Bilen bilir Elazığ’ın 8 köşe şapkasını. Elazığ kültürünün en belirleyici ürünlerinden birisi olan şapkanın sekiz köşesi var. Ve her köşeye yüklenmiş güzel bir anlamı; yiğitlik, mertlik, çalışkanlık, cömertlik, dürüstlük, misafirperverlik, alçak gönüllülük, doğruluk ”
Her köşesinde bir anlam, Elazığ kültürünün, insanının bir özelliğinin mal edildiği 8 köşe şapkanın kıymetini bilen de, anlamını bilen de, o şapkayı yapan da yok denecek kadar azaldı.
83 yaşındaki Muhittin Dağdelen 1965 yılından beri kendi dükkanında Elazığ’ın 8 köşe şapkasını imal ediyor.13 yaşında çırak olarak başladığı 8 köşe şapka dikimi zamanla ustalığa dönüşerek 59 yıllık bir geçim kaynağına dönüşmüş. Üstelik el emeği ile. Her gün sabah Elazığ’ın Çarşı Mahallesi’ndeki Küçük Terziler Sokağı’ndaki dükkanını açıyor ve akşam hava kararana kadar bıkmadan, usanmadan işini icra ediyor.
Elazığ’ın 8 köşe şapka kültürünü yaşatmak istediğini ifade eden Dağdelen: ”Artık bu sanatla uğraşan kalmadı. Belki bir-iki kişi. Bizden sonra bu şapka sadece süs veya hatıra amaçlı alınacak. Belki birilerinin koleksiyonunu süsleyecek. Ve kültürümüzün bu önemli parçası bir yaşam tarzı olmaktan çıkacak.” diyerek serzenişte bulundu..
HER KÖŞESİNDE AYRI BİR EMEK, GÖZNURU
Dağdelen ‘Nerede o eski Elazığ’ diyerek bir iç çekiyor. Ve başlıyor anlatmaya. Çok küçük yaştan itibaren başladığı mesleğini büyük bir aşk ile 83 yaşında sürdürdüğünü söyleyerek: ”Bu işi yapan kalmadı artık. Oysa bu bir sanattır. Ben de bu işi yapan son sanatkarlardan birisiyim. Kültürü yaşatırken, geçimimi de sağlıyorum. Ama belki de benimle birlikte bitecek bu sanat.1955 yılından beri bu işin içindeyim. 1965 yılından beri de kendi dükkanımda bu işi ustalıkla yapıyorum. Yaşım 83. Günde 3 veya 4 şapka dikebiliyorum. Sadece Elazığ’a değil. Dışarıya da ürün gönderiyorum. Ama artık 8 köşe şapkamızı anı olsun diye alıyor insanlar. Bu şapkayı çok takan yok. Bu şapkayı yapan da yok. Ama bu şapkalar çok özel.Alelade şapka ya da kasket değil.8 köşeli. Her köşesi ayrı bir anlam, ayrı bir zenginlik. . Şapkanın sekiz köşesi; yiğitlik, mertlik, çalışkanlık, cömertlik, dürüstlük, misafirperverlik, alçak gönüllülük, doğruluk gibi değerleri temsil ediyor. Bu şapkayı takmanın ayrı bir ağırlığı var aslında. Hani derler ya; ‘her babayiğidin hakkı değildir bu şapkayı hakkıyla taşımak’. Mesleği yapan az sayıda kişi kaldık şurada. Ben benden sonraki kuşağa aktarmak isterdim.3 Oğlum var. Hepsinin kendi işleri var. Ben yaşatmaya çalışıyorum bu kültürel ürünümüzü. Şehir dışına da satıyorum. Diyorum ya meraklısı var bu kasket şapkaların.”
ELAZIĞLI DEDİĞİN YUMURTA TOPUKLUSU VE 8 KÖŞELİSİ İLE FARK EDİLİRDİ
Eski Elazığ’ı da anlatıyor bizlere. Elazığ’ın yerlileri yumurta topuklu ayakkabısını giyer, başına da bu kasketi taktı mı ‘tüm dünyaya meydan okuyacak gibi olurdu’ diyor. Dağdelen o günleri şöyle yad etti: ” Öyle kuru boş bir giyim değildir bu dediklerimiz. Siyah takımını pantolonlu ya da şalvarlı olarak giyerdi. Yelekli olacak takım. İçine beyaz temiz bir gömlek ve kafasına da bizim 8 köşeyi takacak. Bir çıktı mı caddeye herkes bilecek ki bu gelen halis Elazığlı Gakko. Elazığ’da her şeyin bir anlamı, bir ağırlığı vardı. Bir şeyi giyiyorsan bir anlam taşıdığı içindir. Elazığ’ın Beyefendisi olmak da bu gibi giysilerle bir anlam taşıyordu. Şimdi öyle mi. Zaman her şeyi değiştirdi. Tabi bizleri de. Şimdi bir kaç mağaza ve bu kültürü yaşatmak isteyen bir avuç insan kaldık.”