Ana Sayfa Güncel, GÜNDEM 6 Mart 2024 148 Görüntüleme

DEVA PARTİSİ BABACAN’DAN ERDOĞAN’A 200 TL’LİK BANKNOTLU YANIT: BU PARA TEDAVÜLE ÇIKTIĞINDA 134 DOLARDI, ŞİMDİ 6,5 DOLAR

DEVA Partisi Genel başkanı Ali babacan seçim çalışmaları kapsamında Elazığ’a geldi. DEVA Partisi Genel başkan Yardımcısı İbrahim Halil çanakçı,Deva Partisi Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu, Elazığ İl başkanı Mehmet Kangal,Elazığ Belediye Başkan Adayı Recep Ceylan ile şehirde esnaf ve vatandaşlarla bir araya gelen Babacan, emekli maaşları, çiftçi destekleri ve TUİK’in açıkladığın enflasyon rakamları üzerinden hükümeti eleştirdi.

BÜYÜK VE GÜZEL ÜLKEMİZE YAZIK EDİYORLAR

Çiftçilerin zarar ettiklerini ifade eden Babacan üretimin düştüğünü ve artık gençlerin de çiftçilikten uzaklaştığını belirterek şunları söyledi:
”Diyorlar ki geçinemiyoruz. Bu gün emeklimizin oturduğu ev eğer kendinin değilse, emekli maaşı ile geçinmeleri mümkün değil. Çiftçilerimiz feryat ediyorlar, zarar ediyoruz diye. Ne kadar çok üretirsek o kadar çok zarar ediyoruz. Maliyetler almış başını gitmiş.Ve gençler babalarının mesleğini yapmak istemiyorlar. Gençler tarımla uğraşmak istemiyorlar. ‘Baba sen zarar ediyorsun, ben başka bir iş yapmak istiyorum’ diyorlar. Gerçekten de bu büyük ve güzel ülkemize çok yazık ediyorlar. Çektiğiniz bu sıkıntılar sadece ve sadece kötü yönetim yüzünden.


BİZ 2013’TE MİLLİ GELİRİ 12 BİN 500 DOLARA ÇIKARTTIK, 10 YIL SONRA ERDOĞAN DİYYOR Kİ; 13 BİN DOLARA ÇIKARDIK

Bu büyük ülke, doğru yönetildiğinde, ehil ve dürüst kadrolarla yönetildiğinde nasıl büyük bir başarıya ulaşıyor, nasıl koşmaya başlıyor bunu gördük. Elazığ’ın öz evladı İbrahim Çanakçı Bey 11 yıl Türkiye hazinesinin başında oldu. Çok yakın çalıştık. Ama nasıl? Dürüst ve ehil kadrolarla çalıştık. İşi ehline teslim ettik. İşi yandaşlara teslim etmedik. Bu bendendir diye onları göreve getirmedik. Dürüst ve ehil kadroları bütün kurumların başına getirerek, adalet ve istişare ile yöneterek Türkiye’de başarılı olduk. 3 bin 500 dolarlık milli gelirimiz 12 bin 500 dolara çıktı. Yıl 2013. Bundan 10 yıl sonra Sayın Erdoğan ne diyor? ’’ Milli gelirimizi 13 bin dolara çıkarttık’’ diyor. 2013 yılında ,bundan 10 yıl önce 12 bin 500 doları yakalamışız.


