maaşının 22 bin lira olmasını önemli bulmakla birlikte, 6. dönem toplu sözleşmede hüküm altına alınan %6 artış ve gerçekleşen %10.90 enflasyon farkıyla toplamda %17.55 artış yapılarak en düşük kamu görevlisi maaşının 25 bin 860 TL’ye yükseltilmesi gerektiğini söyledi.
BAHŞİ: DÜŞÜK ORANLI ARTIŞLAR, MAAŞ ÜCRETLERİNE ORANSAL YANSIMAYI AZALTIRKEN SORUNLARI BÜYÜTECEKTİR
Katsayılarda yapılacak düşük oranlı artış diğer ödemeleri olumsuz etkileyerek, toplam gelirde negatif sonuç doğuracak, maaş ücretlerine oransal yansımayı azaltırken sorunları büyüteceğini ifade eden Bahşi açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
‘’Bugün TUİK tarafından Haziran ayı enflasyon rakamının 3.92 olduğu açıklandı. Memursen Konfederasyonu olarak biz, kamuda yaşanan gelir dağılımı adaletsizliğine dikkat çekiyor en düşük memur maaşının 22 bin liraya yükseltilmesini önemli olduğunu vurguluyoruz. Gelir dağılımında adaleti sağlamak ve kayıpları telafi etmek için 22 bin liraya ilave olarak 6. dönem toplu sözleşmede hüküm altına alınan %6 artış ve gerçekleşen %10.90 enflasyon farkıyla toplamda %17.55 artış yapılarak en düşük kamu görevlisi maaşının 25 bin 860 TL’ye yükseltilmesini kesinlikle talep ediyoruz.Katsayılarda yapılacak düşük oranlı artış diğer ödemeleri olumsuz etkileyecek, toplam gelirde negatif sonuç doğuracak maaş ücretleri oransal yansımayı azaltırken sorunları büyütecektir.
ALIM GÜCÜNÜN ARTARAK GELİR KAYIPLARININ AZALTILMASI ENFLASYONU DÜŞÜRMEKLE MÜMKÜNDÜR
Memnuniyeti en yüksek seviyeye çıkartmak için, toplu sözleşme masasının yetkilisi Memursen konfederasyonumuz ile birlikte istişare edilerek sürecin yürütülmesi gerekiyor. Alım gücünün yükseltilmesi ve gelir kayıplarının azaltılması için en etkin faktör enflasyonun düşürülmesidir. Yıllık ve aylık fazla düşük enflasyon hedefinin hayata geçmesi halinde maaş ve ücretlerdeki artış rakamsal büyüklükten öteye gidecek alım gücü yükselecek kayıplar engellenecektir.
BİZİM İÇİN KISTAS RAKAMLARIN DEĞİL, REEL ALIM GÜCÜNÜN BÜYÜKLÜĞÜDÜR
Nominal rakamların büyüklüğüne değil, reel alım gücünün büyüklüğünü dikkate almalıyız. Anlık ve önceden maliyetleri gider olarak yansıtan işverenler karşısında maaş artışları 6 ayda bir gerçekleştiği için, sabit gelirliler borçlanarak yaşamlarını idame ettirmektedirler. 7. dönem Toplu sözleşme öncesinde masaya ve taraflara zaman kaybettirmeyecek şekilde 1 dereceye 3600 ek gösterge ve kamu görevlisine kira yardımı hususu da meclis tatile girmeden bu düzenlemenin içerisinde yer alarak sonuçlandırılmalıdır. Her kamu görevlisini ilgilendiren kira yardımı hem de emeklinin beklediği 1. dereceye 3600 ek gösterge zamana bırakılmamalıdır. Gelir artırıcı, gider azaltıcı benzer uygulamalara yer verilmelidir.
KAMU GÖREVLİLERİNİN ÜCRET SKALASINDAKİ BOZUKLUĞUN GİDERİLMESİ GEREKİYOR
Mücadelemiz ve temennimiz gelir dağılımında adaletin sağlanması ve çalışanlar arasında barışın tesis edilmesidir. Mühendis, müfettiş, şube müdürü, akademik personel başta olmak üzere; kamu görevlilerinin ücret skalasındaki bozukluğun giderilmesi, alım gücünün yükseltilmesi, çarpıklığın düzeltilmesi, kamu personel sisteminin onarılması ve emeğin, birikimin, kariyerin hak ettiği konumu konuma gelmesi için mücadelemiz sürecektir. Kamu işvereni ve bu beklentilerden hareketle Ağustos ayında başlayacak 7 dönem toplu sözleşme görüşmelerini fırsat olarak görmeli. Bütçe imkanı ve beklentiler üzerinden daraltıcı tedbirlere değil; güçlü ve büyük Türkiye hedefiyle, uyumlu gelir dağılımında adaleti sağlayan, Türkiye yüzyılına yakışır teklifle masaya gelmelidir.’’