TÜİK’İN TERAZİSİ BOZULALI ÇOK OLDU, BU ÜLKEDE 2018’DEN BERİ GERÇEK ENFLASYON TRAKAMLARI AÇIKLANMIYOR

TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları üzerinden hükümeti eleştiren Babacan, 2018 yılından beri gerçek enflasyon rakamlarının açıklanmadığını belirterek:
”Bu ülkeyi fakirleştiren siz ve sizin yönetiminiz oldu. Üstelik TÜİK’in açıkladığı rakamlarla bunu anlatmaya çalışıyor. TÜİK’in terazisi bozulalı çok oldu. Devletin en doğru verileri açıklaması gereken kurumu, devletin enflasyonu düzgün ölçmesi gereken kurumu, devletin her türlü istatistiğini ölçüp doğru olarak yayınlaması gereken kurumu artık doğruyu söylemiyor. Şimdi ne oldu. Baktılar ki enflasyon artıyor, düşüremiyorlar. Çünkü para basıyorlardı. Döndüler TÜİK’e dediler ki;’’ biz düşüremiyoruz. Bari sen düşür.’’ TÜİK de ‘başüstüne’ dedi, düşürdü enflasyonu. Ama halkın enflasyonu düşmüyor.”.
”Emeklimizin, çiftçimizin enflasyonu düşmüyor. Yükselmeye devam ediyor. Gerçek enflasyon, halkın enflasyonu yüzde 130 iken tutup da TÜİK’e yüzde 65’lik bir enflasyon açıklatıp, emeklinin de maaşına ona göre zam yaparsanız, o zaman emeklinin hakkına girmiş olursunuz, emekliyi fakirleştirmiş olursunuz. Gerçek enflasyonla, halkın yaşadığı enflasyonla TÜİK’in açıkladığı enflasyon arasındaki farkla da emeklimizi mağdur etmiş olursunuz. Bu son bir yılda değil. 2018 den beri böyle. 2018 den beri gerçek enflasyon açıklanmıyor. Çarşıya çıkan herkes, evine yarım kilo peynir, 250 gram kıyma alan herkes gerçek enflasyonu bilip, yaşıyor. Halkın bildiğini, gördüğünü, yaşadığını halktan saklayamazsınız. Ne açıklarsanız açıklayın. Gerçekten yazık olacak. Bu büyük ve güzel ülkeye çok yazık olacak.” dedi.


200 TL’NİN TEDAVÜLE ÇIKTIĞI ZAMANKİ DEĞERİNİ KORUSAYDI DA, EMEKLİYE ZAM YAPMASAYDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde emekli maaşları üzerinden yaptığı değerlendirmede ” Biz geldiğimizde emekli maaşı 66 lira idi, şimdi 10 bin lira .Nereden nereye?” sözüne de tepki gösteren Babacan, Erdoğa’a 200 TL’lik banknot üzerinden cevap verdi. Babacan şunları söyledi:
”Bu 200 lira, tedavüle çıktığı yıl değeri 134 dolar Bugünkü değeri 6,5 dolar. Keşke bu 200 liranın değeri 134 olarak kalsaydı da ,sayın Erdoğan emeklinin maaşını hiç arttırmasaydı, biz razıydık çünkü emeklimiz daha çok kardaydı. Şu paranın değerini 134 olarak korusun yeter. 134 dolar etseydi bu 200 lira, o günden bugüne de emeklimize hiç zam verilmeseydi, emeklimizin cebine daha fazla para girerdi.

RAKAM OYUNLARIYLA ŞURDAN ŞURAYA ARTTIRDIK DİYE KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?

Rakam oyunlarıyla şuradan şuraya arttırdık diye kimin kandırıyorsunuz? Emekli maaşıyla pazara çıktığında bakkala manava çıktığında pazara gittiğinde ne alabiliyordu eskiden ne alıyordu? Bugün ne alabiliyor? Bunu hayatın içerisindeki insanlar biliyor. Keçiören’de otururken bir apartman dairesinde, komşuları vardı Emeklilerle komşular, yolda karşılıyordu. Kapıcısı vardı, kapıcısı pazardan haber getiriyordu. Ne zaman ki külliyeye taşındı, vatandaşla, emekli ile irtibatı koptu;
Onun için Türk lirası içerisinden şuydu, bunu yaptık; buydu bunu yaptık bunların hiçbirisi inandırıcı şeyler değil. Önemli olan bir aylık emekli maaşının satın alma gücüdür. Bir aylık maaşı ile eskiden ne kadar alışveriş yapabiliyordu? Bugün ne kadar alışveriş yapabiliyor? Hesap çok basit. Onun için bu rakam oyunlarına başvurmasına gerek yok.

KARŞILIKSIZ PARA BASARAK KUR FARKI ÖDENİYOR, PARANIN DEĞERİ DÜŞÜYOR

Bu günkü durumda emeklilerin geçinemeyecek hale gelmelerinin tek sorumlusunun Erdoğan olduğunu da belirten Ali Babacan, tek yetkinin Erdoğan’da olduğunu ve yaşanan mağduriyetlerden doayı da kimseyi suçlayamayacağını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
”Emeklilerimizin sayın Erdoğan’dan beklediği bir an önce insan onuruna yarşır bir hayat yaşayabilecekleri gelir seviyelerine ulaşmak. Tek yetki kendisinde. Suçu kimseye atamaz.. Merkez Bankası’na talimat veren de o. Tek imzayla aklına gelen her şeyi yapan da o. Elini tutan mı var? Yapabilir. Ancak şunu görelim. Gerçekten bu paranın değeri düşüyorsa, karşılıksız para bastığı için düşüyor.”

ÇİFTÇİYE 91 MİLYAR DESTEK VERİLİRKEN, FAİZE VE KUR FARKINA 2 TRİLYON 250 MİLYAR ÖDENİYOR.

Bir rakam vereyim. Bu bölge aynı zamanda tarım ve hayvancılık bölgesi. Tarım ve hayvancılar için bu yıl bütçesinden ayrılan para 91 milyar lira. Çiftçiye verilen bütün destek bütün Türkiye’de 91 milyar lira. Peki faize ayran rakam ne kadar? Bir trilyon 254 milyar lira. Sadece faize. Yetmedi, bir de kurt korumalı mevduata kur farkı veriyorlar. Bir trilyon lira da kur farkı ödüyorlar. Merkez Bankası’na karşılıksız para bastırarak bu kur farkını ödüyorlar. İkisini toplayın, iki trilyon 250 milyar. Çiftçiye 91 milyar. Zaten bankada parası olana, faiz ve kur farkı olarak ödedikleri iki trilyon 250, Yani 25 katı. Milyonlarca çiftçiye destek verilerinin 25 katını, faiz ve kur farkı verirseniz; bunu da faizsiz karşılıksız para basarak öderseniz; bu ülkede enflasyon düşmez. Bu kadar basit. Her para bastıklarında enflasyon şişiyor, enflasyon şiştikçe insanlar mağdur oluyor. Karşılıksız para bastıkça gübreye zam geliyor, karşılıksız para bastıkça mazota zam geliyor, yeme zam geliyor, tohuma zam geliyor, elektriğe zam geliyor. Hesap çok basit. Yani onun için diyoruz ki; Merkez Bankası bağımsız olmalı. Zannetmeyin ki Ali Babacan’ın yakın arkadaşlarından birini alıp da ekonominin başına getirirsek bu işleri toparlar.Yapamaz. Çünkü hukuk ve adalet olmadan ekonomi olmaz. Güven olmadan ekonomi olmaz.

 

 

MİLLETİN YAŞADIĞI YÜZDE 130 ENFLASYONU GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKARAK YÜZDE 65 DERSENİZ GÜVEN OLUŞTURAMAZSINIZ

Milletin yaşadığı enflasyonu gözünüzün içine baka baka enflasyon % 130 değil, %65 diye anlatırsanız güven oluşturamazsınız. Güven oluşturamazsanız da ekonomi olmaz. 9 ay geçti değil mi.Olmuyor. Bugün şimdi İbrahim Bey bu işin sadece Türkiye’de değil dünyada uzmanıdır. İbrahim bey ekonominin başına geçse de zor, yapamaz veya 10 tane Nobel ödüllü iktisatçı getirin, koyun yapamaz. Çünkü ülkenin başındaki önce insan demedikten sonra, hukuk adaletle yönetmedikten sonra olmaz, olmayacak da. Üzülerek söylüyorum, bu ülkenin bir vatandaşı olarak, içim acıyarak bunu söylüyorum. Olmayacak da. Onun için Türkiye’de topyekün bir iktidar değişikliği olmadıktan sonra, sadece yönetimde değil, hukukta,adalette, eğitimde, sağlıkta işi bilen ve dürüst bir kadro bu işin başına geçmedikçe; bu ülkede sorunları düzelmedi düzelmeyecek.”

 

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com